Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Tigem0663
Tigem0663
VİP ÜYE

Felsefenin gelişimi

Yorum

Felsefenin gelişimi

( 4 kişi )

6

Yorum

11

Beğeni

5,0

Puan

290

Okunma

Okuduğunuz yazı 15.7.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Felsefenin gelişimi

Gül, dikeni ile değil, kokusuyla kendini korur.
︎
Georg Wilhelm Friedrich Hegel

19.yy felsefe insanları insan zihnini inceleyerek felsefe dalına yeni argümanlar belgeler kazandırarak felsefeyi yeni boyutla insanlara tanıttılar insan zihnini inceleyen Hegel onu tanıtırken insanlara zihnin tarihsel boyutunuda anlatmayı tercih etti biz insanlara Hegel şöyle diyordu "Tarihten öğrendiğimiz şey, insanın tarihten hiçbir ders alamıyor olduğudur."Hegele göre akıl ve zihin sürekli değişip gelişirken akıl ve zihnin bir evrimi vardır ve her akıl mutlaka sosyal hayattan ve yaşanılan koşullardan etkilenir bu etkilenme ise iyi ve kötü yönde olabilir tarihten ders ve ibret almak isteyen insan mutlaka ondan olumlu bir ders alacak kötülüklerini azaltıp iyiliklerini çoğaltma yolunu seçecektir 18.yy tam bir akıl çağıydı 19.yy felsefesini ise zıtlıkların çarpışması olarak tarif edebiliriz bu dönemin önemli felsefe insanlarından biriside Marks ve Darvin olacak Marksizm bu devirde gelişmeye fikir fidanı büyüyüp boy atan bir ağaç olmaya başlayacaktı "Ben mal değilim. İnsanım Değerlendirilmek değil insanca değerli olmak, yaşamak istiyorum.”diyen Marx ise erdemi insanca yaşamak bir mal gibi değil insan gibi görülmekten ibaret olduğunu söyler ona göre akıl ve zihin insan gibi bir muamele görür ise erdem kazanır erdemin en güzel yolu insanlıktır

İnsan kendini sevmeyi öğrenmeli.

Böyle Söyledi Zerdüşt
Friedrich Nietzsche


19.yy felsefesinde öne çıkan felsefeciler genelde şunlar olmuştur Kirkegaard Nietche Schophauer akıl dışını ön plana çıkartırken Alman idealizminin ön plana çıkıp çağa damga vurduğunu farkederiz Alman bilim adamı Nietche şöyle diyecek
"önce sen kendini inşa etmelisin, dimdik bir beden ve dimdik bir ruhla."Nietche felsefesinde insan başı dik ve gururlu bir şekilde dik durarak yalpalamadan kendini inşa etmesi gereken bir canlıdır ve insan dik durabilirse boy verir 19 yy daki aydınlanma felsefesi doğa bilimlerinden görünen dünyayı argüman olarak kullanmayı tercih ederek aklın kendisini en çok ve en iyi biçimde bilim alanında gösterdiğine inanmışlardır metafizik ve görünen ötesindeki mana alemi ise geri planda kalmıştır aydınlanma metafizik dünyasına kuşku ile bakmayı tercih etmiştir 18.yy da metafizik bilimi aşan konuların akıl ile kavranamayacağını belirtir iken 19.yy da teolog felsefeciler yetişmiş fichte schelling ve hegel gibi Alman idealistleri teolojiden oldukça faydalanmıştır bunlar aynı zamanda protestanlığı bir mezhep olarak seçmiştir ve 19 yy da daha önceki çağlarda olduğu gibi din ile felsefe birbirlerini etkilemeye devam etmiştir ikiside ilme açılan kapıdır
 
Herkese yerini bildirmeli.Bu sefil dünyada yol ancak böyle açılıyor.

Johann Gottlieb Fichte

Prusyalı Alman filozof Immanuel Kant (22 Nisan 1724 - 12 Şubat 1804) 18.yy da batı felsefesinin kurucu isimlerinden birisi olup "İnsan bakım gözetim ve eğitime ihtiyaç duyar Eğitim, terbiye ve öğretimi tazammum eder. Bunlara hayvanlar gereksinim duymazlar."diyerek hayvan ve insan farkını ortaya koymuştur insan eğitim ve öğretim e ihtiyaç duyar ve gerekli eğitimi alıp onu doğru kullanan kişi hayvani özelliklerden kurtarabilir yani insanlığımızın ilk şartı eğitim ve öğretimdir 19.yy da pek çok Alman filozofunu etkileyen felsefecilerden bir kaç tanesi şöyledir Fichte Schelling ve Hegel gibi Alman filozofu Kanttan pek çok konuda etkilenerek kimi zamanda kendi düşünce ve fikirleri ile Kantın söylemlerini geliştirmişlerdir her insan kendinden öncekinden etkilenir ve kendinden sonrakinden etkilenir buna görede filozof ve şair söz sanatına bir tuğla koyarak duvarda gedik açmaya çalışır Alman düşünür Johann Gottlieb Fichte 18.yy da dünyayı şöyle tarif ediyordu ona göre dünya değerlerimizi ve sergilediğimiz bir sahnedir onu bizler yaptığımız eylemler ile zenginleştiririz yani insan sahne ve perdenin sanatçısıdır hayat bir perde ise  bu perdenin başrol oyuncusu eylemleri hareketleri ve yaptıkları ile insandır

Nietche nin bilgi görüşü

önce sen kendini inşa etmelisin, dimdik bir beden ve dimdik bir ruhla.

Böyle Söyledi Zerdüşt
Friedrich Nietzsche

Tanrı öldü diyen Nietche bilgi konusunda metafiziğe reddiye yaparak aynı zamanda 5 duyu ile kavranamayan varlıklarıda reddetmiş olmaktadır ona gerçek ve hakikat duyulardan gelir ve bir nesne ancak ona dokunup tattığımız gördüğümüz ölçüde var olur insanlar ancak duyu bilgisiyle güçlenir ve silahlanırlar o halde gözümüzle görüp el ile tutmadığımız nesneler yoktur ve biz onların cisimlerini tarif edip onlara var diyemeyiz Nietche göre asıl incelenmesi gereken tanrı ve uzay değil bu dünyada görüp dokunduklarımız vede insandır Tanrıyı öldürdükten sonra insan kendini aşmalı ve üst insana ulaşmalıdır diyen Nietche ünlü kitabı böyle buyurdu zerdüştte şöyle der "Özgür mü diyorsun kendine? Sana hükmeden düşünceni duymak isterim..."Bilgi sürekli değişir ve mutlak bilgi yoktur nesneler üzerinde herkesin farklı bir görüşü vardır herkes nesneyi Farklı görür ve yorumlar işte bu yüzden mutlakiyetten söz edilemez diyen Nietche göre insan ilk önce kendisini inşa etmeli inşa edilen insan ruhudur ve ruh dimdik ayakta durabilmelidir işte insanı ayakta durduran en büyük duygu özgürlüktür ve en büyük özgürlüğe sahip olduğumuz duygular sayesinde ulaşırız

Senin kendine yaptığını, kimse yapamaz sana.”

Böyle Buyurdu Zerdüşt
Friedrich Nietzsche


Pozitivizm 1800-1850 li yıllarda başını Augost Comte un çektiği akımdır ilk çağ felsefesi ve daha çok Aristotalesten etkilenen Comte göre "İnsan zekası bir aracı olmadan, bütün olayları gözleyebilir; gözleyemeyeceği tek olay vardır: kendisi."
Comte ve pozitivist akımın önderleri doğru bilginin sadece bilimsel bilgiden ibaret olduğunu ve de doğru bilgiye sadece akıl ve insan zihni ile ulaşılabileceğini ifade ederler buna göre kesin ve mutlak bilgi ancak insan zekâsı sayesinde elde edilebilir zihnimiz sürekli deneme yanılma yöntemini kullanarak en sonunda hakiki bilgiye ulaşacaktır bunun tam aksini iddia eden Nietche göre ise felsefede kesin ve en doğru bilgi yoktur felsefede hakikat ve doğruluktan ziyade kişiden kişiye değişen bir bilgi söz konusudur her insan bilgi binasını farklı inşa eder Nietche der ki "Dindirilmemiş, dindirilemez bir şey var içimde; yükseltmek istiyor sesini" ona göre dünyada insanın içinde giderilmemiş bir susuzluk vardır ve insan susuzluğunu ancak bir şeyler yapar bir şeyler başarabilirse gidercektir evet insan bir bina dikebilir ve bir ağaç ekebilirse deneyim kazanır insan yaptıkları sayesinde ya susuz kalır yada susuzluğunu gidererek bilgiye ulaşır ve bizi erdeme ulaştıran sahip olduğumuz deneyim tecrübe ve elde edilen sonuçtur


Eğitimci diğer bütün mesleklerde çalışan kişilere oranla çok daha ilerisini görmeye çalışmaktadır .

John Dewey

John Dewey genel ve tek gerçeğe metafizik ile ulaşılamaz gerçek ve değişmez olan bilgi mümkün değildir çünkü tüm ilkelerin belirleyicisi insanın özü yani onun kendi benliğidir herkesin benliği farklı olduğundan dolayıdırki her göz farklı görür her kulak farklı duyar işte bu yüzden mutlak bilgiden söz edilemez anlam ve mana ise sürekli gelişir ve değişir işte bu değişme gerçek ve evrensel olandır her var olanın mutlaka bir değişme yasası vardır diyen John Dewey
"Düşünmenin kaynağı şaşkınlık, kafa karışıklığı ve kuşkudur. O bir kendiliğinden tutuşma olayı gibi gerçekleşmez, daima kendisini kışkırtacak bir şeye ihtiyaç duyar." diyerek düşünmemiz gerektiğini bu düşünmenin ise insandaki kuşku ve sorgulama ile yapılacağını dile getiren Deweye göre doğadaki var olan nesneler insan zihninde bir alev yakarak onun tutuşmasına akıl karışıklığına sebep olur  doğadaki nesneler akıl ile algılanır ve sorgulama yapmamıza sebep olurlar "Bir gram yaşantı bir ton kuramdan daha iyidir."Deweye göre insan bilgisi insan yaşantısı sonucu oluşur insan ise yaşadıklarının toplamıdır insanın yaşadıklarına verdiği anlam ise sürekli değişir insan yaşadıklarına her gün farklı bir bakış açısıyla bakar bu yüzden mutlak kesin ve değişmez bir bilgi mana yoktur

Yöneten, güç ve yetenekleri iş içinde tanımadıkça, yönlendirme girişimlerinde kesinkes yanılgıya düşer.

John Dewey

Bilginin anlatımı konusunda klasik filozofları eleştiren Dewey bu filozofların bilgi konusunda pek çok yanlış ve açmaza düştüklerini dile getirir Deweye göre doğa ve zihin iki farklı varlık vede alemdir ve birbirlerinden bağımsız olarak incelemek gerekir doğa ise kişinin izleme ve bilme kapasitesi sayesinde anlaşılabilir buna göre doğayı bilmenin en iyi yolu yaşanılan anı gözlemek ve onu yorumlayabilmektir evrim teorisinden ve tarihsel gelişimden yola çıkan Dewey Darvinizmden oldukça etkilenmiştir insan biyolojik bir varlığa sahiptir ve insan çevresi ile girdiği etkileşim ile anlaşılır Darvine göre her biyolojik varlık gibi insanda ayakta kalmak için mücadele eder Hegeldende etkilenen John Dewey insan karakteri çevresiyle kurduğu münasebetler sonucu gelişir her var olan birey yaşadığı çevre ile bir çatışma içindedir bu çatışmalar ise biyolojik bir varlık olan insana deneyim ike tecrübe kazandırır misal yöneten güç çevresini ve insanları tanımalı buna göre bir görev listesi yönetim şeması çıkarmalıdır insan çevresini ne kadar iyi tanırsa başarılı olma yüzdesi artacaktır



Tanrı’ya inanmak, hayatın bir anlamı olduğunun farkına varmaktır.

Ludwig Wittgenstein

Nesneler tanımlanamaz çünkü tanım sürekli değişir bir nesnenin tanımı hem size hem diğer insan için her zaman farklı olur bu yüzden cisimler ancak adlandırılabilir misal bir bıçağın ismi her yerde aynıdır ancak onun taşıdığı anlam ve mana dünyası sürekli değişir diyen Wittgeinstein e göre"Mutlu olan tek yaşam, dünya nimetlerinden feragat edebilen yaşamdır."mutluluk her yerde mutluluk ismi ile adlandırılsada her kişi mutluluğa farklı bir anlam yükler onu farklı görür bu yüzden insanlara göre mutluluk tanımı sabit ve aynı kalırken mutlulukların anlamı sürekli değişir iki zihin aynı fotoğrafı çeker çektiği nesneye iki kişide aynı ismi verecek olsa bile dil ona aynı ismi verecek olsa bile anlamını eşit derece ve benzerlikte tarif edemez insan dili ile nesneleri anlamlandırır ve görüşümüz açıklamamız nesneleri dilimiz ile tarif edip anlam verişimiz ile sınırlanır insanın dünyası konuştuğu dil kadardır buna göre dil mutluluğu tarif eder bize o mutluluğa nasıl ulaşacağımızı söyler zihnin hayal ettikler dil isim ve mana vererek sizin dünyanızı genişletir bu yüzden dil en çok dünyamızı genişletip zenginleştirmeye yarar ve insanın anlam verip tarif edemediği her nesne varlığını kaybeder vakti saati gelincede yok olur

Neden burada olduğumuzu bilmiyorum ama eğlenmek için olmadığı kesin.”

Ludwig Wittgenstein


Wittgeinstein a göre felsefe söylenemez olan ile ilgilenmemeli dil ise bir cismin tanımını doğru yapmaliki zihin karışıklığına sebep olunmasın ona göre felsefe bir harekete geçmek ve düşüncenin eylem haline getirilmesi yani hareket ve aksiyomdur felsefe görülen evren ile ilgilenmeli merceğini görülebilir ve gözlenebilir olana çevirmelidir dini ve metafizik alanı herkesçe farklı görülüp anlaşıldığından dolayı zihin karışıklığına sebep olur bu yüzden dini tümceler kanıtlanamaz ve de söylenemez olgulardır ona göre felsefe görünen somut madde dünyasıyla ilgilenmeli metafizik ve soyut olan nesneler ile ilgilenmemelidir çünkü soyut dünya bir mana alemi olup her nesne gördüğü cismi farklı tarif eder ve ona başka bir mana yükler  "Hayal edilmeyen şey hakkında konuşulmaz bile."diyen Wittgeinstein a göre zihin hayal eder dil anlam yükler buna göre zihin bir fotoğraf makinası gibi çalışarak nesnelerin fotoğrafını çeker bu çekilen fotoğraflara dil anlam ve mana verir dünyanın en değerli fotoğrafını çekseniz bile ister hayal olsun isterse gerçek o çekilen fotoğrafın değerini ancak diliniz ile ifade edebilir yani her nesnenin değeri ifade edip konuştuğunuz kadardır


Sahip olduğun mutluluğun kıymetini iş işten geçince anlayacaksın.

Albert Camus


Albert Camus yabancı kitabında kahramanı Mersaultu konuşturarak bize hayatın tek düzeliğini vererek onun insana bıkkınlık verdiğini anlatmak ister peki Albert Camusa göre insanı hayattan bıktıran nedir Albert Camus şöyle der "insan hayatı hiç bir zaman değiştiremez her hayat bir diğerine benzer" İnsan duyguları ne kadar zengin ve çeşitlide olsa duygulara verdiğimiz tepkiler aynıdır Hindistanın bir köşesinde ağlayan insan ile Türkiyede ki insanın ağladığı konularda genellikle ortak bir yön ve benzerlik bulabilirsiniz zenginde fakirde aynı sebepten dolayı sevilip üzülebilir "İnsan bilmediği konularda hep abartılı fikirlere sahip olur."diyen Camusa göre insan bilmediği konuları abartmayı sever buda insanın duygularına anormal vede aşırı saçma diyebileceğimiz uç tepkiler vermesine sebep olur camusa göre zaman öldürücü bir süreçtir mutlaka sonu ölüm ile biten zaman sürecinde insan geleceği değiştiremeyeceğinin farkına varır insan yaşadıkça zamanı değiştiremeyeceğini başına gelecekleri engelleyemeceğini farkeder fakat insan zamanı kabullenmek yerine onu değiştirip başkaldırmak ister ve zamanı kabul etmek yerine onu kendisine düşman seçen insan yenilir Camusun bu konudaki en iyi çözümü ise şudur sahip olduklarını değiştirmek yerine onları kabullen


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

Felsefenin gelişimi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Felsefenin gelişimi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Felsefenin gelişimi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
16.7.2025 15:54:10
Tebrik ederim saygı-değer hocam.
Derin ve kapsamlı bir yürek esintisi günü ihya eden yürekleri de engin kılan...
Selamlar saygılar
Mücella Pakdemir
Mücella Pakdemir, @mucellapakdemir
16.7.2025 14:06:58
Felsefe, dinleri ortadan kaldırmak amacıyla icat edilmiştir.
İnsandaki inanç boşluğu, din ortadan kalkınca ne ile dolacaktı?
Felsefe ile tabii ki.
Felsefenin temeli düz mantıktır.

Şimdi aklıma "Düz Mantık" isimli bir fıkra geldi.
İnternette var merak edenler için.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
16.7.2025 11:18:51
5 puan verdi
Dünya insana ve insanlığa hep benzer hayat sunar zira dünyanın sunumu asırlardır çok değişmemiş bu sunum dünyanın gelişimi ile ilgili değil coğrafyasıyla ilgilidir insanlar bile dünyanın coğrafyasının ürünüdür eksik olanı tamamlama gibi bir niyetle yazmadım insan ve insanlık dünya coğrafyasının bire bir yansımasıdır yaşama kutlarım bu güzel çalışmanızı
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
16.7.2025 11:13:50
Emeklerinize sağlık... Teşekkürler
M.Y.
M.Y., @m-y
16.7.2025 07:43:57
Ludwig Wittgenstein: Neden burada olduğumuzu bilmiyorum ama eğlenmek için olmadığı kesin.” demiş.
Burada oluşumuzun; bir anlamı, gayesi var mı ki? (Yok): Bazıları tanrıyı yaratarak anlam kazandırmaya çalışmış.
kazım demir
kazım demir, @kazimdemir
16.7.2025 07:35:16
5 puan verdi
Kalemin daim olsun böyle paylaşımlar görünce mutlu oluyorum
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL