DURUMLARIMIZ NASIL!

Sevgili Kudüs gönüllü dostlar.. Son günlerde siyonistler bütün hatlarıyla ve öldürücü darbeleriyle Gazze’ye saldırıyorlar; gelen haberlere göre nerdeyse şehit sayısı her gün yüzlerce olarak ifade ediliyor, sığınak delici bombalar atılıyor, tünellere nüfuz edilmeye ve Gazze (KUDÜS-FİLİSTİN) tamamen bitirilmeye çalışılıyor.. SAYIN SEYİRCİLER de malumunuz!

Bizde ise bir defa USÜL eksikliği, hattâ HATASI var; mesela, Fetih Suresi son ayetinde “ O, Allah’ın elçisi Muhammed’dir. Onun yanında olanlar kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler. ……” buyurulmasına rağmen, bizimkiler dediklerimiz GENELLİKLE gavurlara karşı çok nazik ve kibar davranırlar, o Ayetin başında adı geçen Muhammed Aleyhisselâmın ümmeti olmaya tamamen ters bir yaklaşımla, bize gelince de ağızlarına geleni doluluğunca boca ederler, her türlü kabalık, tahkir ve tezyif başımızın üstünde uçuşur adeta! Fikrini, düşüncesini beyan eden insanlara “haddini bildirmek” bazı MENSUBİYETLERİN RACONUDUR bu memlekette sanki! Bunu yaparken de öylesine kasıla kasıla yaparlar ki sanki kendilerine yeni vahiy gelmiş sanırsın! Klişe gerekçeler sıralanır.. elbette geçerliliği olan gerekçeler değildir bunlar; sadece narkozluların iknâ edilmişliklerinin göstergeleridir!

Efendim “Biz Amerika’dan ve israil’den daha güçlü silahlara sahip olduğumuz zaman göstereceğiz onlara günlerini!” mealindeki kulağa hoş gelen lâflar birazcık boş lâflar gibi! Bu arada, Amerika ve israilin de eli armut toplayacak ve bize mağlup olacakları günlerini oturup bekleyecekler! Nasıl masal ama!

Neyse…
Hani, iki yıldır hepimiz bekledik; adına İ.İ.T. denen “İslam İşbirliği Teşkilatı” üyeleri topluca bir eylem kararı alırlar, bazı ekonomik ve diplomatik kısıtlamalarda bulunurlar, varsa ellerinde ticari ve sosyal kozlarını kullanırlar, belki de terör devleti israili devlet olarak tanıma kararından vazgeçerler! Filistin’in meşru Hükumeti olarak Hamas’ı kabul ve ilan ederler! diye amma, ne gezeeeer! İslam İşbirliği Teşkilatı meğerse sadece İŞGİRLİĞİ TEŞKİLATI imiş!

Şu an Gazze’de SAHABE NESLİNDEN kalma bir avuç mücahit canhıraş mücadele ederken; bizler onlara sorsak acaba “Arkadaş, siz neyinize güvendiniz de israil’e saldırdınız? Biraz güçlenseydiniz, ABD ve israil’den daha fazla silahlarınız olsaydı!” desek.. acaba bize ne derler? nasıl bir cevap verirler bize o mücahitler? ………
Daha geçen hafta İran.. iarail’e ve Amerika’ya karşılık verirken onlardan daha güçlü olduğu için mi bu karşılığı verdi acaba?

Fazla söze hacet yok; katillere duyduğumuz öfkeyi bile kendi aramızda ifade edemeyecek kadar Müslümanlarız işte bizler! İşimize geldiği gibi yorumlarız ayetleri ve hadisleri! (HÂŞÂ!)
Bu korkak ve silik anlayış eğer Hz. Peygamber zamanında teşkilatlanmış olsaydı muhtemelen, meselâ Tavaf ve Sa’y esnasındaki IZDIBA ve HERVELE için kim bilir neler söylerdi!
Öte yandan NARKOZ öyle bir şey ki, birilerinin bilerek ve isteyerek atmadığı adımları ve yapmadığı işleri adeta “Stratejik gereklilik” gibi gösterir insana! İşin kılıfı, ya da kitabına uydurmak dedikleri bu işte! Bir de Batılıların ve siyonistlerin kendisini “Filistin Devlet Başkanı” addettikleri, israilin akvaryumunda yaşayan Mahmut Abbas denen birisi vardı, sesi soluğu çıkmıyor, nerelerde acaba? Biz kendisini asla aramıyoruz elbette, bize lazım değil de, öylesine sordum işte!

Bir arap atasözünde “Sevfe terâ ize’ncelel’ğubâru.. e ferasun tahteke ev hımâru!” (Toz duman durulduğunda altındakinin at mı eşek mi olduğunu görürsün!) der!
Herkes fikrinde özgürdür muhakkak. Ben de böyle düşünüyorum; kimse buna katılmak zorunda değil, ben de çoğunluk da olsa kabul etmediğim beşerî fikirlere katılamam elbette! Görelim Mevlâm neyler.. neylerse güzel eyler.
Tez zamanda Kudüs’ün, Gazze’nin, bütün Filistin’in kurtuluşunu Rabbim nasip eylesin.

30.06.2025/İst.
Murat Kahraman Murâdî