0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
170
Okunma
Gökyüzünde Kartal, Yeryüzünde Savaş
Kanatlarımı genişçe açmış, uçsuz bucaksız gökyüzünde süzülüyordum. Rüzgâr tüylerimi hafifçe okşuyor, her çırpışta içimde tarifsiz bir özgürlük ve güç uyanıyordu. Fakat bu gökyüzü alıştığım mavilikten uzaktı; etrafımı saran renkler, çölün sıcak ve tozlu tonlarındaydı. Bulutlar, sanki üzerimize çökmüş bir suskunluk ve zamanın donmuşluğunu yansıtan çöl rengi bir örtü gibiydi.
Yükseklerde, bulutların üzerinde uçarken dünya gözlerimin önünde küçük bir sahneye dönüşmüştü. Gökyüzündeki yalnızlığım, derin bir farkındalıkla buluşuyordu. Kanatlarımı hafifçe çırparak bulutların altına indim. Kendimi, rüzgârın güçlü kollarına bırakıp onun akışına teslim ettim. Artık yönümü ben belirlemiyordum; rüzgârın esintisiyle savruluyordum.
Aşağıya baktığımda, deniz kıyısına yakın, geniş bir ova gözüküyordu. Ova çöl renginde, sıcak ve kuraktı. Ama o sessizliğin içinde bir karmaşa vardı: sayısız insan, birbiriyle amansız bir savaş halindeydi. Denizden dalgalar gibi akın eden saldırganlar, karada sabırla direnç gösteren savunmacılarla karşı karşıyaydı.
İzledim… Kalbim savunanların yanındaydı. Çünkü onlar yılmadan direnen, zulme karşı hak ve adalet için mücadele edenlerdi. Denizden gelenlerin öfkesi ve saldırganlığı göz kamaştırıcıydı, ama karadakilerin duruşu daha anlamlıydı, daha kutsaldı.
Kanatlarımı açıp rüzgârın akışına bırakmak, beni huzurlu ama aynı zamanda çaresiz hissettirdi. Çünkü yukarıdan bakmak kolaydı; ama orada olup savaşın içinde olmak, mücadeleyi hissetmek zordu. Rüyam bana, hayatın böyle bir şey olduğunu anlatıyordu: Yükseklerden bakıp tarafını seçmek, ama akışa teslim olup sabretmek.
Bu rüya, hak ile batılın savaştığı bir zamanın işaretiydi. Ruhumun yüksekliğinde, olayları anlamaya çalışıyordum. İçimdeki ses, saldırgan değil, savunan, zulme karşı dirençli olana destek vermemi söylüyordu. Teslimiyetimle, Allah’ın kaderine razıydım. Çünkü gerçek mücadele kılıçla değil, kalple, bilinçle verilirdi.
MUOLPA
5.0
100% (1)