0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
605
Okunma

ELVEDA GÜZEL VATANIM
Sevgili Kitapsever edebiyat dostu Kardeşim,
Son zamanlarda daha az kitap okuduğumu ve gereksiz konuşmalara daha fazla zaman ayırdığımı fark ettim. Biraz dönüp geriye baktığımız zaman gereksiz sohbetlerin, bizim canımızı sıkmaktan başka işe yaramadığını fark edince daha çok okumaya karar verdim. Sanırım kitapla alakalı mektuparımın azalmasından sen de bunu fark etmiştirsin. Bu ara daha sık okuyup, bu kitapları da sana anlatıyorum. Yeni çıkan kitaplar yanında arada da çok eskiden okuduğum ve yeniden okumaya karar verdiğim kitapları da okuyorum. Sana bu kitaplardan bir tanesini anlatacağım şimdi. Bakalım hoşuna gidecek mi, on yıl aradan sonra ikinci kere okuduğum kitabı anlatmak?
Sevgili kitapsever dostum,
“Elveda Güzel Vatanım “ kitabı 2015 yılında yayınlanmış, ilk baskısını alarak severek okumuştum. Aradan 10 yıl geçtikten sonra kitaplığımda görünce şöyle karıştırdım. Baktım ki çok konuyu unutmuşum. “Bir defa daha okumak faydalı olacak” diyerek yeniden okuyayım” dedim. Ve okudum...Aslında bu roman Şehsuvar Sami Romanı olarak Fransızca yayınlanmış. Ester’de görüş belirtmiş. Sonrasında Türkçe’ye çevrilmiş ve aradan nerede ise 90 yıl geçtikten sonra, Ahmet Ümit romanı olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın orjinali nerede ise 100 yaşına basacak. Ama kitabın dili çok sadece ve anlaşılır. Şehsuvar Sami de gerçek edebiyat yeteneği olan insanmış. Gerçi kendisi hayatta iken çevresi buna inanmış ama o yeteneğine pek inanamamış. Okuyunca “keşke Şehsuvar güzel tarihi romanlar yazsaymış” diye geçiriyor içinden insan.
Sevgili dostum,
Kitabın Kahramanı Şehşuvar Sami, İtthat ve Terakki Cemiyetinin 1117 numaralı üyesi ve yöneticisi olarak, hep yazmak ve yazar olmak istemiş. Ama teşkilata üye olduktan sonra İstanbul, Selanik Trablusgarp, Mısır derken nerede ise cephelerde savaşmış. Bir savaşçı ve gözüpek fedai. Bu savaşlarda yaralanmış, iyileşmiş gene savaşmış.
Sevgili dostum,
Şehşuvar Sami, Fransız Yahudisi Ester ile memleketi Selanik’ta tanışmış ve ona sırılsıklam aşık olmuş. Ester O’nun bir savaşçı olmasına ve teşkilata katılmasına her zamaan karşı çıkmış ve O’nun bu kararı üzerine sonrasında da Paris’e dönmüş.
Sevgili dostum,
Roman Şehsuvar Sami’nin 2.Kasım.1926 tarihinde intihar etmeden önce 16 gün boyunca gece gündüz Ester’e hayatının gerçeklerini mektuplar ile akıcı halde gün gün ,saat saat yazarak anlatmasından oluşuyor. Hani ben de mektubu severim ya. Sana da kitapları mektupla anlatırım ya. İşte bu yüzden bu kitabı ilk okuyunca da, on sene sonra okuyunca da bu yüzden sevdim. Sana anlatıyorum.
Sevgili dostum,
Şehsuvar Sami, artık yaşlanmış, eski ev sahibesi kimsesiz Madam Melina’nın kendisine bıraktığı evde Ester ile yaşama ve yaşlanma hayali kurmaktadır. Ama hem eski, hem yeni istihbaratçıların kendisini izlediğini ve gözetim altına aldıklarını hissettiğinde, öldürülürsem faili meçhul kalmasın, hiç olmazsa şahitler olur diyerek Pera Palas oteline geçerek, çok sevdği Ester’e yaşadığı gerçekleri yazmak ister. Bunu uygulamaya koyar hemen. Gün gün, saat saat anılarını mektup roman şeklinde kaleme alır. Duygularını, düşüncelerini kendince mantıklı davranışlarını tek tek anlatır..Ortaya 530 sayfalık bu roman çıkar.
Sevgili dostum,
Şehsuvar Sami’nin hemen hemen Osmanlı’nın son dönem üç büyük paşası ile iletişimleri vardır ama özellikle de Talat Paşa ile gönül bağı da vardır. Talat Paşa O’nu o Talat Paşayı sever. Baba oğul gibi.
Sevgili dostum,
Şehsuvar Sami, 2. Abdulhamid Selanik’e trenle sürgün giderken, O’nu korumakla görevli ekibin içindedir ve Selanik Maarif Müdürü babası Emrullah Beyin Fizan’a sürülmesi ve sonra bu sürgün sonrası hastalandığına inandığından ve babasının ölümünden dolayı da Abdulhamit’e kin beslemektedir. Bu konuda ve Selanik’e giderken yazmak, polisiye romanlar ve hayat konusunda kısa da olsa tirenin koridorundaki 2. Abdulhamit ile ysohbetlerini de ilgi ile okuyoruz. Hatta Abdulhamid ona kitap bile armağan eder. Tavisye kitaplarda bulunur. Ama Şehsuvar, babasının ölümünden sorumlu tuttuğu Abdulhamid ile sohbetini fazla sürdürmek istemez. Sadece nezaketen sohbet eder. Karşılıklı sigara içerler. Bu tarihi anı unutmaz. Ama Abdulhamit ölünce de üzülür.
Sevgili dostum,
Bu roman yazıldığı dönemde, Agatha Kriste de aynı otelde, yani Pera Palas’ta Şehsuvar Sami ile yan yana odalarda kalmalarına rağmen bir iki selamlaşma dışında diyalogları olmamış yazar ile...Otelin Müdürü tanıştırmak istemesine rağmen.
Sevgili dostum,
Hiç aklından geçmediği halde arkadaşları O’nu Atatürk’e suikast ile itham ederler. Plan yaptığını iddia ederler. Ama bunun doğru olmadığını hem çevresi anlar , hem kendisi çok şaşırdığını ve arkadaşlarının kendisine iftira etmesi karşısında şaşırdığını söyler. Zaten arkadaşlarının ithamları, baskıları, Ester’in başkası ile evlendiğini duyması sonucu, bunalıma girer ve 2.Kasım.1926 tarihinde bu mektupları yazmasının hemen sonrasında silahını şakağına dayayarak intihar eder. Bu güzel romanı gelecek nesillere bırakır. Eser yüz yıl sonra bile okunmaktadır .
Sevgili dostum,
Bu mektuplar ile insanın kendi anılarını yazmasının ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bu romanı yazmasa belki de tarihe daha farklı bir insan olarak geçecekti Şehsuvar. Öyle ki Ester onun samimi mektuplarını Fransızca yayınlanmasına önayak olmuş ve O’nu dünyanın doğru tanıması için çaba harcamış.
Sevgili dostum,
Cumhuriyetin ilk yıllarında harf inkılabı sonrası Türkçe yayınlanan romanlardan ilklerden olması ve dilinin de Türkçe ve akıcı olarak okura buluşması Türk Edebiyatı için önemli kılıyor “Elveda Güzel Vatanım” ı , Bunun Ahmet Ümit kaleminden çıkması da günümüzde daha çok okunmasına polisiye roman tutkunu gençlerin tarihi gerçekleri daha etkili bir kalemden öğrenmesine sebep oluyor. Bence romanın en önemli özelliği ve Edebiyata katkısı bu.
Sevgili dostum,
Bak sana okuduğum romanı anlatınca kendimi daha iyi hissettim ve bu yazıyı yazmak bana iyi geldi. Bu tür okuma ve kitap tanıtma yazılarına daha sık yer vermek dileği ile. İyi okumalar...