Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan
Hürrem esir düşüp Osmanlı sarayına getirildiğinde 17 yaşında Kanuni 27 yaşında imiş, Kanuni, Hürrem’i ilk gördüğünde çok beğenmemesine rağmen, kızın yüzünde ruh ile çözülecek manevi bir huzur görür, O’na
Hürrem ( neşeli, şen, gönül açıcı) ismini vermiş, Hürrem saray geleneklerine ustalıkla uyum sağlamış, zekası, espritüel tavırları ve güçlü kişiliğiyle dikkat çekmiş. Hürrem saraydaki diğer cariyelerden farklı olarak “tatlı dili, anlamlı bakışları ve sözlerinin etkisiyle Kanuninin kalbini fethettiği söylenmiş.

Duygusal sadakati olan Hürrem, Kanuni seferdeyken ona sürekli mektup, şiir yazar iki gözümün sultanı diye hitap edermiş. Sevgi, özlem dolu ifadelerle duygusal bir bağ kurmuş.

Hürrem özgüveni olan, hırslarını gizlemeyen ama bunu zerafetle yapan bir kadınmış Kanuni ona saygı duyarmış hatta gelenekleri yıkarak Hürrem’i nikahlı eşi yapmış. Onu duygusal yoldaş ve ortak olarak görümüş. Hürrem’e sefer sonrası sarayı yönetecek kadar güvenmiş.

Günümüzde de devam etmiş bu, erkeklere sorulduğunda onları etkileyen en önemli birinci unsurun güleryüz olduğu, ikinci unsurun arzulanmak olduğu üçüncü unsurun ise anlaşılmak olduğu ve kadınsı tavırların etkisi geldiği söylenmiştir.

“Ey sevgili ayna sana bakmak ister,
Kendini görmek isteyen ona yansır”

Mevlana’nın bu sözün de:
Ayna kadının kalbidir eğer kadın kalbini açar, olduğu gibi kendini gösterirse erkek aynada kendi ışığını görür, güleryüz, huzur, kendini özel hissettirme… Bunlar aynanın yansıttığı ışığın rengidir.

Erkek, kadının gözünde kendinin var olduğunu görmek, özel olduğunu, ihtiyaç duyulduğunu hissetmek ister , kadının gizemli olmasını ister, çabuk ulaşılabilir olmasını istemez, kadın ona aşkını ilan etmiş ve ona olan sevgisini fazlası ile göstermiş ise beyin onu zaten bende emek harcamaya gerek yok diye kodlarmış.

Ayrıca, erkek ister ki kadının kalbi onu olduğu gibi görsün, kabul etsin ister. Kadın erdemi ve sevgisi ile bir muma benzer, erkek o ışığa ihtiyaç duyar, mum gibi yanarken onun yanında erimesine izin versin ister, böylece aralarında ışık ve sevgi olur.

Sevgi ne bir ihtiyaç, ne de alışveriş. Sevgi, iki ruhun bir şeye dönüşmeden var olabilme halidir.