0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
531
Okunma

Geçmişten Geleceğe Uzanan Bir Mirasın Sessiz Çığlığı
Zeytin ağacı, yalnızca doğanın bir parçası değil; binlerce yıl boyunca bu topraklarda yaşayan insanların hayatında derin anlamlar taşımış, kültürümüzün, sofralarımızın ve umudumuzun simgesi olmuştur. Onun kökleri geçmişin hatırasını, dalları ise geleceğin teminatını taşır.
Türkiye’nin En Yaşlı Zeytin Ağaçları
Türkiye’de Ayvalık ve Datça gibi bölgelerde binlerce yıl yaşayan zeytin ağaçları bulunur. Bu ağaçlar sadece doğa harikası değil, yaşayan tarih niteliğindedir.
Zeytin Ağacı Ne Kadar Sürede Yetişir ve Meyve Verir?
Zeytin ağacı yavaş büyür. Fidan olarak dikildikten sonra genellikle 5–7 yıl içinde meyve vermeye başlar. Tam verimli bir ağaç olması 15–20 yılı bulur. Uygun bakım ve koşullarla yüzlerce yıl, hatta bin yılı aşkın süre yaşayabilir.
Mersin’de 800 Yıllık Bir Umut
Mersin’de, odun olarak kesilmek üzereyken kökleri fark edilen ve tekrar toprağa dikilen yaklaşık 800 yıllık bir zeytin ağacı, büyük bir özenle korunmuş ve yeniden can bulmuştur. Kısa süre sonra bu ağaç yeniden meyve vermeye başlamış; hem doğanın mucizesini, hem de insan emeğinin gücünü göstermiştir.
Bu olay bize gösteriyor ki, zeytin ağaçları da tıpkı insanlar gibi sevgiyle yaşar. Onları büyütmek, evlat gibi görmek; meyvesini almak, yaşamın bereketini paylaşmaktır. Onu kesmek ise, bir cana kıymak gibidir.
Emekle Büyüyen Bir Miras
Zeytin ağacı sabırla, emekle büyür. Her dalı bir çiftçinin alın teridir, her yaprağı bir neslin duasıdır. Zeytin kahvaltılarımızın bereketidir; zeytinyağı ise sağlığımıza şifa, sofralarımıza huzur katar.
Bugün bazı projeler uğruna bu kadim dostumuzun kesilmek istendiğine şahit oluyoruz. Oysa zeytin ağacının yok edilmesi, yalnızca doğaya değil; bir kültüre, bir hafızaya ve bir geleceğe darbe vurur.
Zeytin ağacını kesmek, çiftçiyi derinden üzmek, sofralarımızdaki bereketi eksiltmek demektir. Çünkü zeytin, yalnızca meyve veren bir bitki değil; bir halkın emeğinin, toprağın ve doğanın ortak mirasıdır.
Unutmamalıyız ki, zeytinimiz yok olursa sadece bugünümüz değil, gelecek nesillerimizin de sağlıklı ve bereketli bir yaşam umudu zarar görür.
Bu sessiz çığlığa kulak verelim,
Projeler uğruna değil,
Yaşamın ve kültürün sürekliliği için zeytinimize sahip çıkalım...
Zeytin Ağacı
Sen dedemin beslediği ilk evladı,
Belki de ilk göz bebeğisin.
Onu hayatta tutan, yaslandığı dağ,
Sen geleceğimin mirası zeytin ağacısın.
Ninem gölgenin altında ninniler söylemiş anneme,
Saçlarını zeytin yapraklarının hışırtısı taramış.
Annem gözlerinin yeşilini senden almış,
Dünden bugüne kök salmış bir dervişsin sen.
İlk oyuncağın dallarına kurulmuş,
İki ağaç arasında kurulan beşikte uyurmuşum ben.
Zeytinyağını sürmüşler tenime,
Sağlıklı şifa ile büyümüşüm ben.
Sen tarihin kalbine kök salan,
Ninemi, dedemi, annemi, babamı, beni büyüten.
Kaç nesil büyüyecek gölgende?
Kaç evin bereketi olacaksın verdiğin meyveyle?
Zeytinimize dokunmayın bizim,
Toprak kan ağlar, köklerin canı yanar.
Susuz kalır dallar, nefessiz kalır doğa,
Toprağı yetim ağaçların boynunu bükmeyin.
Yaşarken öldürmeyelim...
Remziye ÇELİK