İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
nedim demirbaş
nedim demirbaş

felsefenin kaderi

Yorum

felsefenin kaderi

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

280

Okunma

felsefenin kaderi

felsefenin ortaya çıkışı antik yunanda gerçekleşmiş
doğa felsefesi insana bir gözlem kazandırmış
talesin burda öncülük ettiği görülmüş
hint felsefesindede benzer kaygılar vardı
ancak insan doğası yeterince anlaşılamamış uzak doğu dinlerinde
eski mısır uygarlığında görüyoruz gelişmiş tarım toplumunu
fravunlar bir tanrı olarak görülmüş
pagan inancı sonlandıran ibrahiminde tek tanrısı vardı
bir arayışla tanrının en güçlüyle varılacağı gerçeğine ulaşmış
bir nevi diyalektik doğa felsefesinde
tabiatüstü, varlıkların bir metafizik inançla tasdiklenmesi
çin felsefesinde pagan inançların etkisi görülür
insan için esas olan kendini tanıması
bu da bilginin gerekliğini kanıtlar nitelikte
ilk çağ filzofları toplumdan yola çıkar siyaset felsefesi için
bu da kan bağı için gerekli bir ölçüdür eski çağ monarşilerinde
platonda bilgi mağara metaforuyla açıklanır
anlamakla ilgilidir felsefesi
dünyayı filozofların yönetmesi bilge krallıkları akla getiriyor
büyük iskender bu tür bir felsefenin kahramanı sayılır batıda
tasavvuf platonun öğretisiyle şekillenmiş
kelam ilmide ilahi irade kavramıyla ortaya çıkmış
ehli sünnet akılcılığa başvurmuş sanılanın aksine
maturidi ve eşari islam akaidini kuran diyalektiğiyle açıklamak istemiş
ayetler arasında bir akıl yürütmek şeklinde anlaşılır bu diyalektik
bilginin ölçüsü nedir sorusu için arayış denebilir islam akidesine
nitekim kader kavramında var bu kavrayışla allahı bulma vecibesi
ancak halk kavramı farklı bir sorgulamaya yol açmış tüm dünyada
bir çok insan için tefekkürün bedeli sayılmış katledilme
sokratın gençliği etkilemeside bir küfür oılarak görülmüş atinada
doğa felsefesinden siyaset felsefesine taşınmış konular
buda bir kısır döngü yaratmış felsefede ortaçağda
amaç hayatı sorgulamak değildi batıda
gazali gibi filozoflar etkindi felsefesi dini açıklamak şeklinde olsada
felsefenin tuhaflıkları felsefenin amaçsızlığını kanıtlamak ister
oysa tefekkürün lüzümüne binaen bir cedelleşme vardı doğuda
müslümanlarda doğaya karşı bir merak vardı batı ortaçağına karşın
uzay için rasathaneler kuruldu bağda ve semerkant gibi şehirlerde
hükümdarlarda destekliyordu toplumda bir merak uyandırdığından
ortaçağdaki zaman kavramı harekete bağlıydı hayatın zamana bağlılığıyla
bu konuda düşünmeye başlamış filozoflar bilimsel bilginin etkisiyle
doğuda ve batıda ilk yaratılış için vurgulanır tanrı inancı
fiziğin anlam kazanması bigbang teorisiyle sonuçlanmış
dünyanın oluşumu milyarlarca yılık bir devinim demek modern fizikte.
biz her şeyi sudan yarattık ayeti var kuranda
burda sembolik bir ifade var alimlere göre.
imam rabbani tasavvuf geleneğini sürdürmüş islamda
mektubat kitabı mevlananın mesnevisini andırıyor islami gelenekte
bediüzzaman için kuranın çağdaş yorumu demekti risale-i nur
bu minvalde kuranın mesajı anlaşılmalıydı bu fitnelerin karanlık çağında
ali şeriatı islamı modernle yorumlamanın ilkiydi felsefede
ancak seyyit kutup gibi ideologlar islamın savunulma olanağında görüyordu tarihselciliği
tanzimat sonrasında şinasi ve namık kemal türk kültürü açısından bakmış moderne
cumhuriyet unutturmuş geleneği moiz kohen gibi ateistlerin türk ruhu hakkındaki görüşleriyle
sonra nazım gibi sosyalistlerin topluma marksın etkisiyle bakmaları
tarihçi ahmet şimşirgil uzun çarşılı için erken dönem.
saray teşkilatından daha çok heyecan duymak kızılelmadan
oğuz atayın tutunamayanlarında vardı anadolunun yazgısı.
atilla ilhanın kitaplarında toplumculuk sol görüşle tamamlanıyordu
cahit tanyol laikliği gerekli görür dinin irticaya yol açması nedeniyle
tuğrul tanyol 80lerin şairlerinden babası cahit tanyolun şairliği gibi
mete tunçayın türk bilimi için ne ifade ettiği de şerif mardin için önemliydi
yakın tarih irtica tartışmalarıyla geçtiğinden gelenekçilik hilmi yavuz gibi şairlerle keşfediyordu tasavvufu
turan dursun uğur mumcu gibi laiklikliği hür tefekkürün gereği gibi görüyordu.
enis batur bir çok kitabında şirazın esintisi gibi felsefe yapıyordu
ayrıca modernizmin serüveni kitabından sonra rönesansın serüveni gibi çalışmaları vardı
cemil meriçte doğunun hikmet geleneği vardı neden felsefe sorusunun yönelten
nihat gençin eleştirilerine karşın murat belgenin rejim eleştirisi.
sezai karakoç dirilişi gerekli görüyordu batı düşüncesi içinde yoğrulan felsefesiyle
ismet özel sanayi devrimi gibi olgularda görüyordu batıcılığı
adnan oktar materyalizmi doğal seleksiyona bağlıyordu kitaplarında
darwin için evrim demekti atomlardan gezegenlere süregiden hareket
nitekim uzay çağında inançlarda din dışı bir kudretin varlığı demekti.
tüm inaçlar tanrıya ulaşmanın bir yolu modern teolojide.
ortaçağın sanat anlayışında vardı klisenin etkisi
belki anlamsız gelecek ortaçağdaki kişisel gelişim
sanattaki yaratıcılık nasıl açıklanır başka insan zihnine hitap ediyorsa.
descartes akılcılıkla açıklıyordu evren hakkındaki soruları
bilimsel felsefe yeni bir yorum getirmişti çağa
marksın hegel diyalektiğini sosyalist düşümcede kullanması
felsefenin sefaleti demekti burjuvaziyi yücelten kapitalizmin hali
2 dünya savaşı materyalizmin idealizme karşı yürüttüğü mücadeleydi felsefeye göre






Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Felsefenin kaderi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Felsefenin kaderi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
felsefenin kaderi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL