Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Emrullah İnanan
Emrullah İnanan
VİP ÜYE

Gül Suyu İle Gelen NEDAMET

Yorum

Gül Suyu İle Gelen NEDAMET

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

249

Okunma

Gül Suyu İle Gelen NEDAMET

Gül Suyu İle Gelen NEDAMET

Emir sıradan bir adamdı. Ne çok konuşurdu ne de çok susardı. Her sabah küçük kasabanın aynı sokaklarında yürür, aynı kahvede oturur, aynı çayı içerdi. Yıllar içinde hayata karşı bağışıklık kazanmış gibiydi. Ne sevinir, ne de üzülürdü. Cami minaresinden yükselen ezanlar ona bir şey ifade etmezdi artık. Eskiden çocukken gittiği Kur’an kursu, dedesinin namazdan önce aldığı abdest, annesinin seccadeyi öperek kaldırması... hepsi sisli bir geçmişin parçasıydı.

Artık “inanç” onun için bir konu değil, bir uzaklıktı. Boşluk hissi zaman zaman içini kemirse de, bu hissi bastırmakta ustaydı. “Hayat böyle işte” deyip geçiyordu her şeyi.

Bir sonbahar günü, kasabanın cami avlusunda bir yabancı belirdi. Yaşlıydı. Sırtında aba, elinde bir testi. Gözleri derin, ama huzur doluydu. Yanına gelen her insana bir avuç su sunuyor, "Bu gül suyudur," diyordu, "Kur’an okunmuş, secdede beklemiş su. İçmek değil, anlamak içindir. Ruhun susadığı vakit hatırla."

İnsanlar hafifçe alır, bazısı minnetle, bazısı merakla koklar, geçerdi.

Emir, her zaman olduğu gibi kahveden cami yönüne yürürken kalabalığı fark etti. Ne olduğunu anlamadan yanaştı. Derviş tam önünde durdu, göz göze geldiler. Emir, gözlerini kaçırmak ister gibi baktı ama derviş gülümsedi.

“Al,” dedi, “bu sana lazım olacak.”

Emir hafifçe kaşlarını çattı.
“Bana mı? Gül suyu mu lazım olacak?”
Gülerek ekledi: “Benim kalbim kurak değil ki…”

Derviş cevap vermedi, sadece testiyi uzattı. Emir biraz da çevresindekilerin ısrarıyla aldı. Eve götürdü, eski bir rafın köşesine bıraktı. Ne testiye bir daha baktı, ne de kokusunu hatırladı.

Aylar geçti. Testi orada sessizce bekledi. Bu sırada Emir’in hayatında da sessiz şeyler olmaya başladı. Yalnızlık biraz daha derine işledi. Sabahları artık bir sebep olmadan içi daralıyordu. Kahvede konuşulan her söz yüzeysel gelmeye başladı. Geceleri uykusu hafifledi, geçmiş daha çok görünür oldu rüyalarda. Annesi, dedesi, çocukluğunun camii… ve kimi zaman o derviş.

Bir gece, bir rüya gördü. Cami avlusunda tek başına duruyordu. Elinde o testi vardı. Gül suyu sızıyordu testiden, ama dökülmüyordu yere. Gökyüzü parlak, yıldızlar sessizdi. Sonra o yaşlı derviş yine belirdi.

“Senin kalbin hiç kurak değildi Emir,” dedi. “Sadece unutmuştu yağmuru…”

Emir uyandığında sabah ezanı okunuyordu. Uzun zaman sonra ilk kez sesi duymuş gibi hissetti. Kalktı, ışığı açmadan testiyi aradı. Toz içindeydi. Elini üstünden geçirirken hafif bir gül kokusu yükseldi.

Birden, bir şey oldu içinde. Sessizce banyoya geçti, testideki gül suyunu aldı ve başından aşağı yavaşça döktü. Ne sıcak, ne soğuktu su… ama içini yakar gibi bir serinlik doldu içine. Ağladı. Yıllardır biriken her şey aktı gitti o suyla beraber.

O günden sonra Emir değişti. Önce sessizce camiye gitmeye başladı. Sonra yavaş yavaş mahallelinin dikkatini çekti. Yüzünde başka bir ifade vardı artık. Gözleri daha derin, adımları daha yavaş ama daha emin olmuştu.

Birkaç hafta sonra onu cami avlusunda görenler bir şey fark etti. Bir küçük taburede oturuyordu. Yanında iki testi: biri gül suyu, biri normal su dolu.

Bir çocuk yanına geldi.
“Amca, bu sular ne işe yarar?” dedi.

Emir tebessümle eğildi.
“Biri susuzluğu alır,” dedi, “öteki kalbi yıkar.”

Çocuk başını kaldırdı, “Hangisi hangisi?” diye sordu.

Emir göz kırptı, “Sen içinden hangisi olduğunu bilirsin… ama acele etme. Bir gün lazım olacak.”

O günden sonra her sabah caminin önünde oturur oldu Emir. Bir elinde gül suyu, bir elinde su… Gül suyunu isteyenlere sessizce uzatır, su isteyenlere de. Ama asıl niyeti hep belliydi: insanları sadece serinletmek değil, içlerindeki kurumuş toprağı sulamak. Onları bir gün, kendi yıkandığı o rahmetle buluşturmak…

Ve kimse bilmezdi; o testideki gül suyu biter gibi olmazdı.

Çünkü bazen bir gönül yıkanınca, başka gönülleri de yıkayacak bir nehir olur

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gül suyu ile gelen nedamet Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gül suyu ile gelen nedamet yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gül Suyu İle Gelen NEDAMET yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL