0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
190
Okunma

Yaklaşık iki bin yıl önce Romalılar, birçok kişinin çılgınca bulacağı bir işe kalkışmaya karar verdiler: Kuzey Afrika’nın en güçlü şehirlerinden birine, tam altmış kilometreden fazla uzakta bulunan bir kaynaktan su getirmek.
İşte böyle doğdu Kartaca Su Kemeri; Zaghouan kaynağını efsanevi şehre bağlayan bir mühendislik harikası. Bu yapı, tepeleri, vadileri ve kavurucu Afrika güneşi altındaki düz ovaları aşarak suyu şehre ulaştırdı. Su, rastgele değil, zarafetle akıyordu: zarif kemerlerin üzerinde taşınıyor, görünmeyen tünellerde ve çölü adeta hiçe sayan gizli kanallarda saklanıyordu.
130 kilometreden uzun olan bu su kemeri, tüm Roma İmparatorluğu’nun en uzunlarından biriydi. Sadece şehri değil, aynı zamanda lüksün, temizliğin ve sosyal yaşamın simgesi olan görkemli Antonin Hamamları’nı da besliyordu.
Ancak asıl hayranlık uyandıran şey, büyüklüğünden ziyade, taşıdığı suyun akışındaki hassasiyetti. Su, neredeyse kusursuz bir eğimle, pompa kullanılmadan, damla damla ve sadece inşa edenlerin ileri görüşlü zekâsıyla yönlendirilerek akıyordu.
Yüzyıllar geçti; savaşlar, depremler oldu. Yine de su kemerinin bazı bölümleri bugün hâlâ ayakta, sessiz ama güçlü bir şekilde duruyor. Bir zamanlar bir imparatorluğun büyüklüğünün sadece fetihlerle değil, daha iyi yaşamak için inşa ettikleriyle ölçüldüğünün kanıtı olarak.
5.0
100% (2)