Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

SARIMSAK...(ÖYKÜ)

Yorum

SARIMSAK...(ÖYKÜ)

( 6 kişi )

3

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

329

Okunma

SARIMSAK...(ÖYKÜ)

SARIMSAK...(ÖYKÜ)



‘’Tartaklanmış düşlerim var, bayaann.’’
İçimdeki okyanusun röntgenini çekmelisiniz aslında.
İçimde üşengeç bir çocuk aralıksız soru bombardımanına tutuyor beni ve dilimde ıslanmaz iken bakla…
Sözcüklerse kara kuru hani: birisi höt, dese hepsi kaçışacak bir yerlere bense benzin deposu boşalmış bir araba gibi biliyorum da varlığımın ıskartaya çıktığını ve iç sesim alt yazı geçiyor:
‘’Üç al iki öde günleri bu gün. Güne giden ablalarım, kardeşlerim ve teyzelerim…’’
Aralıksız kulağıma gelen sokağın gürültüsü artık kimse sırasını sıvan sözcüklerini ve kirini boşaltıp sırra kadem basıyor bir söylence ertesi.
Sokağın gidişatı takılıyor gözüme daha doğrusu kulağıma çalınan ve kadının biri yolda giderken resmen bağıra bağıra konuşuyor kendisiyle ve bakıyorum elinde ya da kulağında telefon ya da kulaklık var mı, diye.
Bakmama hacet yok da merakımı yenemiyorum.
Gecenin kültürü pek bir frapan.
Özellikle hafta sonu oldu mu insanlar kümeleniyor kaldırım boyunca ve gecenin geç saatlerine kadar içip içip coşuyorlar.
Aklım hala gündüzde takılı: hani, tık nefes sarımsak satan adam artık kimse bu yaz sıcağında kilo kilo sarımsak alacak hali yok ya… dememin ertesi işe koyulmuş diğer adam mikrofonu alıyor arkadaşının elinden bu sefer o bağırıyor:
‘’Çileğim çilek. El değmemiş kız gibi.’’
Bir ara ses gider gibi oluyor derken diğer ortağı kapıveriyor mikrofonu. Bu sefer, bakalım bu ne diyecek, diye heyecanla bekliyorum. Ve kocaman bir es ne de olsa zabıtanın kulağına gitmiş üç arkadaşın yaşam mücadelesi.
Günler geceleri kovalıyor ve geceler halinden memnun en çok da gençler artık yaşı kaçsa bir kere rüştünü ispatlamış madem.
Gençlerden biri avaz avaz şarkı söylüyor derken konuşmaya başlıyorlar kendi aralarında ve yüksek sesle bayağı atıyorlar havalarını artık bu sıcak havada ne havası ise.
Biri:
‘’Uzun hava’’ diyor ve bu sefer başka sözün devamını getiriyor.
Komşulardan biri uzatıyor kafasını:
‘’Eh, be, yetti artık. Bir uyutmadınız. Ne bu böyle yani?’’
Gençlerin hiç biri oralı değil derken komşu kadın devam ediyor nutuk atmaya:
‘’Gündüz seyyar satıcılar şimdi de siz.’’
Başka bir pencereden başka bir kafa uzanıyor:
‘’Neydi o sahi gün boyu sarımsak satan mı istersin malını kıza benzeten mi?’’
Gençler ise ufaktan sinirlenmeye başlıyor:
‘’Sizden müsaade mi alacağız teyze, ha, söyle hele?’’
‘’Gençseniz gençliğinizi bilin de tutun bir işin ucundan.’’
Tartışma başladığı andan itibaren sessizliğini koruyan çilli genç kız lafa dalıyor:
‘’O adam benim babam. Lafını bile de öyle konuş istersen, teyze.’’
Hangi adamsa artık babası…
‘’Suphanallah…’’
‘’Kimmiş bakayım senin baban?’’
Kız öne atıyor kendini ve çantasından çıkardığı demet demet sarımsağı yere atıp üstünde tepiniyor.
‘’Babam harbi esnaftır ve ailesi için de canını dişine takar.’’
Gençler şaşkın ve anlamaz gözlerle birbirine bakıyor.
Kafasını kazıtmış dövmeli genç lafa giriyor:
‘’Heyt, be. Ben de bu sarımsak kokusu nereden geliyor diyordum.’’
Kimi sus pus ama sarımsak satan adamın kızı hızını alamıyor.
‘’Sen bana laf mı çarptın? Seni bre densiz. Lan, kim oluyorsun da kokuma karışıyorsun?’’
Uzaktan gelen siren sesi devriye gezen polisin ve hızlıca giriyor sokağa:
‘’İnsanları rahatsız etmeye ne hakkınız var? Yürüyün merkeze gidiyoruz.’’
Kafalarını pencereden uzatan komşu kadınlar çoktan içeri çekilmiş ve yere attığı sarımsakların üstünde tepinen kız avaz avaz ağlamakta.
‘’Seve seve çekebilirsiniz beni karakola ne de olsa sabahtan beri göremedim babamı. Varsın sarımsak kokayım ama kimse babama laf söyleyemez.’’
Dövmeli genç deyip diyeceğine çoktan pişman olmuşken söze karışıyor:
‘’Kız arkadaşımın hiçbir suçu. O kadınlar çıngar çıkardı, memur bey.’’
Artık nasıl çark etmişse delikanlı.
Polis memuru yukarıya bakıyor:
‘’İyi de ben kimseyi göremiyorum. Kapatın çenenizi de binin arabaya.’’
Gözleri yaş içinde ağlamaktan perişan olmuş kız da isyanlarda ve yerdeki sarımsakların başına oturup hüngür hüngür ağlamayı da sürdürürken dövmeli genç yanına yaklaşıyor bitap düşmüş kızın yanına:
‘’Tanışalım mı, arkadaşım? Ben Beynamaz Sıdkı.’’
Kız konuşmakta zorlanırken sözlerine devam ediyor delikanlı:
‘’Hele bir çıkalım nezaretten söz işkembe çorbası benden. Adın ne cesur kız?’’
Diğer polis memuru yaklaşıyor gençlerin yanına:
‘’Ah, be oğlum bir akıllanamadın gitti. Dua et de bu sefer annenin kulağına gitmesin. Sayende merkezde adım çıktı.’’
Genç kız bir anda kahkaha atmaya başlıyor.
‘’Onlar bizsiz bizler de onlarsız yapamıyoruz madem. Adım Elif. Memnun oldum. Babamı seviyorum.’’
Genç delikanlı hayli rahatlamış bir şekilde yanıtlıyor kızı.
‘’Merak etme, cesur kız. Babalarımız da bizi seviyor hem de haddinden fazla. Haydi, düş önüme. Dur sarımsakları toplamana yardım edeyim hani olur da sarımsaklı yoğurt yemek nasip olur bize.’’
Delikanlının babası istifini bozmuyor.
‘’Çıkışta görüşeceğiz, evlat elbet benden kurtulacağını sanma.’’
Gecenin sonunda her şey tatlıya bağlansa da elbet yarını var bu hikâyenin her birimizin hikayesi de farklı iken bazen sarımsak koksa da hikayeler.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (6)

5.0

100% (6)

Sarımsak...(öykü) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sarımsak...(öykü) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SARIMSAK...(ÖYKÜ) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Deniz🌿
Deniz🌿, @deniz-127807
8.5.2025 11:31:40
Oldukça canlı bir öykü olmuş,olay ve karakterleri gözümde canlandırabildim.Tebrik ederim bu güzel öyküyü yazan kalemi...
Etkili Yorum
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
8.5.2025 01:21:07
5 puan verdi
Gülüm Çamlısoy’un “Sarımsak” adlı öyküsü, kentsel yaşamın iç içe geçmiş gürültüsüyle, bireysel duyguların ve sınıfsal çatışmaların nabzını tutan çok katmanlı, ironik ve sahici bir metin. Sokak satıcılığından, gençlik hallerine; mahalle baskısından, aile onuruna; toplumun görünmeyen yüzleriyle empati kurmaya uzanan bir anlatı var karşımızda.

Yazarın dili, zaman zaman şiirsel iç monologlarla örülmüş, zaman zaman da konuşma dilinin doğallığıyla çarpıcı hale getirilmiş. Özellikle “çantasından çıkardığı demet demet sarımsağı yere atıp üstünde tepiniyor” sahnesi, dramatik ve simgesel bir zirve: hem başkaldırı, hem duygu patlaması, hem de “sarımsak” üzerinden kurulan sınıfsal temsilin vurgusu.

Kurgudaki en dikkat çeken yönlerden biri ise, öyküdeki ironinin dozajı. Hem sokak satıcısının “el değmemiş kız gibi çilek” repliğiyle başlayan abartılı pazar dili, hem “Beynamaz Sıdkı” ismindeki karakterin dönüşümü, hem de mahallelinin iki yüzlü tepkileri, absürt gerçekliği mizahla harmanlıyor. Öykü, polisiye bir gerilim gibi başlasa da romantik bir kıvılcımla tatlıya bağlanıyor. Ancak bu “tatlılık” bile öyküye ironik bir lezzet katıyor: kokan gerçekliklerin arasında ince bir insanlık gülümsemesi.

Gülüm Çamlısoy’un “Sarımsak” öyküsü; hem bir sesleniş hem de bir sitem: görünmeyenlerin, kokusu üzerinden yargılananların, “söz hakkı” isteyenlerin hikâyesi. Bu öyküde sarımsak sadece bir sebze değil, sınıfın, emeğin, onurun, sevginin ve direnişin kokusu.

İçten, sarsıcı ve dokunaklı.
Devamını bekleriz Gülüm Hanım.
Etkili Yorum
Oktay Güvener
Oktay Güvener, @oktayguvener
7.5.2025 16:52:47
5 puan verdi
Hocam sizin şiirleri ve yazıları okumak bana gerçekten zevk veriyor kaleminize sağlık yüreğimiz dert görmesin
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL