10
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
1081
Okunma


Halil İbrahim;
Kaleminden dökülen her kelimede bir sevgi izi bırakan, yüreğiyle düşünen, vicdanıyla yazan bir şair ve yazardır.
Onun için edebiyat yalnızca sözcüklerin bir araya toplanması değil, aynı zamanda insan olmanın, sevmeyi bilmenin ve adalet uğruna susmamayı seçmenin bir yoludur.
En derin ilhamını annesinden alır. Annesine duyduğu tarifsiz sevgi, onun dizelerinde yalnızca bir kişiyi değil; kadını, anaçlığı, merhameti ve yaşamın özü olan sevgiyi temsil eder. Halil’in annesiyle kurduğu bağ, satır aralarına sığmayacak kadar derin, ama her kelimesinde hissedilecek kadar canlıdır. Onun şiirlerinde anne bir sığınak, bir dua, bir kök gibidir.
Ama en çok da annesinin oğludur Halil. Bu bağ, sadece biyolojik olmak öte ruhsal bir derinliktir. Annesine yazdığı dizelerde zaman durur, dünya susar. Her kelimesi bir teşekkür, her mısrası bir minnettir. O, annesinin yüreğinden aldığı sevgiyi tüm insanlığa sunmak ister gibi yazar. Şiir onun için sadece bir sanattan ziyade bir dua, bir şükür, bir sarılmadır.
Toplumsal olaylara karşı suskun kalmayı kendine yakıştırmaz. Çünkü o, şiiriyle sadece duyguları değil, gerçekleri de dile getirir. Haksızlığın, adaletsizliğin, görmezden gelinen acıların karşısında durur; kelimeleriyle bir direniş kurar. Halil için yazmak bir eylemdir. O, yalnızca güzeli yazmaz. Acıyı, yarayı ve umudu da yazının konusu eder.
Dostluk onun için seçilmiş bir akrabalıktır. Arkadaşına verdiği değer onun kişiliğinin temel taşlarındandır.
Güvenilirliği, vefası ve içtenliğiyle çevresindekilere hem bir sırdaş, hem bir yol arkadaşı olur. Dostu için bir şiir/yazı yazacak kadar yüreklidir. Çünkü onun şiirleri/ yazıları duyguların en sade ve en sahici halidir.
Kalemiyle hem kalplere dokunan, hem düşünceye yön veren, edebiyat dünyasında iyiliğin, dürüstlüğün ve sevginin sesi olarak yerini almıştır. Onun cümleleri bir liman, bir yoldaş ve bazen de bir haykırıştır. O, yazarken yalnızca anlatmaz; yaşatır, hisseder ve hissettirir.
İsminin anlamı gibi içten, candan bir dost; sadakatin, sevginin ve iyiliğin yürekte vücut bulmuş hâlidir. Kaleminden akıttığı her cümlede tıpkı isminin çağrıştırdığı gibi bir dostun sesi, bir annenin duası, bir halkın sessiz çığlığı vardır. O, sadece yazmaz; yazdıklarıyla insanın ruhuna dokunur, vicdanı sarsar ve kalpleri yumuşatır.
Yazılarına baktığınızda, önce sıcak bir dost eli hissedersiniz. Onun kelimeleri okşar gibi değmez insana; sarılır.
İnsanı yargılamadan anlamaya çalışan bir bilgeliği vardır.
İşte bu yüzden onun yazısını okuyan kişi yalnız kalmaz. Her dizesinde “ben de hissettim” dedirtir.
Onun kalemi sadece estetik değil, etik de taşır. Gerçek neyse onu savunur. Doğrunun yanında olmak, hakikati dile getirmek onun yazarlığının değil, insanlığının gereğidir. Toplumda görmezden gelinen ne varsa, onun satırlarında görünür hâle gelir. Sessizlerin sesi, unutulmuşların hatırlatıcısıdır.
Arkadaşlık onun için geçici bir ilişki değil, ömürlük bir sadakattir. Dostluğu, adı gibi sağlamdır. Güvenmek, sevmek, paylaşmak onun dünyasında basit eylemler değil; kutsal değerlerdir. Dostuna verdiği sözü unutmaz, sırtını yaslayan bir omuz, acıya ortak olan bir kalp olur.
Öyle düşünüyorum ki adı, sadece bir imza olarak kalmayacak kitapların kapağında.
O ad, bir duruşu, bir inancı, bir vicdanı temsil edecektir. O, edebiyatın vicdanıdır.
Halil olmak, yazdığını yaşamak, savunduğunu yüreğinde taşımaktır.
Ve belki de en çok da şudur Halil’i Halil yapan: Herkesin sustuğu yerde konuşması, herkesin vazgeçtiği yerde inatla sevmesi.
Evet, onun adı sadece bir isim değil; bir söz, bir yemin, bir yaşam biçimidir.
Halil İbrahim ;
Kalbiyle yazıp yüreğiyle yaşayan bir insan.
Bu iki isim bir araya geldiğinde yalnızca bir kişiyi değil; bir yaşam felsefesini, bir yürek duruşunu, bir ahlâkı temsil eder. "Halil" oluşuyla içten, sadık ve dost; "İbrahim" oluşuyla cesur, inançlı ve adanmış bir ruhtur. Onun hayatında hiçbir şey tesadüf değildir; ne bir kelime boşunadır ne de bir suskunluk sebepsiz.
İbrahim adının anlamı gibi, o da bir teslimiyettir hayata karşı. Ama bu teslimiyet, boyun eğmek değil; yüreğiyle yürümektir hakikatin yolunda. Tıpkı adını aldığı peygamber gibi, o da doğruluğu hayatının pusulası yapmıştır. Ne pahasına olursa olsun, bildiği doğrudan sapmaz. İnancı sadece dinde değil; insanlıkta, vicdanda, sevgide de tezahür eder.
Tüm duyarlı, yüreği sevgi ile çarpan kalemler gibi, o da yüreğinde taşıdığı sevgiyle ve kaleminin ucundaki hakikatle bir köprü kurar insanlar arasında. Onun cümleleri, kırgın gönülleri onaran birer merhem gibidir. Şiirleri, hayatın yükünü sırtlayanlara yazılmış bir mektup gibidir. Her yazdığı bir anlam arayışıdır; ama aynı zamanda anlam sunma gayretidir.
O, sadece yazmakla kalmaz, yazdığını yaşayan, yaşadığını düşünen, düşündüğünü de cesurca dile getiren bir hakikat yolcusudur.
Dostu için bir sığınaktır, annesi için bir ömürlük duadır. Toplumun yarasına dokunan bir el, mazlumun yanında dimdik duran bir sestir.
“Halil İbrahim Sofrası” derler ya; Bolluğun, bereketin, ama en çok da paylaşmanın adı. İşte onun dünyası da böyledir. Onun yüreği bir sofradır; sevgisini, bilgisini, umutlarını paylaşmaktan kaçınmaz. Kalemini çıkar gözetmeden uzatır herkese;. O çok iyi bilir ki gerçek edebiyat, gerçek dostluk gibi, bölüşüldükçe çoğalır.
Her insanın yüreğinde bir yangın vardır, ama kimse kendi dumanını tam olarak göremez.
İşte bu yüzden yazar; dumanı olanların yangınını anlayabilmek, söndürebilmek ve bazen de birlikte yanabilmek için.
Onun ismi bir dua gibi anılır. Halil olduğu için dost, İbrahim olduğu için inançtır.
Ve bu iki ismin ağırlığını taşıyacak bir yürekle yürür edebiyat yolunda.
Edebiyatın kıymetli pınarından içmeye devam ederken, kaleminin mürekkebi hiç kurumadan nice satırlar yazmanı, gönüllere dokunmanı dilerim,
Sözcüklerin, düşüncelerin ışığında yücelip çoğalsın hep.
Sevgi ve selam ile.
5.0
100% (12)