Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Tu
Turan Yalçın

Özgelişim ve Coğrafya -2

Yorum

Özgelişim ve Coğrafya -2

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

645

Okunma

Özgelişim ve Coğrafya -2

ÖZGELİŞİM VE COĞRAFYA -2
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
04.Mart.2025 tarihinde Tokat Gaziosmanpaşa Ünversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim üyesi Doç.Dr. Hüseyin Mertol’un daveti ile Coğrafya bölümü 2. Sınıf öğrencilerine “Özgelişim ve Coğrafya” konulu sunum yaparak sunum sonunda soruları cevaplamış güzel soru soranlara kalemler, defterler ile en güzel soru sorana kitap hediye etmiştik. Onları tarihe not düşmesi açısından bir defa da buırada cevaplayarak orada bulunmayan , ama orada bulunmak isteyenler okusun diye devaplayalım dedim.
Sevgili dostum,
Güzel soru sormak insanın kalitesini de belirler ve soruya muhatap olan da cevaplarken yeniden öğrenmiş, öğrendiklerini pekiştirmiş olur. Bu yüzden sunumlardan sonra soru cevapları önemsiyor, soru sorana, en güzel soru sorana kitap hediyeleri ile onları soru sormaya yüreklendirmeye, cesaretlendirmeye çalışıyorum. Bu soru cevapları da yazılı hale geitirerek seneler sonra bile okunması için çaba harcamak sanırım okuyana da fayda sağlıyor.
Sevgili dostum,
İşte bu açıdan bakarak soru ve cevaplara bu yazımızda , mektubumuzda da devam edelim dedim.
SORU- Bir işitme engelli olarak ilk bu işe başladığınızda milletin tepkisi ne oldu? Bu işe başladığınızda en çok kimden destek gördünüz?
Kitap yazarken en çok neyden etkilendiniz.?
CEVAP –Kişisel gelişim yazılarına başlarken en çok tabii ki kişisel gelişime yani özgelişime önem veren hocalar, insanlar, özgelişime inanan insanlardan destek gördük. Özgelişime inanmayan, hafife alan ve hatta özgelişimi gereksiz, moda zamanı geçmiş şey olarak gören en yakınlarımız dahi hafife alırdı. Halen de alırlar ve ben bunlara kulak asmadan her gün okumaya, yazmaya ve dinleyen olursa sohbet etmeye devam ederim. Halen de hem destek olan Hüseyin hoca gibi davet eden de var ben “bizi davet edin , gençlere sohbet edelim, kitaplar hediye edelim” dediğimde “tamam, yaparız” diyerek geçiştirenler de çok oluyor. Bizde davet edene giderek, bizi ciddiye almayanı bizde ciddiye almayarak yolumuza devam ediyoruz.
Kitap yazarken en çok “söz uçar yazı kalır” sözü etkili oldu. Konuşuyoruz hemen unutuluyor. Kitap yazıyoruz, okumak isteyen alıyor okuyor, başkasına okutuyor, aradan geçince yeniden okuyor, kimi 3 kere okuyor, kimi üç kişiye okutuyor, kimi bir köşeye atıyor. Herkesin bakışı farklı. Bu “ kalıcı olmak” , “yarınlara kalmak” “insanların en iyisi ,insanlara en faydalı olandır” inancı ile yazmak gerçekten çok zevkli. Kitaplarımızı torunlarına hediye eden, miras bırakan dedeler ile karşılaşmak gerçekten mutluluk verici. Bizi önemsemeyerek, egoist, önyargılı, duygusuz görenlere de rastlıyoruz,büyük psikolog edası ile.. Herkes bizi ayna olarak tutarak kendini görüyor. Buna da önce kızsak da sonradan saygılı olmamız gerektiğine ancak mesafeli olmak gerektiğine de inanarak kitabın önemine inanarak hem okuyarak hem yazarak hem kitap yayınlayarak yolumuza devam ediyoruz. Bizim görevimiz yazmak ve yayınlamak gerisi okuyana, hediye etmek isteyene kalmış. Görevimizi yaparak kitap yayınlamanın zevkine ancak bunu yapan erer.
SORU- İşitme engeliniz olmasına rağmen hayatın sesini nasıl duyup bu zamana geldiniz ? (Dilara Yıldız)
CEVAP- hayat sadece seslerden ibaret değil, bir de manevi sesler vardır. Buna içgüdü derler. Hani deriz ya “içimden bir ses bana şunu dedi, İçimden gelen sese kulak verdim” diye. İşte böyle şey. İşitme engellilerde sesi duyamıyorsa gönül sesine, iç sesine sanırım daha çok önem vererek o yönlerini geliştirerek sessizliği içsesliliğe dönüştürüyorlar. Bu da işitme engelli olmanın dezavantajını biraz olsun azaltıyor.
Ben bunun dışında beden dili, yüz okuma sanatı, gözlem yapma, v. S gibi çok sese ihtiyaç olmayan özgelişimime destek olan konularda kaynaklar tarayarak okuyarak altyazılı dzi ve filmler izleyerek bunu avantaja dönüştürmeye çalıştım. Bunu yapan işitme engelli arkadaşlarımda gelişti, ben de geliştim. Yapamayanlar gözlemlediğim kadarı ile hayatta her zaman zorlandılar.
Sevgili dostum, özgelişim yolcusu kardeşim,
İşte gördüğün gibi soruları cevaplar iken bile öğrenme, özgelişim içinde olma, bunları yazılı hale getirirken bile ikinci kere öğrenerek pekiştirek gelişim demek , özgelişim demek ve kısaca yaşamanın sevncine varmak demek.
O halde soruları cevaplayama devam edelim.
SORU- Başarı hikayenize hayran kaldım. İradenizi ve özgüveninizi fazlasıyla bizlere yansıttınız Sizi bu yoldan vazgeçirmeyen en önemli faktör nedir? (Sefa Can Fiat)
CEVAP- Güzel duygularınıza teşekkür ederim. Bu aynı zamanda sizin kalbinizin güzelliği. Güzel düşünen güzel görür güzel gören hayatından lezzet alır demişler. Bizlerde elimizden geleni yapıyoruz. Güzel gören de boş gören de hoş gören de gereksizve zararlı gören de oluyor işte.
İşte sizlerin bu güzel görmeniz, faydalanmanız, hayat hikayemden ilham almanız beni vazgeçmeme gerektiğini hissetmeme, buna inanmama ve daha da gayretle çalışmalar yapmama sevk eden olumlu şeyler. Siz sadece bizi motive etmiyor, aynı zamanda güzel eserler vermeye de teşvik ederek, yazdıklarımızı okuyacak olanlara bile katkı sağlıyorsunuz.
Muhtemelen bizim çabamızı boş gören insan da bizi yazmaktan engellemeye , soğutmaya çalışarak aklı sıra kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Boş gören ile hoş gören arasında fark bu işte. Biri iyiye teşvik ederek iyiliği yaymaya , öteki ise üretileni küçümseyerek kötülükleri yaygınlaştırmaya çalışırlar. Sorsan o “zararlı insanları zararlı şeylerden alıkoymaya çalışıyorum “ der. Bu da olumsuz bakış açısı “kıskançlık bakışı” işte. Dünya var olduğundan beri , habil ile kabilin mücadelesinden bu yana var ve kıyamate kadar da var olacak. İyiliıkle kötülüğün savaşı değil bu sadece, iyiyi kötü gören, kötüyü bile iyi gören insanların güzellikler ve güzel zannedenlerin bunları dünyaya hakim kılma savaşı. İşte bundan dolayı. Fransız düşünür e. e cumming der ki” seni başkalarından farksız yapmaya çalışan bir dünyada farkı olabilmek, dünyanın en zor savaşını vermektir. Bu savaş bir başladımı hiç bitmez” işte bizi çabalamaya, gayret etmeye sevk eden bir söz bu. Öteki de “ insanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır” hadisi ile “iki günü denk olan ziyandadır” hadisi. Bu söz aynı zamaanda özgelişimiin de temeli. Her gün, her gün gelişeceğiz ki , bir önceki günden daha gelişmiş ve güçlenmiş olarak başkalarına da faydalı olalım.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
İşte yüreği geniş, olduğundan sevgisi bol, çok okuduklarından dolayı bilgili genç coğrafyacı arkadaşlarımın gönlü ile beyninden geçen güzelller bunlar. Onların beyinlerinden dillerine geçen soru, bizlerden de gönüllerden ve beyinlerden, yüreklerden geçen cevaplar olarak dönüşerek sana yazılan mektuplar ve okuyanların da gönüllerne akarak güzellikler dünyada çoğalıyor. Böyle coğalacak. Hüseyin Hocanın daveti bizleri bunları düşündürdü genç kardeşlermizin soruları ile işte.

222

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Özgelişim ve coğrafya -2 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Özgelişim ve coğrafya -2 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Özgelişim ve Coğrafya -2 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL