0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
250
Okunma

Kuru dalların özlemiyle başladı her şey.
Üzerinde karıncaların gezindiği, kelebeklerin hayata “merhaba” demeyi beklediği zamanlarda... Kuşların dönüş yollarına engel olan susuzluğuna, ‘hayat’ denen arayış yürüdüğünde. Henüz baharın gözlerini açmadığı, bulutların gökyüzünü sarmaşıklarıyla kaplamadığı, beyaz dokulu zemherinin kış uykusuna yatmadığı, Güneş’in sıcak lezzetini sunmadığı ışımalarda...
Yeşil büyü girdi rüyalara. Bekleyişi nihayete erdirerek, kırlara uzandı eli. Ormanlara, nehir kıyılarına... hayal büyüten otlara... Boş gövdeleriyle, efil eğil esen rüzgârın eşliğinde salınan ağaç başlarına, nilüferlerle göğsünü bezemek için gün sayan -dingin- göllere...
Anadolu’nun kalbine uzandı o el. Uzandıkça serildi yeşil büyü sazlıklara, kıstaklara. Gelinciklere yâr oldu, şakayıklara yoldaş, -rengârenk- güllere katmer katmer taç. Sert kayalara dokundu bu geçiş. Çayları yuva bilmiş taşlara. Kahverengi / sarp dağlara...
Kar taneleri ince ince süzülürken zirvelerden, yeşil büyüye büründü soğuk suların bağrındaki yosunlar; gürgenlere, kayınlara, meşelere değdi dokunuşu; her bir yaprağın kalbine düştü. Yaren oldu, sardı sıcak sohbeti; tertemiz niyetler büyüten ruhlar...
S/öz ondaydı; başka türlüsü olamazdı. Ondaydı umut... anlama sahip en ağır yüktü taşıdığı.
Sevda koylarına sokulan kayığın yol alışıydı onun eylemi. Susuz bir çölün damlalara özlemiydi açlığı. Renksiz bir patikaydı sevdasını arayan çırpınışı. Ve tutuklu bir fındık yaprağının yarım kalan, asil öyküsüyle kaplıydı sayfaları.
Yol’du yeşil büyü... Geniş bulvarlarda, dar patikalarda, incecik geçitlerde. Güzellikti... gelincikli yamaçlarda, vadilerde... Amaçtı... büyükçe ömrünü üzerine kurduğu cennet çiçeklerinin.
Toprağın kalbinde büyüttüğü, gökyüzüne uzanan sevince şahitlik edişi, ışıltıların cömertçe akışıydı bu sevginin, bu yeşil resmin ismi. Sevgilinin kayıtsız kalamayışıydı muradına. Eksikliğiydi onsuz olduğunda. Sınanmasıydı hücrelerinde var olanın yokluğuyla. Oluğunda yanardağları eriten lavların suskunluğu gibi. Gelişinden, konaklayışından bihaber, camlarda bakışları kalan kimsesizlerin bekleyişiydi onun beklenişi. Soğuk sokakları dinleyen; ayak seslerini takip eden gözler, kulaklar, uzuvlar gibi...
Konaklanan en eşsiz barınak, etrafa dağılan en eşsiz koku... Ateşten gömleğine sarılan, aydınlığına uzanacağını bilerek aşılan tünel, sabrın uzun açılımı. Dönemeçlerin açıldığı büyülü varış noktaları.
Her adımda karşılaşılan başlangıçlar ve bitişler, yamaçlarda sessizce beliren filizler, silindikçe dirilen, çağlayan ahenkti... yeşil büyü...
📍 Okumuş olduğunuz deneme yazısı "5 Eylül 2023" tarihinde Mavi Yeşil Dergisinde yayımlanmıştır.
5.0
100% (2)