1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
266
Okunma

Mehmet amca kendi halinde bir adamdır. Kimseyi üzmez, kimseyle tartışmaz. Aksine herkese yardım etmek ister. Dilenenlere illaki 1 lira verir. Ben Mehmet amcayı kahvehaneden bilirim. İlk zamanlar selamlaşmalar oldu sonrasında birbirimize çay ısmarlamakla dostluğumuz pekişti. O bana müdür diye hitap eder ben ona Mehmet amcam. Konuştukça, Rahmetli Babam Pirzola Yusuf’u tanıdığını ve Mehmet Amcayı Belediyeye babamın aldığını öğrendim. Anlata anlata bitiremiyordu babamı. Zaman geçtikçe daha da çok ısındık birbirimize ve daha da çok güvendik. Öyle ki Zonguldak da ki bir bankada olan maaşını bana çektirirdi. Çok İyi bir adam şu Mehmet Amca. Çok vefalı, çok muhabbet dolu bir adam. Kendi köyündeki arkadaşlarından öğrendim ki hiç evlenmemiş Mehmet Amca. Derler ki bir efsane gibi kulaktan kulağa bütün köylere yayılmış onun kara sevdası. Kerem ile Aslı veya Tahir ile Zühre gibi efsaneymiş. Sevdiğini istemiş ama kızın babası vermemiş dediler. Onun için köyde deliye çıkmış adı. Dedim ki bunu birde Mehmet Amcadan dinlemeliyim. O anlatmalı ben yazmalıyım dedim.
Kozlu’da bugün hava güneşli. Kış ayı olmasına rağmen güneş terletiyor insanı. İki bardak çay alıp Mehmet amcanın oturduğu banka oturdum. Mehmet Amca sana bir şey soracam ama bir yandan da korkuyom yanlış anlarsın diye dedim. Ne demek evlat hele bir otur bakam. Çayda alıp gelmişsin. Çay ilen gelene kızar mıyın dedi. Sen bilmiyorsun belki ama ben bir işe başladım Amca dedim. Böyle yaşı geçkin delikanlıların yaşadıklarını yazıyorum kendimce dedim. Allah izin verirse kitap olarak bastıracam. İstiyorum ki sen de ol bu sayfaların birinde. Senin de gençlikten kalan efsane olmuş bir hikâyen varmış. Karşı köyden bir kız sevmişsin anan istemiş ve kızın babası vermemiş. Derler ki bu aşk hala konuşulurmuş. Gülerek baktı bana;
- Ben şimdi anlatacam sen bunları yazacan kitap basacan ve benim hikâyem o kitapta olacak ve bunları herkes okuyacak dimi dedi. Evet dedim. Ama istemezsen çaylarımızı içer muhabbetimizi yapar kalkar giderim dedim. Dur yahu dur tamam dedi. Birçok köy biliyordu şimdi tüm dünya okusun yanık Mehmet’in hikâyesini dedi. Gerçi adımız deliye çıktı köyde ama dedi güldü Amcam…
İlkokula Sanemle birlikte gittik diye başladı hikâyesine. Sanem kim amca diye sordum sormaz olaydım. Sinirli bir şekilde, dinleycen mi susam mı yoğsam dedi. Yok yok anlatmaya devam et amcam dedim. Güldü sırtımı tokatladı devam etti anlatmaya.
Sanemle evlerimiz karşı karşıydı. Beraber oynar beraber büyürdük. Büyürdük de ona olan aşkımda ben büyüdükçe katlanarak büyürdü. Simit gazoz yapardık okulun arka bahçesinde. Kendime ne alırsam kantinden ona da alırdım aynısından. Hoşuna giderdi. Sen beni seviyorsun herhal derdi. Herhalde gııızzz derdim gülüşürdük. Saneme olan aşkım bir yarış arabası gibi hızlıca seyrediyordu. Anama ilk anlattığımda, Daha siz çocuksunuz diyor beni anlamıyordu. Bende ıkıla sıkıla babama gittim. Babamın evin altında bir atölyesi vardı. Ağaç motorları, traktör neyim tamiri yapardı. Nedir sıkıntı oğul sende bir haller var. Yemek de yemeyon doğru dürüst yoğsam aşık mı oldun len deyyuz dedi. Ben aşık oldum herhalde baba dedim. Kime diye sormadan Katır Rüstem’in kızı Saneme mi dedi. Utandım. Boynumu eğerek yere sordum. Sen nerden biliyon baba dedim. Ulan deyyuz bir ben değil tüm köy biliyor artık dedi. Kırıkların Halime kadın görmüş sizi yan yana diz dize. Oda biliyon ağzında b.k ıslanmaz. Bütün köye anlatmış. Ama Rıfat amcanın gözüne görünme barut gibi. Geçen geldi yanıma sinirliydi. Konuştuk biraz. Olmaz olamaz diye bağıra çağıra gitti.
Ama biz birbirimizden hoşlanıyoz baba dedim. Hoşlanma nedir dedi. Yemeden içmeden kesildim, uykularım kaçtı. Her an Sanemi düşünüyorum yetmez mi dedim. O kocaman ellerini yüzüme getirdi yeter oğul yeter dedi.
Hemen gece gittim evlerinin altına. Çıktı anlattım bir bir olanları. Akşam sanemde fırçayı yemiş. G.tünüzdeki b.k kurumadı daha bu ne demek demiş. Aşıktım ne yapayım. Yüreğe söz geçmiyordu. Seviyordum. Sanemde farkındaydı ve oda aynı duygulardaydı. Liseyi kozluda okuduk. En güzel yıllarım o yıllardı. Karışan yoktu. Elalemden uzak yaşadık aşkımızı. Sonrasın da birkaç kez anamı yolladım istemeye, babası katır inadıyla her defasında vermedi. Ama biz her fırsat da türlü bahanelerle başka köylere kaçar akşamı ederdik. En son istemeye bende gitmiştim. O nemrut babası, Sevdiğimin yanında küfürler ederek kovdu bizi evinden.
Tamam o olmadı anladım. Başka kız bulaydın amcam diye sordum ki sormaz olaydım. Kafasını kaldırdı çattı kaşlarını. İyi de dedim gülerek, Köyde başka kız mı yoktu. Oğul dedi, kaşlarını çattı yüzüme bakarak. İnsan hayatında bir kişi sever. Sonrakiler aşktan kaçış veya aldanıştır dedi. Korktum, yutkundum, bir yudum çayımdan, bir fırt da bilmem kaçıncı sigaramdan aldım.
Sonra dedim sonra ne oldu amcam. Ben o kızgınlıkla gidip Rüstem ağanın samanlığını ateşe verdim. Koyunları çaldım tek tek. Ama sonra bıraktım koyunları onlarda yerlerine geri döndüler.
Biliyon mu ben Ferdi Tayfur’ u çok severim. O yıllarda emmioğlu geldi Alamanyadan. Bana bir radyo getirmişti. Ama kasetli falan ha. Ferdi Tayfur’un kaseti vardı. Her gün o kaset çalardı onda. Nere gitsem onu da yanımda taşırdım. Sanemlerin evinin altından geçerken sesini sona getirir şarkılara eşlik ederdim. Dellendi sandı köy kısmı beni. Yanıyoooommm diye bağırmayıda unutmazdım ha. Her yerde değil ama sadece Sanemlerin evinin önünden geçerken. Ondandır Yanık demeleri. Deli Memet, Yanık Memet idare ediyom işte. Yani kavuşamadınız mı. Yok kavuşamadık. Ben bekâr o bekâr hayatımıza devam ettik. Kocadık ama birbirimizi hep sevdik. Aşk kavuşamazsan aşk olarak kalır. Biz aşık olarak kalmayı tercih ettik dedi. Ama Sanem hala içimde bir yangıdır. Kalbimin en güzel köşesindedir. Öylede kalacak dedi.
Ulan dedim hayat. İnsanın ruhunu bozuyor, Geleceğini geçmişini s…..kiyorsun dedim.
Oysaki her şey sevgi ile yaratılmıştı. Lakin sevmeyi beceremedi insanoğlu.
Aşkla Kalın, Sevgiyle Kalın Ve Hep Böyle Kalın…………………………
Emre Vehbi Alkan
Şiirbaz
09.Kasım.2001
5.0
100% (2)