0
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
145
Okunma
Anadolu’nun ücra köylerinden birinde Elmas isimli bir kadının karnı iyice şişmiş,içerdeki yavrucağın da eli kulağında çıkacağı günü beklemekteydi. Temmuz ayının 13. gecesi sancıları başlayınca konu komşu eve doluşup başlarlar hep bir ağızdan “Hele ıkınasın gızımm” demeye. Onlar telaşlanadursun bizim Elmas kız gözlerini yattığı yerden dolunaya dikmiş,bebe de o anda çıkıvermiş. Allah bağışlasın nur topu gibi bir kız. Anası da esmer güzeli. Elmas demiş bu kız dolunay gibi adı da Bedriye olsun. (Kocası rahmetli anasının ismini koymak istediği için üç gün küs durdular.) Zaman hızlı geçtiğinden Bedriye altı yaşına giriverir. Gökte yine dolunay çıkınca kız başlar anasına babasına saldırmaya. Evde kap kacak,yastık minder ne varsa parçalamaya başlar. Ocağın batmasın Bedriye. Olayı duyanlar hemen koşup başlarlar naslar felaklar okumaya,fayda etmez. Zorla tutup zincirlerler. Ertesi gün gün ışıyınca bakarlar hiçbir şeyi yok,eski Bedriye. Komşular der falanca köyde Cinci Hoca vardır,size bir muska yazsın.
Hoca Bedriye’yi görünce açar gözlerini hayretle,başlar bağırmaya “Ya Kurtiyye,Ya Kurtiyye!” Aman hocam bizim kızım neyi vardır. Sizin kana kurt kanı karışmış,her dolunay bu kızı bağlayın. Şimdi bi muska yazdım,kızı inden cinden korusa da itten köpekten koruyamayacaktır. Cinci Hoca’nın nefesine kuvvet,cinlerine sıhhat ver Allah’ım.
Bedriye’nin adı çıkar bu olaydan sonra. “Kurt Bedriye” diye. Gelinlik yaşa gelince kadınlar “Ayol kız ay parçası gibi de acıkırsa oğlumuzu yer mazallah.” der. Çocukları yemeklerini bitirmeyen analar da “Bak yemeğini bitirmezsen Kurt Bedriye gelip yemeğini de seni de yer.” diye korkutur. Adın çıkacağına canın çıksın diye boşa dememişler işte. Bir tarafın kurt da olsa kötü söze kalp mi dayanır? Ama onu kurt hâline rağmen seven biri vardır: Haydar. Çocukluktan sever Bedriye’yi. Dolunay çıksa da Bedriye ulusa diye bekler onun penceresinin altında. Ama Bedriye artık kötü sözlere,alaylara dayanamayıp dolunayın çıktığı bir gün karanlıklar içinde ormanın içinde kayboluverir. Haydar da kafayı üşütüp köyün delisi olur. İşte köylerde yaşayanlar her dolunay çıktığında kulaklarını iyice kabartsın. Belki bir yerlerden Bedriye’nin ulumasını duyarsınız.