1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
329
Okunma

Talikacı Nikos’un yemeğe olan düşkünlüğü, yaşlandıkça daha da belirginleşmiş. Artık eski enerjisini kaybetmiş, ama sofralarına olan ilgisi hiç azalmamış. Ne zaman bir masa kurulsa, onun etrafında görülmesi an meselesi. Yemekler, onun için sadece bir ihtiyaç değil, bir keyif halini almıştı.
Kendisini bu şekilde bulması, biraz da geçmişteki o genç günlerinin boşluklarını doldurmanın bir yoluydu belki. Yavaşça hayatını şekillendiren, tadını çıkararak yediği yemekler, her bir lokma ona zamanın geçişini hatırlatıyor, bir anlamda geçmişiyle barışıyordu.
Talikacı Nikos, yaşlanmanın getirdiği sakinliğe rağmen hala bir girişimci ruhu taşıyor. Bahçesinde kurduğu parkurdan sonra, at sevgisini daha fazla paylaşmak istemiş. Ücret karşılığı at severleri kendisi ata bindirip gezdiriyor. Bu iş, ona hem bir gelir kaynağı sağlamış hem de eski günlerdeki gibi bir amaç duygusu yaratmış.
Her bir gezinti, Nikos için bir anlam taşıyor. Atlarıyla birlikte gezdirirken, at severlerin yüzlerindeki mutluluğu görmek, ona yaşama dair bir keyif veriyor. Yaşına rağmen, hala başkalarına neşe ve huzur vermeyi başarıyor. Kendini bu işe adamak, ona gençlik yıllarının hatıralarını hatırlatıyor ve hayatına farklı bir tat katıyor.
5.0
100% (1)