0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
183
Okunma

Tarih sahnesinde, milletlerin kaderini değiştiren anlar vardır. Kimi zaman bir meydan savaşı, kimi zaman bir direniş, kimi zaman ise kanla yazılmış bir destan... Çanakkale, işte böyle bir andır. Bir neslin toprağa düştüğü, ama milletin yeniden doğduğu yerdir.
1915 yılı... Bir yanda dünyanın en büyük donanmaları, en güçlü orduları... Diğer yanda yokluk, açlık, susuzluk içinde bir milletin asil evlatları... Fakat onlar bir şeyin farkında değildi: Çanakkale’de silah değil, iman savaşacaktı.
Cephelerde ekmek yoktu, su yoktu, ama vatan sevgisi vardı. Mehmetçik, ölümün üzerine yürüyordu, çünkü o ölümden değil, esaretten korkuyordu. Yedi düvele karşı koyarken, belki de aklında sadece annesi, babası, sevdiği kız vardı. Ama o bilirdi ki vatan olmadan ne ana olurdu, ne baba, ne de bir yar…
On beşliler, daha çocuk denilecek yaşta, ellerinde tüfek yerine kalem tutması gereken gençler, okullarından ayrılıp cepheye koştular. Onlar, geleceği göremedi belki ama, bizler onların sayesinde bugün özgürce yaşıyoruz.
Ve sonra, bir zafer doğdu. Tarihe altın harflerle kazınan bir direniş... Dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykıran bir milletin haykırışı...
Bugün Çanakkale’yi anarken, sadece geçmişi yad etmiyoruz. Bizlere emanet edilen bu vatanın kıymetini anlamamız, o ruhu her an yaşatmamız gerekiyor. Çünkü Çanakkale, sadece bir savaş değil, bir milletin yeniden doğuşudur. Ve o ruh, bugün hala damarlarımızda dolaşan en kutsal mirasımızdır.
*
Mehmet Demir
15325
5.0
100% (2)