Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Serpil Çavuşoğlu
Serpil Çavuşoğlu

IŞIĞIN FISILTISI

Yorum

IŞIĞIN FISILTISI

( 1 kişi )

1

Yorum

7

Beğeni

5,0

Puan

273

Okunma

IŞIĞIN FISILTISI



Deniz kenarında tek başına yürüyen kadın, dalgaların kıyıya vurduğu sesle yalnızlık arasında bir denge bulmuştu. Gözleri, ufuk çizgisine takılmıştı; sanki denizin derinliklerinde kaybolan bir şeyleri arıyordu. Havanın serinliği, tenini hafifçe okşarken, aklında düşünceler hızla geçiyordu. Dürüst ve güçlüydü, ama zaman zaman içindeki yalnızlıkla savaşmak zorunda kalıyordu. Kendine güveni tam olsa da, hayatın karmaşasında bazen kayboluyordu.

Kısa kesilen dalgalar gibi, düşünceleri de kesikti. Bir an için geçmişin izleri aklına geldi. İlişkiler, kırık kalpler, söylenmemiş sözler… Ama o an, denizin huzur veren sesi, bu düşüncelerin tümünü bir kenara itti. Ne geçmiş, ne de gelecek vardı; sadece an vardı.

Kadın, ayağını suya sokarak ilerledi. Gözleri, ufuktaki güneşi izlerken, rüzgar saçlarını savuruyordu. Bir zamanlar başka biri için hep en iyisini arayan o kadın, artık yalnızca kendisini düşünüyor, içindeki gücü keşfetmek için bu sessiz anları tercih ediyordu. Her adımda biraz daha derinleşen bir huzur buluyordu. Ne kadar güzel olursa olsun, yalnız olmak, bazen en büyük lüks olabiliyordu.

Deniz kenarında yürürken, dünyadan kopmuş gibiydi; sadece o ve deniz vardı. O an, geriye dönüp bakmak yerine, önündeki yolu izlemeye karar verdi. Çünkü artık sadece kendi için yürüyordu, ve bu ona yeterdi.

Kadın, derin bir nefes alıp denizin sonsuzluğuna doğru bir adım daha attı. O an, bir şey fark etti. Kumların arasında, eski bir şişe görünüyordu. Merakla eğilip, elini içine uzattı. Şişeyi çıkarıp, üzerinde sararmış bir kağıda sarılı eski bir not buldu. Hızla kağıdı açtı, ve gözleri yazılı satırlara takıldı.

“Beni hep bekle, seni seviyorum.”

Bu cümle, zamanın içinde kaybolmuş birini hatırlattı. Bir zamanlar kaybettiği bir sevgili, belki de yıllar önce ona yazmıştı. Kalbi hızla çarptı, ama garip bir şekilde huzur buldu. Hayatın ne kadar beklenmedik sürprizlerle dolu olduğunu bir kez daha fark etti. Birinin ona son bir mesaj bırakması, geçmişiyle barışması için bir işaret gibiydi.

Gülümsedi. Bu sürpriz, ona hayatın ne kadar büyük bir gizem olduğunu hatırlatmıştı. Bir an için geçmişin yükünü hafifledi ve kalbindeki sevgi, artık yalnızca kendisine değil, geçmişine de barış içinde uzandı. Denizin sesi, artık ona sadece huzur değil, geçmişin tüm izlerini de kabul etmenin gücünü veriyordu.

Kadın, notu dikkatlice okuduktan sonra, bir an için denize doğru bakarak derin bir nefes aldı. O anda, gökyüzü aniden değişti. Rüzgar hızla esti, dalgalar kıyıya çarptıkça bir ışık huzmesi denizin üzerine yansıdı. Gözleri, bu tuhaf ışığı fark ettiğinde donakaldı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, ışık yavaşça onun etrafında dönmeye başladı, sanki evren ona bir mesaj veriyordu.

İçinde bir sıcaklık hissetti, kalbi hızla atmaya başladı. Bir anda, tam karşısında denizin derinliklerinden yükselen bir figür belirdi. Bu, bir insan değildi ama yine de onun varlığını hissedebiliyordu. Figür, nazikçe gülümsedi ve kadına doğru birkaç adım attı. Sözler olmadan, sadece bakışlarıyla ona bir şeyler anlatıyordu. Kadın, korkudan çok merak ve huzur içinde bakakaldı.

Figür, ışıkla birleşip kaybolmadan önce, kadının içine bir güven duygusu bıraktı. O an, kadının hayatı tüm yüklerden arınmış gibiydi. Gözleri denize, sonra tekrar kaybolan figüre doğru kaydı. Bir mucize olmuştu; yalnızca varlığını hissedebildiği, geçmişin gölgelerinden arınmış bir anda, hayatına yeni bir anlam katacak bir işaret almıştı.

Kadın, denizin kıyısında, hem geçmişine hem de geleceğine barış içinde bakarak, yürümeye devam etti. İçindeki huzur, evrenden gelen bir mucize gibiydi; bir hatırlatma, hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, her şeyin bir amacı olduğunu gösteren bir işaret.

Kadın, o mucizevi ışığın etrafında dönerken bir gariplik hissetmeye başladı. Her şey çok yoğun, çok gerçekti, ama aynı zamanda tuhaf bir şekilde de bulanıktı. Işığın figürle birleşip kaybolduğunu izlerken, birdenbire her şey donmuş gibi oldu. Deniz, rüzgar, kumlar… Hepsi bir anlığına hareketsiz kaldı. Kalbi hala hızla çarparken, içindeki bir ses “Bu gerçek değil,” diye fısıldadı.

Kadın gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Gözlerini tekrar açtığında, deniz ve gökyüzü silikleşmişti. Kumların üzerindeki ayak izleri, sanki bir rüyanın parçasıymış gibi yok oluyordu. Ellerini yüzüne götürdü, her şeyin berraklığını kaybettiğini fark etti. "Bu bir rüya mı?" diye mırıldandı.

Kendisini garip bir huzursuzluk sararken, ışık yine parladı, ama bu sefer daha yumuşaktı, daha uzak. Bir anlığına, rüyasında da olsa, bir şeyin değiştiğini hissetti. Gözlerini kapattığında, yüzüne hafif bir rüzgar değdi, fakat rüyada olduğunu bilmek, ona bir tür güven veriyordu.

Kadın, gülümsedi. Rüya ya da gerçek olsun, içinde bir mucize olduğunu artık biliyordu. Gerçekten yaşıyor ya da bu hayalini kuruyordu, fark etmedi. Ama o an, bütün dünyadan soyutlanmışken, içindeki huzur her şeyin ötesindeydi. Her ne kadar bir rüya gibi görünse de, bu an, belki de hayatındaki en gerçek şeydi.

Kadın, rüyasında bile olsa içini saran o huzuru daha derin hissetmeye başladı. Işığın yeniden belirmesiyle kalbi hızla çarptı, ama bu sefer korku değil, büyük bir mutluluk ve umut hissediyordu. Dalgaların kıyıya vuruşu, rüzgarın nazik esişi, her şey o kadar barışçıldı ki, sanki dünya sadece ona özel bir anı hediye ediyordu. Gözlerini kapattı ve içindeki neşeyi hissetmeye çalıştı; derin bir nefes aldı, ve o an, rüya ya da gerçek fark etmeden, her şeyin mükemmel olduğunu düşündü.

"Her şey yolunda," diye düşündü. "Beni bekleyen ne varsa, ona hazırım." Geçmişin kaygıları, yarının belirsizlikleri artık birer gölge gibiydi. O an, sadece anı yaşamanın, sadece bu güzel duyguyu kabul etmenin gücünü hissediyordu.

Kadın, adımlarını yavaşça attı. Kumlar ayaklarının altında yumuşakça kayarken, bir gülümseme dudaklarına yayıldı. Rüyada bile olsa, kendi içindeki gücü, sevgiyi ve huzuru bulmuştu. Her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu, hiçbir şeyin tesadüf olmadığını hissediyordu. Deniz, ona bir sırrını fısıldıyordu: "Her şey geçici, ama içindeki mutluluk, umut ve sevgi hep kalacak."

Bir anda, o gizemli ışık tekrar parladı, ama bu kez daha yakın, daha güçlüydü. Kadın gözlerini kapatıp, derin bir iç huzuruyla gülümsedi. "Beni bekleyen güzel şeyler var," diye düşündü, "Ve ben buna hazırım."

Rüyasında bile olsa, kalbindeki umut gerçekti. Ve o an, hayatının en mutlu anıydı.

Kadın, o ışığın yeniden parlamasıyla bir kez daha derin bir nefes aldı. İçindeki mutluluğun, umut ve huzurun o kadar güçlü olduğunu hissediyordu ki, rüyanın bile gerçeği yansıttığını düşünmeye başlamıştı. Kalbi hızlıca çarparken, bir an önce karar vermesi gerektiğini fark etti. Dalgaların sesi, rüzgarın hışırtısı, her şey ona ne kadar güçlü olduğunu hatırlatıyordu.

Birden, geçmişin gölgelerinden çıkıp geleceğe doğru adım atmanın tam zamanı olduğunu anladı. Geçmişi geride bırakmak, korkularını yenmek ve sadece kendi yolunu seçmek… Bunları hep bir kenara itmişti, ama şimdi, her şeyin ne kadar belirsiz olduğunu kabul etmek yerine, bu belirsizliği kucaklamaya karar verdi.

Adımlarını hızlandırdı, kumlar altında ayak izleri bırakırken içindeki kararın gücüyle cesaret buldu. "Yalnızca kendim için yaşamak istiyorum," dedi içinden. "Geçmişi bıraktım, geleceğe umutla adım atacağım."

Sahilde ilerlerken, gözlerinde kararlı bir ışıltı vardı. Artık rüyanın ya da gerçeğin farkı yoktu; bu an, bu karar, onun için her şeydi. Bu hayatı nasıl şekillendireceğini, hangi yolda ilerleyeceğini kendisi belirleyecekti. "Huzuru ve mutluluğu hak ediyorum," diye düşündü, "Ve bu yolda yalnızca kendime güvenerek ilerleyeceğim."

Bir adım daha attı ve kararını verdi: Kendi hayatının lideri olacak, geçmişin korkularına ve belirsizliklerine rağmen, mutluluğu kendi içinde bulacaktı.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Işığın fısıltısı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Işığın fısıltısı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
IŞIĞIN FISILTISI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
turgaykurtulus
turgaykurtulus, @turgaykurtulus
17.3.2025 19:49:09
Geçmişin bizi nasıl tutsak edebileceğini, ama aynı zamanda ondan kurtulmanın ve kendi hikayemizi yazmanın mümkün olduğunu güzelce vurguluyor. Kadının içsel dönüşümü ve özgürleşme çabası, okuyucuya da ilham veriyor. Teşekkürler bu içten ve dokunaklı paylaşım için, ışık ve sevgiyle kal!
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL