0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
322
Okunma
8 MART 2025 DÜNYA KADINLAR GÜNÜ İLE İLGİLİ OLARAK KADINLARLA OLAN ANILARIM...
KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR
Benden 1 yaş küçük olan biladerim 35-30 yıl önce bir gün bana ’’Abi, ben maaşı aldığım zaman kendime 200 lira ayırıyorum, diğer paraları hanıma veriyorum. Para benim elimde olduğu zaman harcıyorum, hanım böyle yapmıyor.’’ dedi.
Halen mahallemizde oturan bir komşumuz PTT’den emekli olduktan sonra köfteci dükkanı açmıştı, 2526 yıl önce bir gün bana ’’Adam dükkana geliyor, abi bana 1.5 köfte yapsana diyor. Yapıyor, önüne koyuyorum. Güzelce yiyip içtikten sonra, abi benim üzerimde para yok. Deftere yazıver, sonra öderim diyerek çekip gidiyor. Bu tür insan o kadar çok ki, bu yüzden bir gün cebimde kıyma alacak para kalmadı bu yüzden, hanıma dükkanı kapatacağımı söyledim. Kapatma, ben sana 2.000 lira vereyim dedi, hanım sen bu kadar parayı nereden buldun deyince, sen pazar masrafı görmek için bana 50-100 lira vermiyor musun ? Ben 40 liralık masraf görüyor, 10 lirasını ayırıyordum. 100 lira verdiğin zaman 80 liralık masraf görüp 20 lirasını bir köşeye atıyorum.’’ dedi. Dükkanı böylece kapatmadık, devam ettik.’’ dedi. Kadının tutumluluğu nedeni ile bugün bu arkadaşın 6-7 evi var, emekli olduğunda 1 tane evi yoktu.
35-40 yıl önce İstanbul’dan Pamukkale Ekspresi’ne bindim, Denizli’ye geleceğim. Ekspres’te boş bulduğum bir kompartımana girip oturdum, biraz sonra benden yaşlıca birisi kompartımana girdi, sakalı falan vardı. ’’Bu adam 5 vakit namazını kılan muhterem birisine benziyor.’’ diye geçirdim içimden, biraz sonra da 3-4 genç kompartımana daldı. Ben, pencereden dışarıyı seyrederken konuşmaya başladılar. Gençlerden birisi ’’Abi, sen önceden herkesle kavga eden kabadayı birisi idin. Meyhanelerde hep seni görürdük, uzun süredir ortalıklarda görünmüyorsun ?’’ dediklerinde ihtiyar ’’Çocuklar, önceden öyleydim. Meyhane-kıraathane vb. gibi yerlerden çıkmıyordum, cebimdeki paraları da buralarda harcıyordum. Cebimde para kalmıyordu ama ben evlendim, evlendikten sonra hanım benim yaşantımı düzene soktu. Size de tavsiye ederim, hemen evlenin. Ben evlenmeseydim, hala sokaklarda sürten bir serseri olarak kalacaktım. ’’ dedi. Bu grup ekspres İzmit’e geldiğinde, topluca ekspresten indi gitti.
Ünlü bir gazeteci arkadaşım vardı, 45 yıl önce evlenirse kadına taviz vermeyeceğini. Çok sert hareket edeceğini bana anlatıyordu, ben de dinliyordum. Zaman zuhur geçti, arkadaşım Ankara’lı bir bayanla evlendi. O zamanlar rahmetli dayım Jandarma Genel Komutanlığı’nda görevli idi, başbakanlık binası’nın hemen arkasındaki Jandarma Genel Komutanlığı lojmanlarında kalıyordu. Ben de o zamanlar yılda bir defa Ankara’ya gidiyor, haliyle lojmanlarda kalıyordum. Evlendikten sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda çalışmaya başlayan arkadaşımı bir gün çalıştığı yerde ziyaret ettim, mesai bitimine yakın olduğu için iş çıkışı uzun süre muhabbet etmek için evine gitmemizi istedi. Dediği gibi yaptık ama evi bayağı uzak bir yerde imiş, epey muhabbet ettikten sonra dayım aradı. Gecenin saat 22.00’si, nerede olduğumu sordu. Anlattım, geceyi arkadaşımda geçireceğimi ifade ettim. Sabah oldu, uyandım. Hanımla sohbet ediyoruz ama bizim arkadaş ortalıklarda görünmüyor, bir ara merak edip hanıma sordum ister istemez nerede diye. ’’Mutfakta çorba pişiriyor.’’ dedi, inanamadım. Görmek istediğimi söyledim, mutfağa gittim. Bir baktım, bizim arkadaş önüne arkadan bele bağlanan beyaz bir mutfak muşambası asmış çorba pişiriyor. ’’Hani sen evlenince kadına öyle yapacağım böyle yapacağım diyordun, bu vaziyet ne ?’’ diye sorunca ’’Oğlum, evlilik öyle olmuyor. Bizim hanım, çorbayı güzel yapamıyor da. Bazen yardım etmek gerekiyor, onun için mutfaktayım.’’ dedi.
*
Alaaddin, devlet üniversitesi yurdunda çalışan bir memurdu. Her gün düzenli olarak yanıma gelir giderdi, emekli olunca sabahtan akşama kadar yanımdan ayrılmazdı. Dükkan işletiyordum, onun bir arkadaşı vasıtası ile mükemmel bir bilgisayar almıştım ama kullanmasını bilmiyordum. Web sayfası açacağız, zerre kadar bilgimiz yok. Bilgisayarların Türkiye’ye yeni girdiği yıllar, işin sırrını çözmüş olan 5-10 kişi o sıralar bilgisayar magazası açmış. Herkes saati 1 liradan oralarda vakit geçiriyor, bir gün ’’Alaaddin, bilgisayarcılara git. Web sayfası nasıl açılıyorsa öğren gel, bizde bir web sayfası açalım.’’ dedim. Alaaddin, nereye gittiyse bilgisayarcılar kendisine bu konuda bilgi vermemişler. Uzatmayalım, birisi birgün ’’Mynet diye bir site var, oradan site açabilirsiniz.’’ demiş. Günlerce uğraşarak bir web sitesi açtık ama zaman zaman yazdığımız yazılar siteye yapışmıyor, meğerse kaydet butonuna basmayı unutuyormuşuz. Alaaddin bilgisayarlara alışınca dükkanda pek takılmaz oldu ama hergün saat 12.00’ye 5 veya 10 dakika varken yanıma uğruyor, ne yaptığını sorunca da ’’Eve yemeğe gidiyorum.’’ diyordu. Bir gün çarşının ortasından eve kadar gitmesinin doğru olmadığını, çarşıda yemeğini yiyebileceğini söyledim. Bana dedi ki ’’Kerim bey, ben öğle yemeğine gitmezsem benim hanım benim kemiklerimi kırar. Zaten benim maaşımı o alıyor, bana da harcamak için günde 5 lira veriyor.’’ dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım, yalnız ogün vardığım sonuç şu oldu. Bugüne kadar tanıdığım erkeklerin arasında, hanımından en çok korkan adamın Alaaddin olduğuna karar verdim.