0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
146
Okunma
Tren son durağa yaklaşırken, bu yolculuktan bu kadar keyif alacağını hissetmemişti. Uzun ve yorucu bir seyahat beklerken, adanın bir ucundan diğer ucuna tren rayları üzerinde kaymak ona ve ruhuna müzik gibi dokundu.
Yol boyunca cazın en viski hallerini dinledi. Ama kulağına en çok Pete Gage’ den Blues Has Got Me takıldı.
Tren Edinburg’u geçmiş ve son durağa olan Perth’e doğru yol alıyordu. Trenin penceresinden kayıp giden İskoçyanın muhteşem doğası ona içindeki ormanı hatırlattı. Tren istasyonda durduğunda, hızlı hareket etmedi. Önce sırt çantasına Murathan Munganın 995 romanını koydu. Küçük İskenderin şiirlerini toparladı.Bilgisayarını topladı. Ve trenden indi. En yakın taksiye giderek , Abbey viski damıtma evi lütfen , dedi.
Taksicinin ilk cümlesinde İskoç aksanını fark etti ve yüzüne bir gülümseme yayıldı. Önceden beri aynı dilin farklı ağızlarda konuşulmasına bayılırdı.
Damıtma evine vardığında, kendisini keskin bir koku karşıladı. Keskin bir is kokusu. Arpa maltının kokusu da uzaktan uzağa kendisini hissettiriyordu. Damıtma evinden içeri girdiğinde, ilk olarak gözüne meşe fıçılar çarptı. Single malt viskilerin kendini en iyi oluşturduğu fıçı türünün kullanılmış meşe olduğunu biliyordu. Bu yüzden fıçılar çok dikkatini çekmedi. Ve en az sekiz yıl gerekiyordu bir viskinin içim noktasına ulaşabilmesi için. Ama onun asıl merakı meşe fıçılarında, buharlaşıp kaybolan hacme meleklerin payı denmesiydi. Meleklerin de viski sevdiğini fısıldayan bu cümle, altan alta eğer bir melekseniz lütfen viskiden payınızı alın imasında mı bulunuyordu acaba. Belki de kim bilir.
Adam bir süre etrafı gezindikten sonra tadım odasına geçti. Şık bir bardağa sanki yanlışlıkla dökülmüş gibi duran viskiyi yudumladı. Damağında yayılan is ve kayısı tadını hissetti. Adamın birden yüzü düştü, içine bir acı çöreklendi. Tatların ve kokuların hatıraları çağırma gücü olduğunu unutmuştu. Birden o tadım odasında, her bir kirpiğinde ayrı bir bakış ve ses taşıyan o yüzü hatırladı. Meleklerin payından adama, viski değil rakı düşmüştü. Şimdi bir an önce eve dönüp, rakı ve şalgamla yüreğine su serpmek istiyordu. Keyifli geçen o yol gözünde uzun ve kara bir yılan gibi duruyordu şimdi. Adam adımlarını gerisin geriye atarak yola düştü. Kadının yüzüne düştü. Sesine düştü. Adam düştü ve asla gerçek olamadı.
M.