0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
216
Okunma
*
Subutay Bey gördüğü manzara karşısında şok olmuştu. Yıllardır tartışırlardı ama hiç böyle bir şey yaşamamışlardı. Daha ne oldu burada diyemeden, kendisine gelen Lalifer Hanım eşine bağırmaya başladı. Psikolojisi alt üst olmuştu. Bu çocuğu sen bu hala getirdin. Hep senden yüz buldu ve şimdi de söz dinlemiyor. Eve geldiğimde ablası ile kavga ediyordu. Müdahale ettim. Ancak bir türlü bırakmadı. Bağırdım çağırdım ayıramadım. Ben de gerekeni yaptım ve sonuç gördüğün gibi… tartışmalar konusunda idmanlı olan Subutay bey bir anda kandisini Lalifer Hanım ile münakaşanın eder şekilde buldu. Yaşananlar son haddine geldiği için kızına hemen toparlanması komutunu veren Lalifer Hanım kızı ile birlikte bavullarını alıp, evi terk ettiler.
Berk yerde baygın yatıyordu. Yüzü gözü kan içindeydi. Hemen oğluna müdahale etti. Ambulans çağırmayı düşündü, fakat olayların polise yansımasını da istemediğinden şirketin bir ara katılmasını zorunlu tuttuğu ilk yardım seminerlerinden kalan bilgisiyle müdahale edip kanı durdurdu.
Berk gözlerini açıp kendine geldiğinde ilk ne olduğunu anlayamadı. Birkaç dakika geçtikten sonra olaylar tekrardan kafasında canlandı. En son hatırladığı annesinin elinde bulunan vazonun kafasına doğru gelmesiydi. Kendi kendine beni yatağıma kim getirdi diye düşündü. Elektrikli süpürgenin sesi geliyordu, acaba hafıza kaybımı yaşıyorum diye biran duraksadı. Biraz bekledi sonra baktı ses gerçekten geliyor. Yanlış duymamıştı. Salonda elektrikli süpürge sesi geliyor, daha fazla dayanamadı zorda olsa kalktı ve sesin geldiği odaya gitti. Babası ne ara gelmişti. Neden temizlik yapıyordu. Gördükleriyle kafasındaki düşünceleri birbirine bağlayamıyordu. Babası oğlum neden ayaklandın uzanıp dinlenmen gerekiyor dedi. Ayaklarına dikkat et cam kırığı parçaları batıp yaralanmayasın…
Bu olaydan bir gün sonra evde kalan eşyalarının bir kısmını almak için tekrar eve gelen Lalifer Hanım, sokağın başına geldiğimde apartmanın kapısının önünde bulunan eşi bir anda yüksek sesle hakaret etmeye başladı. "Bu eve neden geldin, defol git" şeklinde sözler söyledi. Kendisi de daha önceden hazırladığı taşı bir anlık sinirle eşine doğru fırlattı. Taş yüksek girişli beş katlı apartmanın ikinci katının balkonuna düştü. Subutay Bey kendisine isabet etmediği için bir anlık oh çekti. Aklına oğlunun sırtındaki diş izleri ve şakağındaki vazo yarası geldi. Eşi Lalifer Hanım sen kim oluyorsun naraları ile kapının eşinde adımını atmıştı ki, Subutay Bey demir kapının yanında bulunan tahta parçasıyla eşi Lalifer Hanımın sırtına vurdu. Kadın sendeledi ancak yere düşmemek için duvara tutuna bildi. Buna rağmen eve girmeyi başarabildi.
Olay esnasında kızı Berina yanında olmadığı için kendisini ancak darp raporu ile ispatlaya bilirdi. Çocukları arasında meydana gelen kavgaya müdahale ettiği esnada oğlu Berk’in kendisini ittiğini, yine hatırladığı kadarıyla canı yandığı için kendisini sıkmış veya çimdiklemiş olabileceğini düşünüp, olurda bu iş mahkemeye kadar giderse bütün bu olanları darp raporuyla bu işin içinden çıkabileceğini düşündü.
Lilifer Hanım böyle düşünür de, Subutay Bey ve Oğlu ondan geri kalır mı? Berk’in bütün yaralarını ve çürük yerlerinin fotoğrafını çekip kayıt altına almışlardı bile...