1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
272
Okunma
Ertele artık gün sızıntılarını, ayağının altı bataklık. Toprak çorak, gök bulanık, su kirli. İçime attıklarım, küf kokuyor. Burda, bir yerlerde göz kapakların kadar büyük bir havalandırması olmalıydı gövdemin. iyi havalandırdın gerçi, bütün nefesim kaçtı mazgaldan.
Ağzı kapalı kavanozda büyümek işkenceydi bilesin, taşındım mı, hala aynı kırılganlıkta ikamet mi ediyorum?...
Sorularla, bencil bir çukuru doldurduğum için üzgünüm.
Kesitler, bunca telaşın içinde nasıl duruyor? şık mı! yani yakıştı mı üzerine merak ediyorum!.
Öfkemin, ustalığını sorgulayanları hududun bir adım gerisine itiyorum...burdan sonrası acemi itiraflarıyla dolu?.
Kavanozun, sakar birinin eline geçmesine sevinebilirim belki , kavanozun içinde miyim yoksa dışında mı?
Kaç kilometre uzağındayım, kaç metre yakınında?
Önce, bulsam ah bir bulsam diyorum, sonrası gerici ve sansürlü bir yığın kalabalık!.
Öç, iyi niyetimi susturuyor ,kaba kuvvetle...iyi olmanın erdemini tartışan bir gurubun arasına dalıyorum!. ’’unutma, güçlü olan kazanır’’ unutmadım!.
Gücünü, neyle sınadın?...hangi terazi tarttı , ya da hangi kavga?
bugünlerde Kırdıklarımı, parça parça toplayıp birleştirmek gibi erdemli bir eylemim olmadı hiç!.
Sahi kimin burnundan düştüm ben?
2011...
5.0
100% (1)