Bağlılık mı, Suç mu?

Bir askerin, üstelik kendi harp okulundan birincilikle mezun olmuş bir subayın, sadece “Mustafa Kemal’in askeriyiz” dediği için ordudan ihraç edilmesi, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Bu durum, bir devletin kurucu liderine duyulan bağlılığın ve onun ideallerini sahiplenmenin nasıl bir sakınca oluşturabileceği sorusunu akıllara getiriyor.

Tarih boyunca ordular, disiplin ve tarafsızlık ilkesiyle yönetilmişlerdir. Ancak bu tarafsızlık, bir askerin Atatürk gibi bir devlet kurucusuna duyduğu saygıyı ifade etmesini engelleyecek kadar sert mi uygulanmalıdır? “Mustafa Kemal’in askeriyiz” sözü, tarihsel bir mirasa ve belirli bir askeri geleneğe bağlılığı ifade eder. Bu ifade, herhangi bir siyasi görüşü yüceltmek ya da güncel siyasete doğrudan müdahil olmak anlamına gelmez.

Eğer bir ülkede, Atatürk’ün askeri disiplin anlayışına duyulan bağlılık bir suç gibi değerlendiriliyorsa, burada düşünülmesi gereken daha büyük bir mesele var demektir. Gerçekten de önemli olan, bir askerin liyakati, disiplini ve vatanına olan hizmetidir. Kişisel görüşleri ya da sembolik ifadeleri, eğer anayasal düzeni tehdit etmiyorsa, mesleki yeterliliğinin önüne geçmemelidir.

Tarih, idealleri için mücadele edenleri unutmaz. Gerçek anlamda vatanına hizmet edenler, yalnızca bir makama ya da dönemin şartlarına değil, milletin geleceğine hizmet etmeyi amaçlarlar. Bu nedenle, bir insanın tarihsel bir bağlılığı ifade ettiği için cezalandırılması, toplumsal vicdanda karşılığını bulamayacaktır.

İlker Mavi