Ellerimi bırakın, saçlarıma tutmayın, ellerimin eteklerine sarılmayın... bunlar hep benimdir... euphorion
Çağdaş Durmaz
Çağdaş Durmaz
@cagdasdurmaz

Askerlik

12 Ocak 2025 Pazar
Yorum Yaz

Askerlik

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

134

Okunma

Askerlik

Yıl 2001 Kasım ayıydı Tuzla Zırhlı Muharebe Araç Komutanlığı bünyesinde acemi birliğimi yapmak için babamla yola çıkmıştık. İstanbul’un o günkü kasvetli ve yağmurlu havasını dün gibi hatırlarım. Otogara vardığımızda babam Tuzlaya nasıl gideceğimizi sormaya çalışırken ben etrafı gözlemliyordum. Birini arar gözlerle süzüyordum insanları , bir umut ya işte ya karşıma çıkarsa. Tanıyabilir miydi beni ya da ben onu tanıyabilir miydim diye düşünmeden. Ben öyle dalıp gitmişken babam asker valizimi alıp haydi gidiyoruz dedi , metroya bindik ,şuan adını hatırlamadığım bir semtte indik .Oradan da halk otobüsüne binip Tuzlaya gittik , yol boyunca hiç konuşmadı babam , ben ise yine insanları gözlemledim. Ne kadar mutsuz insanlar yaşıyor bu şehirde diye düşünerek. Tuzlaya vardığımızda saat 14.00 civarıydı. Akşam beşe kadar zamanımız var teslim olman için hadi gel bir şeyler yiyelim sonrasına bakarız dedi. Az ileride bir lahmacun gördük ve içerik girdik. Yemeğimizi yedikten sonra bir kahveye girip çaylarımızı içtik.
Dışarıda yağmur hala yağıyordu , ben bu şehirde 3 ay nasıl geçer diye düşünmeye başladım. O kadar kasvetli bir hava ancak o güne denk gelebilirdi ki ben bu şehirde gençliğimi kaybetmiştim. Belki de yol boyunca insan yüzlerine bakıp aradığım gençliğimdi. Açık konuşmak gerekirse herkesin aşık olduğu şehirde ben aşkımı kaybetmiştim. O yüzden sevmezdim İstanbul’u. Babama dönüp ;

- Daha fazla dolaşmanın anlamı yok , erken teslim olayım birliğe , hem daha iyi olur , kalabalık olmaz dedim.

Babam onaylayan bakışlarla kafasını salladı. Yola koyulduk , iki tarafı çam ağaçları ile çevrili bir yolu olan nizamiyenin girişine geldiğimizde babam ;

- Benden buraya kadar evlat , yol artık senindir , bak çok temiz bir yer , yollarda pislik dahi yok dedi,

Babama dönerek ;

- Baba sen bari askerlik yapmış adamsın , bu kadar temiz bir yeri kalkıp rütbeliler temizlemez , işimiz çok burada demek ki dedim.

Babam gülerek ;

- Biliyorum tabi , ama senin moralin bozulmasın diye öyle dedim

Güldüm bende . O gün ilk defa babamın bana o kadar içten sarılıp gözlerinin benim için dolduğunu gördüm. İlk ve sanırım son defa.

Babamla ayrıldıktan sonra kapıda nöbet tutan askere gidip askerlik celp kağıdımı uzattım ,kimliğimi aldılar ,giriş evraklarımı ve teslim belgelerimi hazırladılar. On kişilik gurup olduğumuzda bizi bir berberin önüne getirip kör makinayla saçımızı çeke çeke sıfıra vurdular . O an aklıma askere gelmeden bir gün önce berbere gidip askere gideceğim beni asker tıraşı yap dediğim geldi. O da bana gerek yok nasıl olsa beğenmeyip o kör makinayı vuracaklar başına demişti. Önümdeki asker ben dışarda sıfır tıraş oldum dediği halde yine de o başka tıraş bu başka diye gülerek tıraş ettiler.

Saç kesme işlemi bittiğinde bizi bir depo önüne getirip ikişer beden büyük askeri kıyafetlerimizi teslim edip bir spor salonuna getirdiler. Yüzlerce insan oturmuş bekliyordu. Akşam beşe kadar beklettiler bizi. Yanımda aslen Aksaraylı olup Almanya’dan gelen bir genç vardı. Şaşırmıştım , nasıl oldu da bedelli olarak yapmadın diye sordum.

- Vatan borcu namus borcudur bedeli parayla ödenmez ki dedi,

Helal olsun sana be dedim , benim kafadasın. Peki Almanya’da ne iş yapıyordun ?

- Mercedes fabrikasında çalışıyordum , 3000 euro maaşım vardı .

-Senin için 3-4 aylık para bile etmezdi bedelli , 18 ayda kaybedeceğin para dünya kadar ,peki döndüğünde girebilecek misin aynı işe ?

- Ne fark eder dedi , göze aldım ki buradayım , hem buna Alman ne karışır bu benim vatan borcum. Kendime olan saygımı hangi para geri getirebilir , edineceğim askerlik anıları , herkes anlatırken ben boynumu bükeceğim ve en kötüsü vatan ile alakalı bir konuda konuşsam sen askerlik mi yaptın da laf ediyorsun demezler mi ?

Tekrar taktir eder gözlerle baktım yüzüne , o da bana gülümsedi. O gün ilk asker arkadaşımı bulmuştum.

Bizi sırayla isimlerimizi okuyarak bölüklerimize aldılar , bu işlem gece 22:00 ye kadar sürdü. Aksaraylı arkadaşla ayrılmıştık , tuhaf olan o kadar konuşma esnasında isimlerimizi sormayı unuttuk.
Koğuşa geldiğimde bana bir dolap gösterdiler , sivil elbiselerimizi teslim ettiğimiz için askeri çantaya koydukları kamuflajları dolaba yerleştirmemizi söylediler. Hemen o gece bot nöbeti yazdılar sırayla hepimize. Yataklara verdikleri nevresimleri serdik , herkes komutan gelene kadar ranzasının başında beklesin dediler. Komutan geldi , sırayla isimlerimiz sordu yoklama aldı , yat emri verdi ışıkları kapattılar.

Gece saat 02:00 civarı bir dürtmeyle uyandırıldım.

-Asker kalk
- Iıııh diye gerinirken
-Asker kalk diye kolumdan bir el beni aşağı çekti düşecektim az daha
-Beş dakika içinde giyin bot nöbetin var

Geldik mi askere dedim

- O hoo paşa tatile gelmedin herhalde dedi.
- Tamam dedim
- Emredersin Komutanım diyeceksin diye enseme bir şaplak attı.

O gece askere geldiğimi anlamıştım...



ASKERLİK İSİMLİ YAZIM DEVAM EDECEKTİR...
Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Askerlik Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Askerlik yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Askerlik yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ