İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
Muhammet Baran ASLAN
Muhammet Baran ASLAN

VAN GOGH ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Yorum

VAN GOGH ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

1

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

211

Okunma

VAN GOGH ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

VAN GOGH ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Gogh, Vincent Van Gogh... 1853 Hollanda doğumlu meşhur ressam... Bu ona dair ikinci yazım fakat kaçıncı tefekkürüm bilemiyorum. Sanki içimde bir yerlerde ona ayrılmış özel bir sahne var ve kendisi orada atıyor aşinası olduğum tüm çığlıklarını. O yirminci asrın vahşet dolu insanları arasında delilik ve dâhilik arasında mekik dokumuş bir âdemoğlu... Peki ya nedendir bu sürüncemeler? Yani neden bazısı yiyip bitirir de aklını, bazısı hiç bir şey olmamış gibi hayatına devam eder? Cevap basit aslında... Zira sadece sermayesi olanlar iflas eder. Son iki asırdır delilik kavşağına adım atmadan yaşayabilenler ancak akıl ve irade nimetinden öksüz kalan bedbahtlardır. Korkmayın korkmayın. Onlar yerler, içerler, uyurlar unuturlar ama asla delirmezler. Beceremezler... Zira yitirecek bir şeyleri yoktur!

Tablolarına bakıyorum Vincent’ın. Tablolarına bakıyor ve dumanlar görüyorum rengârenk nesneler arasında, kararsızlık görüyorum sonu belirsiz yollarda, kederler görüyorum fikir yorganına bürünüp uyuyan...

Mesela " Kafe Terasta Gece " tablosu. Ne kadar da kalabalıklar içinde yalnızlık kokulu... Belki de doğduğu coğrafya sebebiyle çocukluktan beri aşina olduğu, Hristiyan öğretinin yankılarıyla dolu. Zira Muharref İncil’e göre; " Önce söz vardı. Tanrı ile söz birdi... Sonra Tanrı ışık olsun dedi. Işık oldu." Ve İsa bunu "Sev" diyerek ortaya koydu.

Evet, işte bu tablo kafeden yansıyan ve Vincent’ın hasretini çektiği sarı ışığın yansımasıyla, "Yıldızlı Gece" nin yıldızlarıyla ve buğulu sokağıyla bize bu nasları okuyor. Okuyor da; "Pekii, sevgi nerede" diye sormadan edemiyor insan. Zira bu kafe sevenlerin değil unutulanların, unutmaya çalışanların ve unutmayı anlamaya ceht edenlerin buluştuğu bir mekân görünümünde. İşte tam da burada gezegenin ömrü bir film şeridi gibi geçiyor gözümüzün önünden. Harpler, katliamlar, devrimler, kıtlıklar, cinayetler... İşte o dem anlıyor insan birçok şeyi. Bu kafe sevenlerin mekânı değil ve tablonun fısıldadığı kelimelerin arasında sevgi varlığını yitirmiş durumda. Çünkü insan sevmedi! Ve en çok da İsa’ya iman edenler etti bu ihaneti. Vincent da sevilmeyenlerin çölünde bir başına buldu kendini. Hani diyor ya İsmet Özel " Yaşamayı bileydim; yazar mıydım hiç şiir? " Vincent da öyle işte. Böyle bir kavim arasında yaşamayı öğrenemediği için yapıyor resimlerini.

Hayrete düşüyorum ve diyorum ki: Ya Rab nasıl bu kadar şey anlatır insanın yapıp ettikleri? Sonra daha iyi kavrayabilmek için ben de kendi kültürüme dönüyorum. Ve Mevlana’nın şaheserinin ilk kelimesi karşılıyor beni. DİNLE! Anlıyorum, bilmek istiyorsam her şeyi bir tarafa bırakmalı ve tabloyu dinlemeye devam etmeliyim. Ruhum kıvrım kıvrım. Ve ben dinliyorum!..

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Van gogh üzerine düşünceler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Van gogh üzerine düşünceler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
VAN GOGH ÜZERİNE DÜŞÜNCELER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Uğur Deneri, @ugurdeneri
4.8.2025 04:04:01
Van Gogh’u katmanlı olarak ele alabiliriz; hem sanatsal hem psikolojik hem de evrensel bağlamda:


---

1. Sanatsal Katman

Van Gogh, renkleri bir “duygu dili” olarak kullanıyordu. Fırça darbeleri düz çizgiler değil, adeta titreşimli dalgalar hâlindeydi.

Perspektif ve kompozisyonu, geleneksel kurallara meydan okuyarak kullandı; mekânı geometrik bir düzen yerine duygusal yoğunluğa göre kurdu.

“Yıldızlı Gece” gibi eserlerinde gökyüzü, sabit bir arka plan değil, yaşayan, nefes alan bir varlık gibidir.



---

2. Psikolojik Katman

Van Gogh’un resimleri, onun ruhsal gelgitlerinin doğrudan yansımasıdır.

Yalnızlık, aidiyet arayışı ve varoluş sancısı, her tablosunun altına gizlenmiş bir “ruh imzası” gibidir.

Renk seçimi bile psikolojik bir dalgalanma takvimine benzer; sarılar ve mavi tonları arasındaki sert geçişler, umudu ve karanlığı aynı tuvalde taşır.



---

3. Evrensel / Felsefi Katman

Van Gogh’un sanatı, bireysel bir hayat hikâyesinin ötesinde, “insanın evrenle ilişkisi”ni temsil eder.

Onun resimleri, doğa ile insan arasındaki bağı neredeyse mistik bir enerji gibi görünür kılar.

Zaman kavramı, eserlerinde çizgisel değil döngüseldir; bir tarlada açan çiçek, bir köy evi ya da bir gece gökyüzü, sonsuz tekrarın bir parçasıdır.



---

4. Fraktal / Murmurasyon Bağlantısı

Fırça darbelerindeki spiral ve dalgalı desenler, fraktal yapıları andırır.

“Yıldızlı Gece”deki gökyüzü hareketleri, kuş sürülerinin veya sardalya topluluklarının senkronize akışını çağrıştırır — kaosun içindeki düzen.

Bu, doğanın görünmeyen matematiğini sanata taşıma girişimidir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL