10
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
507
Okunma


Hayatın yoğun temposu, çoğu zaman bizleri yorgun ve tükenmiş hissettiriyor. Başkalarına destek olmak ve onların zorluklarına empatiyle yaklaşmak elbette çok kıymetli; ancak bazen bu empati, bizi fazlasıyla yıpratabiliyor. Karşımızdaki kişi, kendi problemleriyle başa çıkmadan bizden yardım istediğinde, durum daha da karmaşık hale geliyor ve kendi duygusal sağlığımızı sorgulamaya başlıyoruz.
Bu konuyla ilgili bir arkadaşımın yaşadığı bir deneyimi paylaşmak istiyorum. Uzun süredir sorunları olan bir arkadaşına sürekli destek olmaya çalışıyordu. Başta bu ona kendini iyi hissettiriyordu, çünkü birine yardım etmenin verdiği tatmin duygusu vardır. Ancak zamanla arkadaşının sorunları, onun omuzlarına ağır bir yük olarak binmeye başladı. Bir gün buluştuklarında, yüzündeki yorgunluk hemen dikkatimi çekti. "Nasılsın?" diye sordum. Derin bir nefes aldı ve "Her şeyi deniyorum ama çözüm bulamıyorum," dedi. Ona şunu söyledim: "Birini kurtarmaya çalışırken kendimizi kaybetmek mümkün. Sınır koymak, hem kendimiz hem de başkaları için çok önemli." Bu konuşma onun bakış açısını değiştirdi ve o günden sonra sınırlarını belirlemeye başladı.
Ben de benzer bir süreçten geçmiştim. Yıllar önce, zor bir dönemden geçen bir arkadaşıma yardım ederken, kendi duygusal sağlığımı tamamen ihmal ettiğimi fark ettim. Geceleri uyuyamıyordum, sürekli onun sorunlarıyla meşguldüm. Bir akşam, kendime şu soruyu sordum: "Bu gerçekten bu kadar zor mu olmalı?" O dönemde bir terapiste gitmeye karar verdim ve bu, benim için bir dönüm noktası oldu. Terapistim bana, "Kendini kaybettiğinde, durup dengeyi yeniden bulmalısın," demişti. Bu süreç, duygusal ihtiyaçlarımı göz ardı etmemem gerektiğini öğretti ve ilişkilerimde daha sağlıklı bir yaklaşım geliştirmemi sağladı.
Bu deneyimler bana şunu öğretti: Kendi ihtiyaçlarımıza öncelik vermek hayatidir. Başkalarına yardım ederken, kendimizi unutmamak ve sağlıklı bir denge kurmak şart. Kendime zaman ayırmanın ve sevdiğim aktiviteleri yapmanın, duygusal sağlığım için ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Örneğin, uzun zamandır okumayı ertelediğim bir kitabı elime aldım ve sayfalar arasında kaybolmak, bana kendimle yeniden bağlantı kurma fırsatı sundu.
Yeni hobiler edinmek de bu süreçte bana büyük bir destek oldu. Yazı yazmak, kendimi ifade etmenin bir yolu haline geldi. Başta yazdıklarımın yeterince iyi olmadığını düşünüyordum ama zamanla bu süreçten keyif almaya başladım. Günlük tutmak ise, düşüncelerimi ve duygularımı düzenlememe yardımcı oldu. Kendimle baş başa kalmak, iç dünyamı daha yakından tanımamı sağladı.
Açık iletişim de büyük bir önem taşıyor. Karşımızdaki kişiyle duygularımızı dürüstçe paylaşmak, hem kendimizi hem de karşı tarafı rahatlatıyor. Zor zamanlar geçiren birine yardım ederken, kendi hislerinizi de paylaşmaktan çekinmeyin. Geçenlerde uzun zamandır konuşmadığım bir arkadaşım beni aradı ve endişeli olduğunu fark ettim. Onu dinlerken, kendi yaşadığım zorlukları da paylaştım. "Hayat bazen zorlayıcı olabiliyor, ama bu zorlukları birlikte aşabiliriz," dedim. Bu tür samimi konuşmalar, hem ilişkileri güçlendiriyor hem de karşılıklı anlayışı artırıyor.
Sınır koymanın ne kadar önemli olduğunu tekrar vurgulamak gerekirse, yardım etmeye çalıştığınız kişilere net sınırlar koymak, hem kendinizi korumanıza hem de daha etkili bir destek sunmanıza imkan tanır. Zaman zaman başkalarına mesafe koymak, onların kendi kararlarını vermelerine yardımcı olabilir. Bu süreçte fark ettim ki, sınır koyduğumda hem kendimi koruyor hem de başkalarına daha faydalı olabiliyorum.
Son olarak, profesyonel destek almanın önemini unutmamak gerek. Bir terapist ya da uzmanla konuşmak, duygusal yüklerinizi hafifletebilir ve kendinizi daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir. Benim deneyimimde, terapistimle yaptığım görüşmeler hayatımda büyük bir değişim yarattı. Profesyonel bir bakış açısı, zorlukları daha sağlıklı bir şekilde yönetmemi sağladı.
Unutmayın ki, kendimize iyi bakmak ve duygusal sağlığımıza öncelik vermek, başkalarına da en iyi şekilde destek olabilmenin temelidir. Kendinize şefkat gösterin ve huzurlu, dengeli ilişkilerle dolu bir hayat sürdürün. Bu, mutlu ve doyumlu bir yaşamın anahtarıdır.
Aile Danışmanı
Selda İyiekmekci (Erdoğan)