Kitabın tanıtımlarını sosyal medya üzerinden ilk gördüğüm zaman böyle çarpıcı bir kurgu ile karşılaşacağımı tahmin etmemiştim. Daha önce Kadın üzerinden pek çok mesele ele alınmıştı ama peygamberlik bir kadın üzerinden nasıl anlatılabilirdi, ya da kadınların toplumumuzda bitmek bilmeyen sorunlari, peygamberlik üzerinden nasıl ele alınabilirdi.

Yıllar önce Kuran da geçen Yusuf ile Züleyha konusunu benzer bir kurgu ile yazıya dökmüştüm. Yani gomleği yırtan Yusuf olsaydı Züleyha nin peygamberliğe giden yolculuğu nasıl sonuclanirdı diyerek cevabı okuyucuya birakmistim.

Yiğit Özel ise, Ayşe adlı kitabında peygamberlik müessesesini bütün yönleriyle, başlama sebeplerini, sonuçlarını, günümüzün hayat akışı icerisinde, siyasetin dünyasına fazla girmeden, ama kirli varligini hissettirerek, yaşanmışlıklara uygun bir dille ve ortak akla hitap eden Tusem karakteriyle, başarılı bir şekilde ortaya koymuş.

Altmislarin çocuğu ben, Doksanların çocuğu o. Ben, o dönemi, o sorunları kıyısından köşesinden hissettim, yaşadım. O, benim dönemim dahil, bulunduğumuz yüzyılda da devam eden, hala içinde debelenip durdugumuz o sorunları cesaretle güncelledi Çok akıcı bir üslupla, çok çarpıcı bir kurguyla, egrisiyle, dogrusuyla yazdı. Dini olguların, manevi değerlerin kaç nesildir toplumumuzda insanımıza en yanlış, en eksik, en fazla, en sağlıksız bir biçimde aktarılıp durulduğu zamanlardan çıkamayışımızı yazdı. İyi ki yazdı. İnsanin dine olan ihtiyacını sordu, sorguladı. Akilcı bir çizgide, hiç abartıya kaçmadan, hakikat yolculuğunun mesakkatlerini kadın üzerinden örnekledi.

Keşke Doksanlarin zihnini, Altmislarin tekrar edip duran yanlislariyla meşgul etmeseydik diye düşünmeme rağmen, genç bir kalemin elinden çıkan bu eserin kangren olmuş rahatsizliklarimiza bir ilaç, bir umut olmasını diliyorum.

Yiğit Özel i , Ayşe ile hemhal olan zihin dünyasını , Tusem sayesinde çözümleyip bizlerle buluşturdugu icin kutluyorum.