Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
cointreau
cointreau

Görünme ve Gösterme Telaşesi..

Yorum

Görünme ve Gösterme Telaşesi..

9

Yorum

16

Beğeni

0,0

Puan

738

Okunma

Okuduğunuz yazı 25.8.2024 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Görünme ve Gösterme Telaşesi..

Görünme ve Gösterme Telaşesi..

Üzerine çok düşünülecek bir konudan bahsetmek istiyorum. Günümüzün internette başlayan ve reel hayata taşınan, koronadan daha hızlı yayılıp dünyayı kırıp geçiren bu hastalığından konuşalım. Bu hastalığın adı “Görünme ve gösterme” hastalığıdır.

Yaşı yetenler beni daha iyi anlayacaktır. Milenyum öncesinde insanlar nasıl yaşarlardı? Hemen gözünüzün önüne o isli bacalardan kömür dumanlarının çıktığı sokaklarınız gelecektir. Şimdi soruyorum size o zamanları neden özlüyoruz? Bazı şeylere ulaşmak ve haberdar olmak zordu diye mi? Yoksa samimi ve hoşgörülü müydü bu mahallelerimizin insanları? İkisi de olabilir, ama hiçbiri diyemezsiniz.

Ne olduysa bu lanet sosyal medya siteleri ortaya çıktığında oldu. Özellikle instagram denen garabette millet birbirine caka satmaya bayılıyor. Kültürler yozlaşıyor. İnsanlar bir lokantaya eğlenmeye ve güzel bir yemek yemeye gitmiyor ki. Onların amacı ortamı fotoğraflayıp, videoya alıp başkalarına göstermek. O ortamda bulunduğunu kanıtlamak. Her şey şekil nedeniyle ve görsellikle üstünlük taslamaktan ibaret olmuş. 80’liler ve 90’lılar da bu yeni modaya uyuyorlar artık. Kişi gezmeye gittiği yeri gezmiyor sadece fotoğraflıyor. Tanıtacak ve beğeni alacak bir paylaşım yapmaya çalışıyor. Her beğeni o sert egosunu törpülüyor. Beğeni bağımlılığına tutulmuş ve beğenisiz nefes alamayacak boyutlarda yaşıyor.

Kadınlarda bu daha yaygın, bunda hemfikir olmalıyız. Günümüzün en kazandıran mesleği sanıyorum ki estetik cerrahlıktır. Günün her saati makyajlı kadınlara alışmıştık şimdi her köşe başındaki her yaştan kadınların estetikli hallerine alışıyoruz. Kendini göstermek, güzelliği elde edip onu göstermek. Teknolojik alet edevatları göstermek. Bu bir hastalık.

Yolda gördüğün birinin kendi kendine konuştuğunu sanıyorsun ama orada bir hikâye var. “Kablosuz kulaklıkla konuşuyorum gör bak” hikâyesi. Karşılıklı çay içtiğin birileri var, kimi telefonlar ters koyulmuş. “Logoyu gör bak” hikâyesi. Bunlar daha da çoğaltılabilir.

Görünmek ve göstermek bu kadar önemli midir arkadaş? Mezara götüremeyeceğin şeyler için neden başkalarını imrendiriyorsun ki? O yüzden diyorum ya geçmiş zamanda bunlar olabildiğince azdı. Yoktu demiyorum insan bu, her zaman böyleleri vardı. Ama günümüzde böyle olmayanı yok artık.

Şunu hatırlıyorum arkadaşlarla gezerken birinin babası gelirdi. Sadece oğluna değil bize de şeker ya da çikolata alırdı. İmrendirmek iyi bir şey değil. Kendini göstermek, göze sokmak. Ne diyebilirim ki.

Herkes burada defile yapıyor sanki. Herkes podyumda yürüyor sanki. Bir tarafta kâğıt toplayıcıları havanın güneşinde yağmurunda yollarda, bir tarafta çöpü eşeleyip, akşam pazarındaki döküntüleri toplayan analar, babalar. Bir tarafta bu görgüsüz, tanrı kompleksli, kibirli yaratıklar.

Bir gün hayatıma son verecek olursam kişisel bir sebepten değildir bu. Sadece dünyanın bu sosyal adaletsizliğine isyandır. Yumurtayı dölleyen spermin çoğunlukla çeperi kazan sperm olmadığını biliyor muydunuz? Araya kaynak yapan sperm döller çoğunlukla. Bir taraf uğraşır, çabalar bir taraf da üstüne gelir. İşçi arı durmadan çalışır hatta çalışmaktan ölür. Eşek arısı ise sadece kovanı yok eder. Dünya dayanılmayacak kadar boktan bir yer olmaya başladı. Oldu hatta.

Güç denince akla neden para ve statü geliyor? Güç denince akla fiziksel ve mental gücün gelmesi gerekmiyor muydu? Görünenler ve gösterenler, işte dünyanın gittiği yer burası.

Çek tabağını göster, çık Pisa kulesine göster. Yaptırdığın burnunu, kalçanı, dişlerini göster. Görün en şık ortamlarda, namın yürüsün.

Söylenecek o kadar şey var ki. Neden bu kadar şekilcisiniz arkadaş yahu? Şu hayatı neden başkaları için yaşıyorsunuz? Neden çevreye nispet yapmak için, konu komşu ya da arkadaş çatlatmak için bu toplara giriyorsunuz? Neden günümüz ebeveynleri kendi çocukluklarındaki tevazu ve hoşgörüyü kendi çocuklarına aşılayamıyor?

20 yıl sonra daha da korkunç olacak dünya. Herkes tepkisiz ve tepki gösterenler de cadı ilan ediliyor. Toplu taşımada ulu orta sevişiliyor, tepki gösteren yobaz oluyor, kalın kafalı oluyor, cahil oluyor. Niye burnumuza sokulan şeylere sessiz kalmak zorundayız ki? Normal bir şey midir kamusal alanlarda ilişkiye girmek? Tersinden de örnek vereyim adam metrobüsün içinde ya da yolun ortasında namaz kılıyor mesela. Neden görmezden geliyoruz? Görmezden geldikçe daha da ekstrem şeyler yaşanmayacak mıdır?

Herkes birdenbire bir gecede yozlaştı ve ahlaksızlaştı mı sanıyorsunuz? Bizlere okutulan, izletilen, dinletilen o boktan içeriklerle yozlaştık. Adam hacıdır ama terazide hile yapıyordur. Tamamen gösteriştir taktığı takke. Kadın özgürlükçü takılıyordur ama teşhircidir. Bunlar hayatta olan şeyler. Bunları yadırgayınca neden biz kötü oluyoruz? Ses çıkaranların üzerine çullanıyorlar resmen.

Sokak köpekleri 5-6 yaşındaki çocukları ve bu çocukların babalarını, annelerini parçalıyor. Hayvan, insan hayatından değerlidir diyorlar. Kediyi soğukta düşünüyorlar barınak, su, mama hazırlıyorlar. Ama insan, yaratılmışların en şereflisi aç, susuz ve titreyerek ölüyor bir merdiven başında.

Her sabah, akşam elde mama hayvan besliyorlar ama buradaki amaç da farklıdır çoğunlukla. “Ben iyi bir insanım, bakın hayvan besliyorum”. Hayatında bir evsizi doyurdun mu peki? Hayır. Üstü başı biraz pasaklı ve kirli olan her insandan canavar görmüşçesine kaçmıyor musunuz? Yalan söylemeyin. Her anlamda ikiyüzlü ve gösterişçisiniz.

Yaptığı iyiliği gösteren her insana şüpheyle yaklaşın. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İyiliğini etrafa satıp malzeme yapmayacaksın. Yoksa iyilik değildir o, caka satmadır.

Ne yazıktır ki, bu iğrenç hastalık her yeri sardı. Bu karaktersizlik ve vicdansızlık denizinde hayatta kalmaya çalışıyoruz. Sonumuz hayrolsun...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Görünme ve gösterme telaşesi.. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Görünme ve gösterme telaşesi.. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Görünme ve Gösterme Telaşesi.. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
26.8.2024 20:23:40
evet hocam sonumuz hayır ola kutlarım bu ve anlamlı çalışmayı
Ömer Hüdayi
Ömer Hüdayi, @omerhudayi
26.8.2024 15:53:43
Günümüzün vebası gösteriş müptelası....
Duyarlı kalemi kutlar sıhhat ve afiyet dilerim.
Deryada bir zerre
Deryada bir zerre, @deryada-bir-zerre
26.8.2024 14:44:24
Çok güzel bir konuyu kaleme almışsınız günümüzün kanayan yarası hatta kangren olmuş bu uzuv

Nasıl kurtarıcaz gelecek nesilleri çim daralıyor boğuluyorum bu durumdan
Biz neden böyle olduk
Herkes şikayetçi fakat kimse akıma direnmiyor


Farkındalık uyandıran yazı için kutluyorum

Sağlıcakla
Deryada bir zerre
Deryada bir zerre, @deryada-bir-zerre
26.8.2024 14:44:19
Çok güzel bir konuyu kaleme almışsınız günümüzün kanayan yarası hatta kangren olmuş bu uzuv

Nasıl kurtarıcaz gelecek nesilleri çim daralıyor boğuluyorum bu durumdan
Biz neden böyle olduk
Herkes şikayetçi fakat kimse akıma direnmiyor


Farkındalık uyandıran yazı için kutluyorum

Sağlıcakla
Güney
Güney, @issiz-siir
26.8.2024 10:03:57
Görgüsüzlüğün ve cehaletin nirvanası bir çağdayız. Kesinlikle tespitler çok yerinde cesur ve çok doğru bir yazı. Tebrik eder devamını dilerim.
Halit Durucan
Halit Durucan, @halitdurucan
26.8.2024 00:42:54
Değerli yazar arkadaşıma selam olsun. Maalesef yaşadığımız çağ çürütenler ve çürüyenler çağı olmaya hızla devam ediyor. Akılsızların, ilimsizlerin ve irfansızların, cahil-cühela zihniyetin yükseldiği bir garip dönemdeyiz. Aptallar bu denli yükselirken, şan-şöhret ve makam sahibi olurken akıllılar ne yapıyordu, diye bir soru aklıma geliyor. Bunları sizin yazınızı onaylamak için yazıyorum. Sosyal medya kepazeliği bencilliği yükselten bir araç haline geldi. Ar-haya duyguları siliniyor bu araçlarla. Aynı duyguları sizinle paylaşıyorum ve zaman zaman tartışmalara giriyorum ve çok sinirim bozuluyor. Burada şu konuya düşüncemi katmak isterim. Hiç bir zaman hayvan insandan üstün olamaz ancak hayvanların doğal yaşam alanlarını insanlar işgal ediyor, bu bir gerçek. Durum bu olunca hayvanlar yaşam alanlarından dışlandığında insanlarla birlikte olma durumunda kalıyor. İnsanlar eşrefi mahluktur evet, doğrudur ancak Allah'ın yarattığı bu hayvanları katletmek nedir? Eğer insanlar aklını kullansaydı, bu hayvanları insanlara zarar veremeyecek şekilde yaşatabilirdi. Bu asla zor bir durum değildir. Bir avuç haramiye harcanan paraların kırkta biri bu hayvanların yaşam şartlarını düzenlemeye yeterdi. Bazı kirli zihniyetli, ahlaksız, namussuz, gösteriş budalası insanlardan bu hayvanlar daha kıymetlidir bana göre. Siz katılıbilir ya da katılmayabilirsiniz. Bu bir düşüncedir. Yazınızı beğeniyle okudum. Kutluyorum sizi yazar arkadaş. Selametle kalmanız dileklerimle.
Hilmi YAZGI
Hilmi YAZGI, @hilmiyazgi
25.8.2024 23:14:57
10 puan verdi
Yerli yerinde tespitler var.

O sosyal medya hastalığa bir nebze çare olur mu, bilemiyorum ama umarım güne düşer ve okuyanların birazcık üzerinde düşünmeleri ve kendilerine çeki düzen vermelerine vesile olur.

Yazınızın tamamına katılıyorum.

Emeğinize saygıyla...
Jüli d.
Jüli d., @efemera
25.8.2024 17:08:23
10 puan verdi
Aynen katılıyorum. Çok acı ama maalesef.
Güzel noktalara değinmişsiniz.

Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
25.8.2024 16:43:03
Beğeni:
16
Okunma:
738
Yorum:
9
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL