Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Hayrullah
Hayrullah

İnsan Neden Sürekli Şikayet Eder

Yorum

İnsan Neden Sürekli Şikayet Eder

2

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

483

Okunma

İnsan Neden Sürekli Şikayet Eder

İnsan Neden Sürekli Şikayet Eder



İNSAN NEDEN
SÜREKLİ ŞİKAYET EDER
(1)


Genel olarak özgüveni ve problem çözme becerisi düşük olan kişiler daha sık şikayet etme davranışını tekrarlar.

Aslında insanlar genellikle bir şeyler yolunda gitmediğinde ya da beklentileri karşılanmadığı zaman bir durumdan hoşnutsuzluğunu dile getirebilmek için şikayet etme davranışına başvurur.

Nöroplastisite, beynin dış deneyimlere ve uyaranlara yanıt olarak yaşam boyunca uyum sağlama ve değişme yeteneğini gösteren büyüleyici bir olgudur.

Temel olarak bu, beynimizin dövülebilir olduğu ve yeni sinirsel bağlantılar oluşturduğu, kendini yeniden aktive edebileceği ve hatta yeni nöronlar üretebileceği anlamına gelir.

Şikayet etmek yerine sorunlara çözümler üretmek gibi bir şeyi tekrar tekrar uyguladığımızda, bu nöroplastik süreçleri harekete geçiririz.

Böylece, zorluklar karşısında yapıcı bir yaklaşım seçtiğimiz her seferinde, bu davranışla ilgili sinirsel bağlantıları güçlendiriyoruz.

Öte yandan, odak noktamız şikayet etmek olduğunda, dikkatimiz çözüm üretmeye yönlendirilemez.

Çünkü neyin işe yaramadığına, neyin farklı olması gerektiğine, yapması gerekeni yapmayan kişiye vb. çok fazla odaklanıyoruz.

Pratik: İkisinden hangisi üretken bir şey yaratır?

Şimdi, şikayet etmeyi bırakma ve günlük sorunlara çözüm arama alışkanlığı oluşturmak için bazı yönergeler:

Şikayetin farkına varın:

İlk adım, ne zaman şikayet ettiğinizi anlamaktır.

Düşüncelerinize ve sözlerinize dikkat edin. Öz farkındalık, değişimi başlatmanın anahtarıdır.

Kalıpları tanımlayın:

Hayatınızdaki şikayet kalıplarına dikkat edin.

Şikayetlerinizi sıklıkla tetikleyen durumlar veya kişiler var mı?

Bu kalıpları belirlemek, onlarla daha etkili bir şekilde başa çıkmanıza yardımcı olacaktır.

Sorumluluk alın:

Başkalarını veya koşulları suçlamak yerine, tepkileriniz ve duygularınız için sorumluluk alın.

Zorluklara nasıl yanıt vereceğinizi seçme gücüne sahip olduğunuzu kabul edin.


Şükran pratiği yapın:

Zorluklar karşısında bile hayatınızdaki olumluya odaklanarak bir şükran zihniyeti geliştirin.

Bu, şikayet etme dürtüsünü azaltmaya ve daha olumlu bir bakış açısına sahip olmaya yardımcı olacaktır.

Şikayetleri çözümlere dönüştürün:

Şikayet etmek yerine, odağınızı çözüm bulmaya kaydırın.

Soruna odaklanmak yerine,
kendinize;
▪"Bu durumu çözmek için ne yapabilirim?" veya
▪"Bunu nasıl daha iyi hale getirebilirim?" diye sorun.

Proaktif davranın:

Bir çözüm belirlediğinizde, onu uygulamak için adım atın.

Sorunların kendiliğinden çözülmesini beklemeyin.

Proaktif olun ve meseleleri kendi elinize alın.


Problem çözmeyi alışkanlık haline getirin:

Bu İşlemi alışkanlık haline gelene kadar düzenli olarak tekrarlayın.

Şikayet etmek yerine çözüm bulma konusunda ne kadar çok pratik yaparsanız, bu günlük yaşamınızda o kadar doğal hale gelecektir.

Bu yönergeleri izleyerek ve nöroplastisitenin beynimizdeki rolünü anlayarak, sadece yeni yapıcı alışkanlıklar oluşturmakla kalmayacak, aynı zamanda yaşamınızdaki bu olumlu dönüşümü sürdürecek sinirsel bağlantıları da güçlendireceksiniz.



🤠🤓😎🥶😎🤓🤠


SADECE
ŞİKAYET EDEN İNSANLAR
ÇÖZÜM BULMAKTA
ZORLANIRLAR




SÜREKLİ ŞİKAYETTEN
KURTULMANIN 6 YOLU
(2)


Havada uçan kargadan yerdeki solucana, önünde giden arabanın hızından yanından geçen kadının parfümüne her bir şeyden şikayetçi olmaktan bıktıysan fakat kendini bir türlü durduramıyorsan bu yazım tam sana göre. 

Tabi yaşamının geri kalanını herkesin uzağından geçtiği huysuz bir şirin olarak geçirmek istiyorsan sen bilirsin, yazıyı kapatıp şikayet etmeye devam et.

Hatta büyük ihtimal bu yazıdan bile şikayetçi olacaksın.

Bu sebeple hiç yorma kendini kapat gitsin yazıyı.

Ama hocam ben bıktım bu huysuz şirinlikten, kendimden yoruldum diyorsan...

Gel bakalım şöyle yanıma sana tam altı tane yöntem vereceğim.


1) Bir şeylerden mızmızlanıp şikayet etmeye başladığın anda hemen kapa çeneni, derin bir nefes al ve şunu düşünmeye başla.

Şu an şikayet ettiğim şey bundan sonraki beş dakika, beş hafta, beş ay veya beş yıl sonra hala çok önemli olmaya devam edecek mi ?

Yani kısacası;
boş mu yapıyorsun yoksa gerçekten de senin için önemli bir durum mu var ?

Sana garanti veririm sürekli mızmızlanıp durduğun şeylerin yüzde doksan dokuzunu bir iki sene sonra hatırlamayacaksın bile.

Ama şikayet ettiğin şey gerçekten önemli bir durumsa zaten şikayet etmekle vakit harcama, hızla harekete geç. 

2) Kendi içine dön.

Şikayetçi olduğun ve mızmızlandığın ufacık şey acaba daha büyük bir problemi mi gösteriyor ? 

Örneğin herkesin sosyal medyada resim paylaşmasına köpürmenin sebebi senin içinden kareler paylaşacak doğru dürüst bir yaşamın olmadığından olabilir mi?

Eğer durum böyleyse yaşamını cidden gözden geçirmen gerekir.

Ya da trafikte işe giderken ufacık bir sıkışıklıkta delirmenin gerçek nedeni aslında gittiğin işten nefret etmen olmasın sakın ?

Kısacası ettiğin her şikayetin arka planında yaşamınla alakalı büyük sorunlar olabilir.

Büyük sorunu çözersen ufak şikayetlerinde ortadan kalkar. 

3) Şimdi sana acayip bilimsel psikolojik bir taktik vereceğim.

Somutlaştırma tekniği yapacağız.

Git bileğine bir bileklik geçir (paran çoksa altın bilezikte olur).

Her şikayet edip mızmızlandığını fark ettiğinde bilekliği çıkarıp diğer bileğine geçireceksin.

Burada oyunun amacı bilekliği belli bir süre aynı kolda tutmak.

Örneğin;
Mızmızlanma bilekliğini sağ koluna taktıysan "bu bileklik beş gün bu kolda kalacak, hiç şikayet etmeyeceğim sözünü ver" kendine.

Ancak ilginç durum bu oyuna başladığın zaman bırak beş günü, beş saat bile dayanamadığını göreceksin ve ne kadar mızmız bir insan olduğun beynine çakılacak.

Farkındalığın artacak.

4) Bir şeyden şikayetçiysen kendi kendine veya sosyal medya üstünden mızmızlanman hiç bir işe yaramaz.

Cidden bir şeyler yapacaksan git ilgili kişiye veya yere şikayet et.

5) Birinden şikayetçi olacağın zaman raconuna göre yap.

Bu işin raconu;

OLUMLU ile başlayıp OLUMLU ile bitirmektir.


6) Şükür çok önemlidir.

İnsan çabuk alışan ve elindeki nimetleri çabuk unutan bir varlıktır.

Ağrısız sızısız tek gün geçirebilmek için dünyaları verebilecek insanların olduğu bir dünyada sabah yataktan kalkınca saçların taranmıyor diye şikayet edebilmek büyük şımarıklıktır.

Bu sebeple elindekiler kıymetini bil ve şükret.

Belli bir zaman sonra, hem olumsuz düşüncelerin
hem gereksiz şikayetlerin
son bulur.



SÜREKLİ
ŞİKAYET ETMEYİ NASIL
BIRAKABİLİRİZ
(3)


Şikâyet etme konusunda çarpık bir algı olduğunu hiç fark ettiniz mi?

Dışarıdan şikâyet etmekten korkuyoruz çünkü şikâyetçi olarak etiketlenmek istemiyoruz.

Çok kötümser görünürsek başkalarını kendimizden uzaklaştıracağımıza dair bir korku da var.

Yine de bazen şikâyet etmekten kendimizi alamıyoruz ve bunda bir sorun yok.

İnsanlar olarak endişelerimizi dile getirmemiz gerekiyor.

Buna rağmen şikayet seviyenizin bir şekilde hayatınıza zarar verdiğini düşünüyorsanız, sürekli şikayet etmeyi nasıl bırakacağınızı öğrenebiliryapıcı bir şekilde nasıl şikâyet edebileceğinizi keşfedebilirsiniz.

Yapıcı bir şekilde şikâyet edin

Girişten yola çıkarak, önce yapıcı bir şekilde nasıl şikâyet edileceğini öğrenelim.

Çünkü gerçek şu ki, şikâyet etmeyi tamamen bırakmanız pek mümkün değil.

Aslında şikâyet etmek insan doğamızın bir parçasıdır.

Buna olumsuzluk önyargısı denir.

Olumsuz deneyim ve olayları hatırlama ve bunlara olumlu olanlardan daha güçlü tepki verme konusunda doğuştan gelen ve evrimsel bir eğilimimiz var.

Ancak bir sorun var...

Şikâyet ettiğimizde yalnızca olumsuz yönlere odaklanırız ve bu da memnuniyetsizliğin artmasına neden olabilir.

Bu nedenle önemli olan, etkili bir şekilde iletişim kurmak ve altta yatan kökleri belirlemek için kişisel farkındalığınızı artırmaktır.

Temel nedeni anlamaya çalışın

Daha derine inmek için kendinize neden bu kadar çok şikâyet ettiğinizi sorun.

Endişelerinizi dile getirdiğinizde onay mı arıyorsunuz?

Veya nasıl konuştuğunuza dikkat ettiğinizde kendinizi duyuyor ve düşündüğünüz kadar kötü olmadığını mı keşfediyorsunuz?

Her şeyde olduğu gibi davranışlarımızın arkasında da her zaman bir sebep vardır.

Belki çocukken fikirlerinizi paylaştığınız için azarlandınız.

Veya bir arkadaşına öfkeyle bakarken acı bir şekilde şöyle dediler;

--“Neden hep bu kadar olumsuzsun?” ve bu ifade iz bıraktı.

Durum ne olursa olsun, durumu analiz etmenize yardımcı olması için farkındalığı kullanın.

Düğmelerinize neden basıldığını keşfetmek için sevdiklerinizin vücut diline bakın ve günlük tutun.

Radikal kabullenmeyi uygulayın

Sürekli şikayet etmeyi bırakmanın bir yolu da radikal kabulü benimsemektir.

Radikal kabul, olumsuzluk önyargınızı güçlendiren veya sizi tamamen üzen her durumu olduğu gibi kabul etmeyi içerir.

Radikal kabullenmeyi nasıl uygulayacağınızı öğrendiğinizde, sebep olduğu acıya rağmen mevcut gerçekliğinizi kabul eder ve kabul edersiniz.

Bunu yapmak, hayatın iniş ve çıkışlarının sürekli akışkanlığını bırakma ve kucaklamanın temelini oluşturur.

Minnettarlığın gücünü keşfedin

Muhtemelen minnettarlığa zaten aşinasınızdır.

Belki sizi sabah veya uyku vakti rutininize dâhil etmenizi teşvik eden sosyal medya gönderilerini görmüşsünüzdür veya sevdiğiniz biri size bunun hayata bakış açısını değiştirdiğini söylemiştir.

Herkesin minnettarlık pratiği yapıyormuş gibi görünmesinin bir nedeni var.

Çünkü minnettarlık pratiklerinin hayatımızı değiştirmede çok güçlü bir rolü var.

Bir çalışma, yaşamınıza şükran duymanın, ödül sisteminin bir parçası olarak beynin bazı alanlarını harekete geçirdiğini, mutluluğun artmasına yol açtığını ve uyumsuz başa çıkma davranışlarını azalttığını buldu.

Bu nedenle, her gece yatmadan önce minnettar olduğunuz en az beş şeyi saymayı alışkanlık haline getirin.

Ne kadar çok pratik yaparsanız kötünün içindeki iyiyi keşfetmeye başlayabilirsiniz.

Duygularınıza dikkat edin

Kişisel farkındalığınızı arttırmanın bir kısmı şikâyet etme arzusunun altında ortaya çıkan duyguları anlamayı içerir.

Örneğin; trafikte biri yolunuzu kesiyor ve sinirleniyorsunuz.

Ancak öfkenizi düzenlemek ve bir başa çıkma mekanizması kullanmak yerine, bir iş arkadaşınıza tam anlamıyla bağırmaya başvurabilirsiniz.

İçinizi boşaltmak sorun olmasa da, kendinizi yanıt vermek yerine tepki verirken bulursanız, duygularınızı nasıl kontrol edeceğinizi öğrenmek, sürekli şikâyet etmeyi nasıl bırakacağınızı keşfetmenize yardımcı
olacaktır.

Dolayısıyla, bir şey ya da biri sizi rahatsız ettiğinde ve yoğun bir duygu hissettiğinizde, derin bir nefes alın, duygunuzla ilgilenin ve kendinize şu soruyu sorun;

--“Daha iyi hissetmek için ne yapabilirim?”

Olumlu yönleri bulun

Duygu düzenlemenizi geliştirdikten sonra dilinizi değiştirerek nasıl olumlu bir zihniyete sahip olacağınızı öğrenin.

Örneğin;
--“Yapamam, imkânsız, veya Nefret ediyorum” gibi olumsuz kelimeler ve ifadeler kullanmak, başkalarında bir alışkanlığı güçlendirebilir ve olumsuzluğu teşvik edebilir.

Bu nedenle;
--“Henüz yapamam ama yapacağım”, “İstediğimi başarmak mümkün” demeye çalışın.

İç diyaloğunuzdaki bu küçük değişiklikler, kendinizle ve başkalarıyla konuşma biçiminiz üzerinde büyük bir etki yaratabilir.

Sorunu çözmeye odaklanın

Öfkenizi söylenerek beslemek yerine sorunu çözmeye odaklanın.

Örneğin, arkadaşınızın takılmak için geç gelmesinden rahatsız olduysanız, derin bir nefes alın ve tepkisel veya savunmacı davranmadan endişelerinizi dile getirin.

Şöyle diyebilirsiniz;

--“Seninle vakit geçirmeyi seviyorum. Bir dahaki sefere lütfen bana mesaj atarak geç kalacağınızı bildirin”.

“Ama” yerine “bir dahaki sefere” demek, olumlu etki yaratan basit bir kelime değişikliğidir.

Geri bildiriminizi iki olumlu arasında sıkıştırarak ve duygularınızı ele almanıza olanak tanıyarak, onların mesajınıza odaklanmalarını sağlar.

Nerede şikâyette bulunacağınıza dikkat edin

Kime şikâyette bulunuyorsunuz ve hangi kanalı kullanıyorsunuz?

Örneğin; sevdiklerinize, iş arkadaşlarınıza mı açıklıyorsunuz?

Öfkenizi güvenilir kaynaklarla paylaşmak, güvenli ve korumalı bir ortamda destek almanıza ve farklı bakış açıları geliştirmenize yardımcı olabilir.

Ancak sosyal medyada şikâyet etmek tam tersi sonuçlara yol açabilir.

Yalnızca bir tepki uyandırmak için yanıt veren kişilerle karşılaşabilirsiniz veya aynı şeyi hisseden kişilerle karşılaşabilirsiniz.

Ancak dikkatli olun, çünkü bu birbirinizden beslenmenize ve sürekli artan olumsuzluk ve mutsuzluk döngüsü yaratmanıza neden olabilir.

Bu nedenle, potansiyel olarak daha acı verici bir durumun ortaya çıkmasını önlemek için şikâyette bulunduğunuz ortamlara dikkat edin.

Unutmayın, sürekli şikayet etmeyi tamamen bırakmayı öğrenmek imkânsızdır.

Dünyanın yoğunluğu ve engelleri göz önüne alındığında, endişelerinizi dile getirmeniz fazlasıyla normaldir.

Aslında sağlıklı ve gerekli bir şeydir.

Ancak daha olumlu bir zihniyet istemek ve hayata bardağın yarısı dolu bir yaklaşımla bakmak da sorun değil.

Bu nedenle, yapıcı bir şekilde nasıl şikâyet edeceğinizi ve öz farkındalık oluşturmayı öğrenmek için tartıştığımız ipuçlarını uygulayın.


🤠🤓😎🥶😎🤓🤠


YORMA KENDİNİ
BIRAK

HAYATINA EŞLİK ETMEK
İSTEYENLER
SENİNLE GELSİN

Charles Bukowski


Not:: Yazı alıntıdır



Hayırlı sabahlar 🌺

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İnsan neden sürekli şikayet eder Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnsan neden sürekli şikayet eder yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İnsan Neden Sürekli Şikayet Eder yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
neneh.
neneh., @neneh-
6.8.2024 06:18:55
Harika bir sunum.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
5.8.2024 21:17:17
10 puan verdi
Hani bir söz vardır.
Sorunun bir parçası olma.
Çözümün bir parçası ol.
Sanırım nirengi noktası bu.

Çok saygımla Üstadım
Çok saygımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL