ÇINAR AĞACI
Sabahın kör vakitleri.
Kargalar o berbat sesleriyle gag gag senfonisine başladılar. Kumrular durur mu onlar da eşlik ediyor kargalara guk guk... Kargalarla kumruların senfonisi uykudan uyandırıyor. Rüzgar, çınar ağacının geniş yapraklarında elenerek kargaların ve kumruların senfonisine eşlik ediyor. Temmuz sıcağını dayanılır hale getiren poyraz esiyor günlerden beri...
Armoni Evleri sitenin adı. Mütahhit, öğretmen kökenli Ahmet Kadıoğlu, arsasındaki çınar ağacına kıyamamış, kesip atmamış diğer açgözlüler gibi. Dört kökten peydah oluvermiş gencecik çınar ağacına yaşama şanşı tanımış. Yerini sevmiş dört koldan büyüyen çınar, utandırmamış naif yürekli hocayı. Büyüyüp genişleyerek dört binaya kol kanat germiş, gölge olmuş insanlara, kuşlara yuva olmuş...
Sabah kahvaltılarını balkonda yapıyoruz. Çınar ağacı binanın boyunu aştı dört beş senede. Adeta ormandayız. Doğal bir şemsiye oldu çınar balkonumuza. Her sene geldiğimizde balkona giren dallarını ucundan ucundan buduyoruz. Kıyamıyoruz kesmeye. Kendimize yer açacak kadar...
İki kumru çer çöp taşıyorlar gözüne kestirdikleri dalların arasına. Uzansak dokunabileceğimiz kadar yakınlar bize. Ama içgüdüsel olarak seziyorlar sanki kendilerine dost olduğumuzu. Birkaç gün çalıştıktan sonra vazgeçiyorlar oraya yuva yapmaktan. Kargalar durmadan taciz ediyorlar zavallıları. Sanki babalarından miras kalmış tapulu malları çınar ağacı. Mafya düzeni sadece insanlar arasında mı var sanıyorsunuz? Her biri parsellemış çınar ağacının dört bir yöresini. Çökmüşler en sefalı dallara... Kumrular bir iki gün görünmediler. Sonra bir sabah kahvaltısında tekrar geldiler. Yuva yapacakları yeri keşfediyorlar. Korunaklı, güvenli, kendilerini istlacı kargaların şerrinden koruyacak bir köşe...Kargaların feldir feldir göz hapsindeler. Tedirgin edici gag gag sesleri...Uzunca bir süre izledim kumruları. Çınar agacında kendine yuva yapıp yumurtlayacakları, yavrularını güven içinde büyütüp besleyecekleri bir yer bulamayacaklarına karar vermiş olacaklar ki görünmediler bir daha!.. Ama kargalar hükümran hükümran oturuyorlar parsellerinde...
Bir çınar sadece bir ağaç değilmiş, anladım. Koskoca bir yaşam alanıymış. Kargasına, kumrusuna, börtü böceğine, insanına hizmet eden.
Memleket yine yanıyor baştan başa. Manavgat, Marmaris, Bodrum... Yanan yalnızca ağaçlar mı? Ağaçlarla tüm börtü böcek, kurt kuş, yılan çayan yanıyor. Ülke yanıyor. Gelecek yanıyor. Ciğerlerimiz köz kebap. İçimiz yanıyor!..

Hasan Özbek