Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Oktay Güvener
Oktay Güvener

Kerbala İçimizi Yakan Ateş

Yorum

Kerbala İçimizi Yakan Ateş

( 1 kişi )

0

Yorum

8

Beğeni

5,0

Puan

804

Okunma

Kerbala İçimizi Yakan Ateş

Kerbela vakası, İslam tarihinde oldukça önemli bir olaydır. Kerbela, İslam’ın tarihî hafızasında derin izler bırakan bir trajedidir ve Müslümanlar için büyük bir yas ve hüzün kaynağıdır.
Bağdat’ın yaklaşık 100 km. güneybatısında yer alan Kerbelâ’nın İslâm tarihindeki önemi, Hz. Hüseyin ile ailesi fertlerinin 10 Muharrem 61 (10 Ekim 680) tarihinde Emevîler’ce şehid edildikleri yer olması ve kabirlerinin burada bulunmasından kaynaklanmaktadır. Hz. Ali’nin medfun olduğuna inanılan Necef’ten sonra ikinci atebedir.
Kerbela, İslam tarihinde önemli bir dönemeç olarak kabul edilir. Olay, Hz. Muhammed’in (sav) torunu Hz. Hüseyin’in ve onun yakın taraftarlarının trajik ölümüyle sonuçlanan bir çatışma ve katliamla anılır. Bu olay, Müslüman toplulukları derinden etkileyen ve İslam dünyasının siyasi ve toplumsal dinamiklerini etkileyen büyük bir dönemeçtir.
Kerbela Faciası, İslam toplumunda siyasi bir krizin doruğunda gerçekleşti. Hz. Muhammed (sav) vefatından sonra İslam toplumu, sırasıyla Hz. Ebubekir; Hz. Ömer ve Hz. Osman’ı halife olarak seçtiler. Hz. Osman’ın 656 yılında asiler tarafından öldürülmesinden ssonra Hz. Ali halife olarak başa geçti. Bunun üzerine Hz. Osman’ın amcasının oğlu Muaviye ile Talha, Zübeyr, Hz. Ayşe ve Hz. Osman’ın bazı diğer akrabaları Hz. Ali’den katillerin bulunmasını ve onlardan kısas alınmasını istedi. Hz. Ali ise bir süre ortalığın yatışmasının beklenmesini istedi. Bunun üzerine Muaviye, Talha, Zübeyr ve Aişe Hz. Ali’ye darıldı. Daha sonra Talha ve Zübeyr bir ordu topladı. Bunu bir isyan kabul eden Hz. Ali ordusuyla olay yerine hareket etti. İlk başta savaş olmamasına rağmen iki tarafın askerlerinin sözlü atışması üzerine durum gerginleşti ve bir anda savaşa dönüştü. Savaşta sahabelerden Talha ve Zübeyr öldü. Hz. Ayşe ise Hz. Ali tarafından Medine’ye gönderildi. Muaviye hilafetini ilan etti. Böylece Hz. Ali’nin halifeliği döneminde İslam Toplumunda karışıklıklar baş göstermeye başladı.
Hz. Ali’nin halifeliği sırasında yaşanan iç savaşlar ve entrikalar, toplumu derinden yaralamıştı. Bu süreçte, Hz. Ali’nin rakipleri tarafından desteklenen Muaviye’nin yönetimi altındaki Suriye topraklarında önemli bir güç birikimi oluşmasına zemin hazırlamıştır. Hz. Ali yaklaşık 5 yıl halifelik yaptıktan sonra 661 yılında Hariciler’den Abd’ûr-Rahmân İbn-i Mûlcem tarafından gerçekleştirilen bir suikastte hayatını kaybetti ve iktidar 20 yıllığına Muaviye’de kaldı.
Muaviye hayattayken oğlu Yezid’e biat etmeleri için taraftarları ve Hicaz ahalisinden biat istedi. Fakat taraftarları ve Hicaz ahalisi oğluna biat etmediler. Sebep olarak ise Hz. Hasan ile yaptığı anlaşmayı gösterdiler. Ancak Muaviye 680 yılında ölünce Muaviye’nin oğlu Yezid, babasının yerine geçerek halife oldu. Ancak, Hz. Ali’nin taraftarları Yezid’in halifeliğini kabul etmediler ve ona karşı isyan ettiler.

Yezid başa geçince tüm valileri baskı altına alarak Hz. Hüseyin’e biat etmemelerini istedi. Bu durum karşısında Küfe halkında gelen mektuplar üzerine Hz. Hüseyin de Kûfe’ye doğru yolculuğa çıktı. Ancak, yolda Kûfe’den gelen haberler, oradaki taraftarlarının kendisine desteğinin zayıf olduğunu ve Yezid’in ordusunun Kûfe’ye doğru hareket ettiğini gösteriyordu. Hz. Hüseyin, Kûfe’ye ulaşamadan, bugünkü Irak’ın Kerbela şehri yakınlarında bulunan bir bölgeye varmıştı. Yezid’in ordusu da buraya yetişti ve Hz. Hüseyin ile taraftarları arasında çatışma başladı.

Hz. Hüseyin’in yanında sadece yaklaşık 70 kadar sadık taraftarı vardı ve Yezid’in ordusu binlerce kişiden oluşuyordu. Hz. Hüseyin’in taraftarları susuzluktan ve açlıktan bitkin düşmüştü. Çatışma sonucunda, Hz. Hüseyin ve tüm taraftarları şehit edildi.

Kerbela Faciası, Müslüman toplumunda derin bir yara açtı ve İslam dünyasını siyasi ve toplumsal açıdan derinden etkiledi. Bu olay, İslam toplumunda mezhep farklılıklarının derinleşmesine ve çatışmaların artmasına yol açtı. Özellikle İran bu olayı kullanmış ve mezhebi ayrımı kendi siyasi otoritesini güçlendirmek için bir fırsat bilmiştir.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

10.0

100% (3)

5.0

100% (1)

Kerbala içimizi yakan ateş Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kerbala içimizi yakan ateş yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kerbala İçimizi Yakan Ateş yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL