Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

BEN İYİ DEĞİLİM...

Yorum

BEN İYİ DEĞİLİM...

9

Yorum

18

Beğeni

0,0

Puan

702

Okunma

Okuduğunuz yazı 22.6.2024 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
BEN İYİ DEĞİLİM...

BEN İYİ DEĞİLİM...



‘’Ben iyi değilim
Kendime, söyleyecek söz bırakmadım. Kuvvetimi büyütmüşüm gözümde.
Şimdi her satırı, “bu satırı da neden yazdım?” diyerek öfkeyle bir öncekine ekliyorum. Aziz varlığımı son dakikasına kadar aynı görüşle ayakta tutmak gibi bir görevim olduğunu hissediyorum.
Oysa sevgili Bilge, aziz varlığımı artık ara sıra kaybettiğim oluyor. Fakat yaralı aklım, henüz gidecek bir ülke bulamadığı için bana dönüyor şimdilik. Biliyorum ki, bu akıl beni bütünüyle terk edinceye kadar gidip gelen aziz varlık masalına kimse inanmayacaktır.
Ben ölmek istemiyorum. Yaşamak ve herkesin burnundan getirmek istiyorum.
Bu nedenle, sevgili Bilge, mutlak bir yalnızlığa mahkûm edildim.’’(Oğuz Atay)


Uzun uzadıya sevmek isterdim ama sadece kendimi:
Telkin ettiğim kadar kendime kendimden kopmakla iştigal sönük gecenin ferinde yola düşmüş bir seyyah yabancı saklı içimde aralıksız içtimada ve gel-geç sevgilere ateş püskürdüğü kadar da düşman kendine.
Yelloz rüzgârla içli dışlı şehir ise aralıksız nöbette tıpkı benim gibi iflah olmaz varlığından haz etmediği kadar insanlara düşkün bir o kadar insanlar şehre düşkün.
Düşkün kollarındayım aşkın, ihbar ettiğim kadar ele güne.
Düşmez kalkmaz bir Allah ve her gün soğuk duş alıp düşlerime takılı aklımla sevişiyorum yabani bir hayvan gibi ve yeme-içme ihtiyacından çok ötesine ilişiyorum aslında içimi boşaltmakla eş değer mideme tek lokma girmesine dahi tahammülüm yok.
Göğün uzantısı iken şehrin kubbesi.
Hırlayan sesi ölümün uzaklardan beni çağıran.
Bense afaki bir nöbette ömrü nöbette geçmiş bir asker gibi siperimdeyim ve gözlerim açık dikili iken önüme lades demesin diye düşman, teyakkuzda iç ve dış mihraklardan soyutlanmak adına yalnızlığım nasıl da kesirli bir sayıya denk geliyor ve ben yokuş aşağı yuvarlıyorum iç sesimi en başta sıfıra tüm ondalık düzen hükmünü kaybetmişken sonsuzluk az sonra infilak edecekken açıyorum gözlerimi.
Gözüm açık göreceğim rüyaların beklentisi içindeyim.
İçimde mırıldayan bir kedi misali tırnaklarımı geçiriyorum önümde serili o boş ve bakir ve beyaz sayfaya.
Parmak izim solmadan.
Sükseli heyecanlarım sonlanmadan.
Peyda olan gün ışığına dahi öfkeli.
Kukumav kuşları ölmeden.
Gözlerimden süzülecek her yaşa duacı bir çocuk gibi sadece susup bekliyorum doğru zamanı.
Doğrudan kasıt ne ise artık ve ben gibilerim benim gibi bitimsiz duyguları ile hayatı bir şölene dönüştürme isteğine yenilip de kuram dışı vasıfları ile yaşayanların yolunu gözlüyorum.
Afaki olan her uğraş benim minvalimde.
İzafi olan her duygu istişare ettiğim evrenin ve insanların bana taktığı kulpun endamında bana yol gösteriyor ve ölüme yürüdüğüm kadar geçen zamanın en sadık yolcusuyum terk edilmişliğin ummanında kayıtlı sarhoş bir ayyaş gibi kibirli insanları nakavt etmek adına telkin ettiğim kadar iyi niyetime tavaf ediyorum ruhumun çorak coğrafyalarını.
Bitimsiz bir sevgiye meylettiğim çocukluğumun eseri ve esiri iken yüreğim…
Kasıtlı kasıtsız sevdiğim insanlar benden alabildiğine uzak iken içine düştüğüm tuzağın yenik en devrik cümlesi ve imgesiyim bir şiire daha pay verdiğim şarkıların sesinde ruhumun dans ettiği çocukluk günlerimden hem uzak hem de yakınım içimdeki çocuğun sesine.
Rıza göstermediği kadar ulema.
Razı gelmediğim kadar söylenen yalanlara.
Düzenbaz cihanın rütbesini söktüğüm kadar.
Rengi değişken mizaçların küfrüne eşlik eden sözüm ona kültürlerine de pay vermeden aralıksız eşeliyorum toprağı.
Bir maden işçisi gibi bazen.
Bazen bir denizci.
Boşalan kum saatinde saklandığımdan da öte.
Kumdan kalelerimin rüzgârda yere serildiği.
Z/amansız gidişlerin duayeni ölümün seferi yolcusu ve içimde kalan ukdelerin ufkuna bandığım iken kederin esef yüklü sesinde kaderime razı gelmekten ötesi de gelmez iken elimden…
Akıl melekelerim yerli yerinde olsa da aklımın uzamında sonsuzluğun coşkusunda zılgıt yiyen ufak bir çocuğun tek isteği iken oyuncaklarını başkalarına kaptırmamak bense çoksa kaptırmışken yüreğimi şüheda aşklara sür-git o müzmin duygumla ve özlemimle çağ atlıyorum sözüm ona çıtası yükseldiği kadar sevmelerin ve o tok sesinde kaderin içimden geçenleri alt yazısı bellediğim kadar hayatın, sevmelere doyamıyorum yazmalara da en çok da kendimden hem feragat hem firar etmenin umuduyla şaştığım kadar düzene arkamı dahi kollamadan biteviye adımlar atıyorum.
Soytarı bir mim sanatçısının özlemi misal.
Tedarik edebildiğim kadar savunma mekanizmam da çökmeden biliyorum aslında her şeyin ve de yazdıklarımın bir avuntu bir kandırmaca olduğunu aralıksız sorgularken iç sesimi ve dış sesin baskın tezahüratında soytarı alfabenin harfleri ile de yetinmeyip sadece kendimi aşma kendimi geçme telaşı ile sessizliğin ve hüznün ve yalnızlığın inşa ettiği o alfabede kendimce şakıyorum bir bülbül gibi yetmedi çiçek kimliğimle kendime dönük iken sitemim, serzenişim biliyorum da insanları nasıl oluyor da gözümde büyüttüğümü.
Bir araz.
Bir azık.
Bir de azap.
Sarıklı hocanın söylemlerinde kaybolurken.
Cübbemin de eteklerine basıp yere devrilirken.
Toplayıp da pılımı pırtımı gidemezken kendimden söküklerin en usta terzisi olsam bile salkım saçak s/alınıyorum yorgun ruhumun devasa çorak coğrafyasında biteviye afallıyorum da yalnızlığın onulmaz v/edasında başım dik gururla yaşamanın imkân dâhilinde olup da başarma duygusuna en yakın olduğum kadar biliyorum da aslında hayat okulunda sınıfta kaldığımı:
Alaylı olmadığım kadar da alayına maruz iken alayların.
Mektepli kimliğimle kaç bin kitap eskitmişken.
Manen yaralı madden çökük mihrabı yerinde olsa da içimin telaşında döküyorum eteğimdeki taşları.
Bir yenilginin odağındayım.
Yanılgı yüklü olduğum kadar en çok da kendimi yeriyorum.
Bir kompliman ise sevmek.
Bir kaos iken yaşamak.
Yaratıların en endamlısı ve akıllısı ve donanımlı olanlardan olsam da izini sürüyorum bilginin ve ifa ediyorum duygularımı aslında ifşa ediyorum iç dünyamı.
Tercihte bulunmadığım kadar da tercih ediliyor varlığım.
Bir hümayun.
Bir Anka kuşu.
Bir kırlangıç
En basitinden zora giden yolda değil zor olandan başlayıp da hiçliğimi savunduğum açlık-tokluk mekanizmasında soluklanan ruhum gibi, bedenimi hırpaladığım kadar beden dilimden yansıyan her mimik ve ruh iklimim iken dirlik düzen içinde yaşıyor olmanın albenisine kapılıp da sadece ve sadece huzurun peşinde olduğum peşim sıra sürüklenen sözcüklerin de bitmeyen vardiyasında gönüllü bir yürek işçisiyim ben yüreğimle yaşadığım, sevdiğim ve yazdığımdan da ötesi yok iken her ne kadar ötekileştirilmiş olsam da Yaratandan dolayı illa ki yaratılan her canlıyı kolaylıkla içtenlikle sevdiğim…
Ve olan biten her şeye rağmen, sevgili Oğuz Atay’ın da vurguladığı üzere:
‘’Ben mutlak bir yalnızlığa mahkûm edildim.’’

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ben iyi değilim... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ben iyi değilim... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BEN İYİ DEĞİLİM... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
23.6.2024 21:36:54
Emek ekmek ve emeğin doğuşu gibidir yaşam her nerede yaşanır ise sevilmeli sevmeli kutlarım
Alişahin Aziz oğlu
Alişahin Aziz oğlu, @alisahinazizoglu
23.6.2024 16:39:11
Yürek işçileri her zaman yalnızlığa mahkümdür çünkü onlar gerçekleri gözler önüne serdikleri için yalan dolan dedikodu bilmedikleri için değerli dost Şairem tebrik ederim sonsuz saygılarımla
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
23.6.2024 15:03:13
10 puan verdi
Oğuz Bey
Dünyaya geldin.
Sorguladın.
Dudak büktü aklıeveller
Aldırmadın yürüdün.
Ölçtün biçtin.
Mühendistin.

Londra'da kaldın.
Kalemin durmadı.
Hayatın raporlarını yazdın.
Sonra yol daraldı.
Durdun kimse inanmadı.

Çok saygımla Üstadım
Çok saygımla
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
23.6.2024 10:14:16
Bölük pörçük duyguların değil şükre delalaet yaşamak ve insan ara sıra iyi olmasa da şükür duygusu ile şekilleniyor hayat.

Renklerin sarmalında umut


Sözcüklerin pervazında uçuşan sonsuzluk


Ve aldığımız her nefes aslında ömrün efendisi



Çok değerli Edebiyat Defteri Seçki Kuruluna ve Edebiyat Defteri Aileme en içten teşekkürlerimi sunuyorum.


Yorgun bir mevsim ve seslenişin fısıltısı aslında tüm sessizliğimle yaşamanın keyfini süremesem de gayret ediyorum elimden gelen ne varsa tüm gücümle ifa etmeye çalışıyorum.



İçten selam sevgi saygılarımla, efendim
CaNMaYBuL
CaNMaYBuL, @canmaybul
23.6.2024 00:04:58


Ey yalnızlığın bilge seyyahı, kelimelerin deviniminde kaybolan dostum,

Görüyor ve anlıyorum ki, senin kalemin, gökyüzünde yıldızları saymaya kalkan bir çocuğun elinde savrulan bir fırça gibi. Karanlık gecelerin içinde parlayan o yıldızların hepsi, senin içsel devinimlerinin birer yansıması. Sözcüklerin, denizler kadar derin, dağlar kadar yüksek; fakat bir o kadar da yalnız ve melankolik.


Her kelimede, her cümlede, kendini aşma telaşı içindesin. Bir bülbül gibi şakıyarak, bir çiçek gibi açılarak. Lakin senin bu telaşın, seni kendine yabancılaştırmıyor mu? Bir yandan kendini aşmak isterken, öte yandan insanları gözünde büyütüyorsun. Belki de bu, insanoğlunun en büyük trajedisi: Kendi devasa evreninde küçücük kalmak.

Bir hümayun, bir Anka kuşu, bir kırlangıç...

Sevgili dostum, aynı kelimeler ve aynı konular üzerinde sürekli yazmak zor olmuyor mu? İki ileri bir geriyi yaşıyorum sizi okuyunca. Bu devinim, seni yorsa da, belki de kelimelerin gücünde ve yalnızlığın derinliğinde, asıl cevheri bulacaksın.

Not: 15 yıl önce neyse edebiyatınız aynı her şey. Değişen sadece tarih…


HASAN ÇAPRAZ
HASAN ÇAPRAZ, @hasancapraz
22.6.2024 12:20:13
10 puan verdi
Hüzün
Ustası
Yüreğimle
Kapına geldim
Sana
Gök kuşakları sundum
Küçücük
Parmaklarımın içinde

Gül
Kokusundan
Rüzgarlar çıkardım
Senin için
Bir
Yıldıza hediye ettim
Resmini

Deyiverdim

Harika eserine gelsin

Herşeyin güzel gönlünce olması dileklerimle...
HASAN ÇAPRAZ
HASAN ÇAPRAZ, @hasancapraz
22.6.2024 12:16:27
10 puan verdi
Hüzün nöbetçisi

Olabilirmiş eserinin ismi dost

İlhamların güzel kalsın hep
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
22.6.2024 10:48:29
Olması gerekene kanat açan

Hulasası duyguların ve o devinim


Hüzün bir renk ise alacası karaya çalan


Aşk bir masalsa sonu gizemli


İyi olmaksa göreceli bir kavram ve zaman mekan tanımayan tıpkı üstadın vurguladığı üzere varsın üstüne alınsız sair insan


z/amansız ve mekansız bir yolculuk gizin tahayyülü bir şiire yansıyan ve gözünde tüten insanın

bir çığlık ki: sessizliğin bağrından çıka gelen bir ağrı


ağdalı duyguların kundak yaptığı bir şiir bir örüntü bir masal misal...


s/onsuzlukla iştigal ve yoksunluğun göreceli ıssızlığında saklı bir çiy tanesi misali
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL