5
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
470
Okunma
İnternette sokak röportajları var..
İster istemez denk geliyorsun.
Gazze konusunu işliyor mesela.
Sakallı sakallı tipler. "Hepimiz İsrail’e karşı savaşmamız lazım. Din kardeşlerimizi katlediyorlar!"
Röportajcı,
“Gazze’deki din kardeşlerimizin yanında savaşmaya gider misiniz peki"
“Ne demek gider misin? Koşa koşa giderim hem de!”
“Biz Gazze’ye savaşmaya gideceklerin listesini yapıyoruz. 3 gün sonra göndereceğiz. Senin ismini de yazalım o zaman!"
"Şey ben hastayım, ya da, benim hastam var şu anda gidemem."
Aynı olay Suriyeliler için de geçerli,
"Evinize birer tane Suriyeli almak ister misiniz?"
"Ne demek, tabii ki alırız. Onlar da bizim din kardeşimiz!"
Röportajcı yanındaki karakuru birini hemen devreye sokup "İşte Suriyeli bir kardeşimiz. Hemen sizin eve verelim bu kardeşimizi!"
"Şey kem küm bizim ev pek müsait değil, veya, ben buralı değilim!"
Kaçarcasına uzaklaşmalar.
Laf başka uygulama başka.
Sokak hayvanları için de aynı şey geçerli.
Gösteri yapan uçuk saçık tipler.
Çok istiyorsanız üçer beşer tane sahiplenin. Olsun bitsin.
Ey ağlayıp aygınlık baygınlık geçirenler, aynı duyarlılığı aç insanlara, mağdur çocuklara neden göstermiyorsunuz.
Çocuğu sokak köpekleri tarafından parçalanan bir aileye gidin sorun bakalım yürek acısını.
Siz ve sizin gibiler değil misiniz o hayvanları besleyip sonra sokağa bırakanlar.
Diyorsunuz ki ben hariç diğerleri sahiplensin!
Yemezler.
Suat Zobu