2
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
315
Okunma

Baba annemin olmazsa olmazı
Erzincan ın özel yapım kutlama şekerle keyifli çay içimi bir başka keyifliydi
Günün yorgunluğu koşuşturmasından sonra kıtlamalı demli çay onun yorgunluğunu giderir gibiydi
Yüz hatları lime lime hayat fay hatları tüm çıplaklığı ile göz önünde
Yorgunluğunu, ezilmişliği çileleri yokluğu reçberliğin zorluğunu simgeler resm edercesine besbelliydi
Baba annem cevahir 14 yaşında dedemin ikinci zevcesiymiş daha sonradan öğrenmiştim
Dedem 1950 yıllarından önce Erzincan dan Zonguldağa Trabzon üzerinden at kağnı arabası sırtından 3 ayda Zonguldağa varmış burada fransızlar zamanında madenlerde ve Zonguldak liman inşaatında Fransız şirketinde çalışmış daha sonra Kömür madeni türkülerin himayesine girince e.k.i Ereğli Kömür işletmesinde maden başçavuşu olarak işbaşı yapmış babamı ve iki amcamı Ali paşa amcam Ahmet amcamı ve eniştem murat amcayı e.k.i maden işçisi olarak işe almış burada Karadeniz kökenli bir hanımla evlilik yapmış
Hanımın evliliğinden bir erkek çocuğu olsada nufusuna kaydetmemiş adı konuştuklarına göre Zeynel miş ve köyüne dönüp cevahir baba annemle evlenmesi ile zonguldakta ki evlilik soyad kanunu 1934 yılında çıkana kadar anlayamadığımız lakaplarla, danışarak bilinmezliklere karışmış
Dedem 40 baba annem 14 yaşında varlıklı bir aile olduğu için baba annemin ailesi fakir olduğundan görücü usulü bir evlilik yapmışlar
Baba annem dedemi hiç sevmediğini ailesi tarafından zorla varlıklı bir aile olduğunu her Anıldığında dedeme cehennemlik adam diye bahsederdi
Çocuktum Hayallerimi yıktı, çocukluğumu genç kızlığımı yaşayamadım ömrümü benden aldı, benden çocukluğumu, kızlık hayallerimi çaldı gaftar cehennemlik adam diye hep yakınırdı
Aralarındaki yaş farkı aralarındaki aşkı zakkuma döndürmüştü
Ve bu istemsiz görücü evlilikten Ali paşa, Şah haydar, Ahmet,(kıymet kız) , efendi, Mehmet adalarında 6 erkek bir kız çocuğu olmuştu
Anladımki baba annemin yüzündeki derin çizgiler hayatın zorluğunu ifade eden fay hatları nı ifade edermiş
Ne diyelim çileli yaşarlar zamanla insan yüzüne meğerse yansırmış ne dersiniz?
Ali Cemal AĞIRMAN