2
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
588
Okunma
Bana gücün yetmez dedi evren.
Bilim tedbir dedi,
Sonrası takdir dedi ilim.
Her an vicdanın huzurunda ahlaklı bir Japon’u cehenneme göndermekle meşguldü şehîd olan rabbinin huzurunda iman.
Hurafenin bilim ürettiği meclisin itibarı, ilmen çözmüş iken tüm afetin sebeplerini öyle sağlamdı ki müteahattin itikadı. Kur’an’ı yüksekten al indir alçağa, sana milyon dolarlar dedim de itibar etmedi şeytanî sinsiliğime. Allah’tan korktu.
Ona göre Allah ancak yerdeki ekmek kırıntısını görecek kadar basirdi, atılan imzaları görse de "kula minnet eylemem, rızkımı veren hûdadır" demişti.
Kimbilir derisi yüzülen Nesimi, başı kesilen, külleri Dicle’ye savrulan Hallac-ı Mansur, isyan sonrası yakalanıp, idam edilen Şeyh Bedrettin -bize göre- belki de imansız Japon’lardı.
Yeter gari sus, bugün miraç kandili.
Bil ki,
İşte böyle içimin ağıdı.
Kısa kes yüreğim.
Sus.
Ölüm der ki,
sussan da susmasan da sıra sana gelecek.
*
Tedbirsiz afetin takdiri tabii ki tarifsiz acı.
Zulmün rengi olsa da
Acının rengi yoktur evlat, derdi annem.
_________________
Kandil Duamdır:
Rabbim her an huzurunda olduğumuzu unutturmasın.
Huzurunda olmanın haklı huzurunu gönlümüze inşirah eylesin.
Eviniz şen, ocağınız bereketli olsun.
Depremin sene-i devriyesindeyiz.
Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet,
geride kalanlara ise sağlık dilerim.
(Amin)