2
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
679
Okunma
Sığ kalplerinize giydirdiğiniz elbisenin ismi değil aşk. Öyle büyük harflerle, sürrealist bir tasvirle yüceltemezsiniz. Çünkü sadeliğindedir tüm ihtişamı. Bilmeden geçtiğiniz sokakların aralarına saklanır çirkin kalplerden. Çağın kalıplarına girmeden var olmaktır savaşı. Bazen filtreli bakışlarla film klişelerine sığdırırsınız, bazense travma bahaneli toksik kişiliğinize. Ya da öyle sanırsınız. Oysa hep reddeder kabuk değiştirmeyi. Taviz vermez güzelliğinden. Zaten onu cezbedici kılan da bu gerçekliğidir. Arayana ifşa etmez kendini, denk geliştir onun beklediği. Çünkü aşık insan yoktur, aşkın denk geldiği insan vardır. Aşk onu seçmedikçe bulamaz çaldığı hiçbir kapıda ondan bir iz.
Kriterlere sıkışmış bir arayış ile suni bir aşk var etmek, gerçeği özümseyememektir. Oysa aşk beklentisiz bir kabulleniş ister. Varlığını bilmek ve olmadığı hiçbir durağı inatla denememek... Nihayetinde kendini kandıran çağım insanı, aşk başına gelmez arasan da onu her gözde. Ya bir dünya kuracaksın yalanlarla çevrelediğin ve adına aşk dediğin ya da gerçekle yüzleşeceksin ve düşleyeceksin mucizesini kalbinde yeşerttiğin gerçekliğin.
Esra Sağdıç