6
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
875
Okunma
Yıllar önce 24 Kasım sabahı...
Şehirler arası otobüs yolcusuyum... ilk binen olarak, kalkış saati veya otobüsün dolmasını bekleyeceğim için canım sıkkın. Koltuğuma oturdum. Ellerimi nefesimle ısıtıp kollarımın altına sıkıştırdım...Şimdi biraz daha iyi gibiyim.
İkinci yolcu geldi... Benim kadar üşümeyen, orta yaşlı bir kadın. Çevresiyle hiç ilgilenmeden oturdu. Çantasından çıkardığı telefondan birini aradı. Öyle nezaketli öylesine içten bir sesi vardı ki... Başımı diğer tarafa çevirip tüm dikkatimle kulak kesildim...
Hal hatır sordu. Sonra tüm içtenliği ile öğretmenler gününü kutladı.. Genç bir öğretmen ya da Meslektaş kutlaması gibi değildi ama... Bu kadının, öğretmeler gününü kutlayacağı bir öğretmeni vardı...Öğretmeni kaç yaşında olabilirdi ki.. Belki Cumhuriyetin ilk öğretmenlerindendir...Öğretmen okulu ilk mezunlarından...
Çocukluğumun geçtiği Kırşehir Öğretmen okulu canlanıverdi gözümün önünde...Okulun karşısındaydı evimiz.. Ben kapı önünde oyun oynarken onlar kızlı erkekli şakalaşarak, gruplar halinde Terme çay bahçesine giderlerdi...Belki öğretmeni de Kırşehir mezunudur... Ankara Hasanoğlan da olabilir...Branş öğretmeni miydi acaba, nispeten yaş farkı daha azdır.. Ama helal olsun ne kadar derin izler bırakmış ki hala aranabiliyor bu öğretmen...Öğrencisi de vefalıymış ama...
Konuşmaları, yine aynı ses tonuyla devam etti...
’’ilk öğretmenim’’ deyince
doğru tahmin etmişim ilkokul öğretmeniymiş...
’’ilk adımıma destek veren, ilk gülüşüme gülüşüyle, sevincime sevinciyle karşılık veren...Kalem tutmayı öğretenim’’
Anne gibi bir öğretmen, kreş öğretmeni mi acaba?
Yok canım daha neler, kreş mi vardı o zamanlar...
’’Tekrar günün kutlu olsun annem, ellerinden öpüyorum’’
Aaaa ’’annesiymiş’’ öğretmeni! deyiverdim...
Ama niye kendi sınıfına aldı ki kızını...Keşke annesi anne olarak kalsaydı...
Şartlar gereği kızımın resmiyetteki öğretmeni olduğumu , oğlumun öğretmeninin de eşim olduğunu bir an için unutarak...
Şoförün ’’biletli yolcu kalmasın’’ sesiyle çevreme bakındım. Koltuklar dolmuş...Sonra kadına baktım, o da konuşmasını bitirip telefonu çantasına bıraktı.
Hiç o yana bakmasanız da izlendiğinizi hissedersiniz ya bazen, işte öyle ani bir refleksle bana döndü. Göz göze geldik... gülümsedim, gülümsedi...
Annenizin Öğretmenler Günü kutlu olsun! dedim
şaşırarak teşekkür etti
’’Sizin annenizin de öğretmenler günü kutlu olsun, her anne çocuğunun ilk öğretmenidir, öyle değil mi’’ diye ilave etti.
Şaşırdım...
Anneniz ilkokul öğretmeni değil miydi?
’’Hayır... Annem kendi çocuklarının öğretmeniydi...
Kalakaldım...Bu ne kadar incelikti böyle... Çok çok haklıydı. Her anne çocuğunun ilk öğretmeniydi elbette...
Yolculuklarım bulantılı geçtiği için otobüsten iner inmez ilk öğretmenim olan annemin öğretmenler gününü kutlamaya o gün, orada söz verdim. Başımı koltuğa dayayıp gözlerimi yumdum ...