4
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
569
Okunma
dün bir kiliseye gittim yaşadığım bölgede
ayakta tek bir duvarı kalmış o da yarım yamalak
bir yanı kırık
bir yanı dökük
harabenin içinde gezinirken sağda solda dağınık haldeki taşlara baktım
pürüzsüz işçiliğe
ki bir ağaca bile şekil vermek zorken
tasavvur edemedim zihnimde
süngürt taşlarından beşik tonoz yapmışlar
kum taşlarına işçilik
granit bloklardan yığma
her biri bir kaç ton ağırlığında
bir zamanlar beş bine yakın nüfusu varmış buranın
ki arta kalan temel kalıntılarına bakınca gözlerimde yükseliyor evler
çoğu kiliseyi gören yamaçlarda
sanırım ayazma deniyordu şu akan çeşmeye
yaşayan tek şey bu olmalı dedim içimden
o günden beridir hep süregelen
ne tuhaf
belki binlerce yıldır akıyor
akıyor ama durmuyor
aynı sesi işitiyordu durduğum yerde duran
kim bilir ne hatıralar taşıyor
neler saklıyor taş duvar arasında
belki acı
belki şuh kahkahalar sinmiştir
belki unutulmaya yüz tutmuş
çocuk oyunlarına şahittir
eğilip
bir elimi taşa
diğerini suya açtım
içtim kana kana
yudumlarcasına tarihi
...
sonra bol bol foto çektim işte