21-Cabir b. Abdullah bir gün Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına gelmiş ve onu çok solgun ve sararmış bulmuştu. Bunun sebebinin açlık olduğuna kanaat getirip, derhal evine gitti. Hanımına durum hakkında bilgi verdi. Bir koyunları vardı. Allah’ın Resulüne feda olsun diyerek kestiler ve hanımı yemek ile bir parça ekmek yaptı.

Cabir bir çanağa koyup yemeği Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâma getirdi. Kâinatın Efendisi (a.s.m.) Cabir’e “Bu nedir” diye sordu. Cabir halis niyetini anlattı.

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm kavmini toplamasını buyurunca Cabir de Ensarı toplayıp getirdi. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) ”Onları grup grup yanına al!” buyurdu. Cabir emredileni yapıp onları grup grup içeri aldı. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm onlara yemekten önce, yemeği yerken kemikleri kırmamalarını buyurmuştu. Buna bir anlam veremeseler de kemikleri kırmadan yediler. Bir tabak yemekten hepsi tok olmuşlardı. Çanakta ise yemek aynen duruyordu.

Onlar yemeklerini yiyip gittikten sonra Resulü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm kemikleri çanağın ortasına topladı. Cabir dikkatli bir şekilde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâ tü Vesselâmı izliyordu. Ellerini üzerine koyup, dudaklarını kımıldatıp bir şeyler söyleyince çanaktan koyun ayağa kalkıp, kulaklarını kımıldatmaya başladı. Koyun canlanmıştı. Cabir çok şaşırmıştı. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm Cabir’e koyununu alıp götürmesini buyurdu.

Kâinatın Efendisi Aleyhissalâtü Vesselâmın buna benzer daha birçok bereket mucizeleri vardır. Buraya örnek olarak bazılarını aldık. Bütün bu mucizeler çok kuvvetli ve sağlam kaynaklardan nakledilerek günümüze ulaşmıştır. Tarih boyunca bunlar hep nakledilmiştir. Şahsi ve kötü düşünceye sahip olan insanların dışında hiçbir ilmi kaynak bunları yalanlama cesareti gösterememiştir.

Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, zayıf şeyler birleştikçe kuvvet kazanır. İncecik ipler bir araya getirilirse, kuvvetli halat olur. Kuvvetli halatlar topak yapılırsa, kimse onları koparamaz. Bu verilen örnekteki gibi, aktarılan bereket ile ilgili mucizeler tek başına Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın peygamberliğini ispat eden birer delildir. Hele bunlar birden fazla olup bir halat oluşturursa bunların kuvveti tamamen artmış olur.

Bizler Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın birer mucizesi olarak gerçekleşen bu bereket ile ilgili harikalıkların asıl perde arkasına bakmalıyız. Yani bir mucize olarak, yarattığı bir kuluna bunları veren kimdir? Veriş gayesi nedir? Biz insanlara bunları vermekle ne anlatmak istemektedir? Bu açıdan bütün bunları düşünüp, cevaplarını bulmaya çalışmalı ve halis Müslümanlar olmaya çalışıp, her türlü nimetini ihsan edip bereketini de sunan Cenab-ı Hak’kı hiçbir zaman unutmamalıyız.

Bu konuda Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bizlere örnektir. Çünkü o kulluğun hakkına tam olarak vermiş ve verdiği için de Cenab-ı Hak ikram olarak ona rahmet hazinesinden rızklar göndermiştir. Hem rızıklanmış hem de bu mucizeler peygamberliğine delil olup, kalbi iyice kararmamışların kurtulmalarına vesile olmuştur. Bizler de Yüce Yaratanın, habibi gibi olmaya çalışıp, hayatını örnek almalıyız ki, bizlerin de hayatı ve yedikleri bereketlensin.


Ahmet TULGANER