4
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
557
Okunma
HAMAS VE HAMASÎ NUTUKLAR!
Efendim son günlerde insani ve dini vicdanların hassasiyeti gereği sosyal medyada dua, ah-u zar, boykot ve cihat çığlıkları yükselmekte. Amin. Yardım kampanyaları da başka bir yönü. Velakin savaş başka birşey. Kefen giyinip savaşmaya gidelim diyen bir Sn Devlet Bahçeli’den başkası olmadı.
Bu durum bana Dede Korkut Hikayelerinden birini hatırlattı. Hikayeye göre Deli Dumrul bir gün köprüde Azrail ile karşılaşır. Azrail der ki senin vaktin geldi. Canını alacağım. Deli Dumrul şaşırır. Nasıl olur der. Ben yiğitim bileğim güçlü kılıcım keskin gözüm kara . Düşmana aman vermem savaşırım. Daha yasım da genç. Evlatlarım küçük evde genç evdeşim var. Ecelin sırası nasıl bana gelir diye Azrail e dil döker. Hikaye bu ya; Azrail de der ki madem ölmek istemiyorsan git senin yerine canını verecek birini bul! Deli Dumrul rahat bir nefes alır tamam der bulacağım. İlk aklına gelen babasıdır. O hem yaşlı hem Dünyadan hevesini almış benim için canını seve seve verir der. Soluk soluğa babasına gider. Babaamm babamm diye başlar söze. Sen ki benim atamsın gençliğinde şöyle yiğitmişsin şöyle yapmışsın böyle yapmışsın ömrünü safanı da cefanı da sürüp bu güne gelmişsin. Bütün muradlarını almışsın. Başıma geleni sorma! Az önce Azrail yolumu kesti benden canımı ister! Vermek istemedim o zanan git senin yerine canını verecek birini bul dedi. Benim evlatlarım.küçük hanımım taze ben daha ölmek; çin gencim. Babam! Benim yerime canını verir misin?
Babasının yüzü birden değişir. Oğul oğul can oğul diye söze başlayıp. Evet dediklerin doğrudur ama... deyip anasının yalnızlığını bir iki yarım dünya işini bahane ederek kırk dereden su getirir oğlu için canını vermek istemez. Sen anana git o sana kıyamaz acıma dayanamaz . Canından cansın. O senin için canını esirmemez der. Deli Dumrul koşarak anasının yayına varır. Gözlerinde biraz dehşet vardır. Anaaam anaaan can anamm diye ünler. Anası oğlunun kanter içinde kaldıgını görüp endiselenir hayırdır oğul bu ne hal der. Sorma anam başıma geleni. Azrail yolumu kesti. Benden tez zamanda canımı ister. Ne yigitligim ne kul çim ona söz geçiremedi.Benim yaşım genç evlad-ı ıyalime doymadım büyütemedim dedim. Madem canını vermek istemezsin git yerine canını verecek birini bul dedi. Babama gittim o kendince sebepler söyleyip canını vermek istemedi. Ama anana git o seni candan sever senin ölümüne dayanamaz olsa olsa sana canını ancak o verir dedi ve beni sana yolladı der.
Anası bu sözü duyar duymaz vay. Oğulll diye bağrını dövmeye feryad figan ağlamaya başlar. Oğluna övgüler düzer sevgisine dair büyük laflar eder. Deli Dumrul tam anam benim için canını verecek diye umutlanacağı sıra anası birden sakinleşip ama... diye sözlerine devam eder. Ama ben ölürsem baban yalnız kalır ona benden başka kimse bakamaz o benim can yoldaşım onu yalnız koyamam, işte daha şunu şunu yapacaktım bahaneler sıralayıp kısaca vakti saati gelmeden kendi vadedini yaşamak istediğini ve canını veremeyeceğini ifade eder.
Deli Dumrul şaşkındır.Duyduklarına inanmakta güçlük çeker ama yapacak bir şey de yoktur. Peki anam deyip huzurundan ayrılır. En güvendiği iki kişiden red cevabı almıstir.
Bir kenara çekilir düşünür. Vakti de gittikçe daralmaktadır. Aklına evdeşi gelir. El kızıdır küçük kuzuları vardır kendi yaşlı anam babam benim için canını vermedikden sonra ben ona bunu nasıl söylerim diyerek ölmeden önce son defa eşini evlatlarını görmek üzere ve eşinden utana sıkıla kendisi için canını vermesini istemek, Azraille konuşmasını anlatmak üzere evine gider.
Evi cümbüş yeri gibidir. Eşi yigidini ayakta hürmetle karşılar çocukları koşup babaaa babaaa diye bacaklarına sarılır. Sevinmişlerdir baba geldi diye. Lakin Deli Dumrul un yüzü değişiktir. Hanımı hemen yüzünd n anlar hayırdır yiğidim bu ne hal diye sorar. Sen ki şöyle yigitsin böyle namin var seni bu halde hiç görmedim der. Deli Dumrul evlatlarını kucaklayıp öpüp kokladıktan gönüllerini hoş ettikten sonra hanımını bir kenara çekip sorma başıma geleni hatunum der. Bu gün Azrail yolumu kesti benim ecelimin geldiğini söyleyip canımı istedi... Diye söze başlayıp bütün olanı biteni anlatır. Bilirim ki sen de gençsin kanasın küçük evlatlarımız var el kızısın senden canını istemeye yüzüm bile olmaz ! Sizi son defa görmeye geldim der demez hanımı atılır.
O nasıl söz yiğidim der! Sen olmadıktan sonra bu dünyada olmanın tadı ne? Bir değil bin canım olsa sana feda olsun! Yürü gidelim.Senin yerine ben Azraile canımı seve seve veririm der.
Velhasılı kelam, ağlaşırlar sarışırlar ama elele tutuşup yola revan olurlar. Azrailin Deli Dumrul un yolunu kestiği yere varırlar. Gerçekten de Azrail olduğu yerde hâlâ beklemektedir. Deli Dumrul, babasını anasını anlatır bir de evdeşini anlatır. Kendisi yerine eşinin can vermek istediğini söyler...
Efendim, hikaye bu ya! Azrail Deli Dumrul’a der ki eyy yüreği cesur kılıcı keskin yiğit. Senin ecelin daha gelmemiştir. Lakin ben seni sınadım. Evdeşinin kıymetini bilesin diye. Var git ömrünü yaşa!..
...
Biz de Gazze ile sınanıyoruz. Ülkücülerin kıymetini bilin! O yardım tırları kuyrukta bekliyor Gazze parayla kurtulmaz. Öyle olsa Arap şeyhleri ne güne duruyor? Okuduğunuz için teşekkür ederim.