0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
397
Okunma
-Yaşlılık konusunda ne dersin hocam? Çabuk mu yaşlanıyoruz?
- Sanki çabuk yaşlanıyoruz. Ama elle gelen düğün, bayram demişler. Yaşlı olmayı kimse istemezse bile ondan kaçış yoktur.
- Yaşlı/ ihtiyar kime denir hocam?
- Artık DSÖ kriterlerine göre 65 yaş üstü yaşlı sayılıyormuş. Aslında yaşı kaç olursa olsun bir insan sağlığı yerindeyse ona yaşlı diyemem. Yine yaşı kaç olursa olsun, bir insanın sağlığı bozuksa ona genç diyemem.
-Devlet niçin 65’i dolduranı zorunlu emekliliğe sevk ediyor olabilir hocam?
- Yasa koyucu o yaşta birinin bedensel, zihinsel, aklî melekelerinin zayıfladığını kabul ediyor olmalı.
-Yaşlı kimseleri neler bekliyordur?
-Çoğunlukla hastalılar gelir bulur.
- Evet, hangi hastaneye gitsen kalabalık. Yaşlıların çoğu torunlarıyla ilgileniyordur, değil mi hocam?
-Varsa torunlarıyla vakit geçirebilir. Küçükler sevimli olduğundan onlarla vakit geçirmek keyifli olur. Üstelik torunların dedeleri ve ninelerinden öğreneceği çok şey vardır, onlarla geçen anıları unutulmaz.
-Yaşlanmaktan korkmalı mıyız hocam?
-Çevresindekiler yaşlı kimseye ’tecrübesinden yararlanılacak kişi’ olarak görüyorsa saygı ve ilgi görebilir. Yoksa işi zordur, diye düşünüyorum. Her yaşın güzelliği vardır, derler. Sen kaç yaşındasın Rıfkı?
-44 oldum hocam. Kırkı geçince yokuş aşağı iner gibi yıllar su gibi geçiyor hocam.
-Rıfkı’cım, konumuzla ilgili kısa bir şiir biliyorsan, okur musun?
-Tamam hocam, emredersin!
-Emretme askerdeydi. Rica ediyorum.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.(Cahit Sıtkı Tarancı’dan)
-Sağ ol.
-Asıl sen sağ ol hocam! Tanrı seni başımızdan eksik etmesin!
-Abartma Rıfkı.