(Postpolitik Bir Yazıdır)
Bu gün 17 Nisan, ne kadar da mutlu ve huzurluyuz.
Oysa ki daha dün, 16 Nisan günü çok fakir ve mutsuz yaşıyorduk.
Bu gün ise yani 17 Nisan günü ise hem çok zenginiz hem de çok mutluyuz. Mutluluğumuz gözlerimizden okunuyor.
Neden mutlu olmayalım ki;
Bu herkesin hesabına 15 Bin TL yattı.
Herkese bahçeli bir ev verildi.
Herkesin evinin önünde bir arabası var.
Herkes bir iş sahibi oldu.
Evlenmek için yıllardır para biriktirenlere evlilik yardımı olarak ev, araba, iş ve 117 Bin TL verildi.
Sağlık, eğitim ve adalet bedava oldu.
Elektrik, su, İnternet ve doğal gaz bedava oldu.
Teog sınavı kaldırıldı. İsteyen istediği liseye gidiyor.
Ygs-Lys sınavları kaldırıldı. İsteyen istediği üniversitenin istediği bölümüne gidecek.
Kpss kaldırıldı. Üniversite mezunları, mezun oldukları mesleklere diplomayı aldığı gün atanacak. Hatta diplomanın verildiği gün ile işe başlama günü aynı olacak.
Şehirlerimizin çehresi değişti. Her yer yeşillendi. Park, bahçe, orman, spor alanları yerleşim yerlerinin % 97’sini kapladı.
Herkese çevreye duyarlı olmaya başladı. Çevreci arabalar, çevreci binalar kullanılmaya başlandı.
Her yerimiz kültür, sanat, edebiyat ve spor alanları, salonları ile doldu.
Bilimde çağ attık. Nano teknoloji, astrofizik, yapay zeka, tıbbı gelişmelerle dünya bize hayran kaldı.
Bir günde 20 yaş üstü herkes üniversite mezunu oldu.
Bir günde 18 yaş üstü herkes iş sahibi oldu. Hem okul okuyacak hem de işlerini yürütecek.

Daha ne istiyorsunuz ki?
Ekonomik olarak sıfır sorun yaşıyoruz. Daha ne istiyoruz ki. Gerçekten de nankör bir milletiz.
Mutluyuz, huzurluyuz, sevinçliyiz.
Adalet peygamber çağındaki gibi.
İşçi hakları, emek, ezilenler, kadın hakları, çocuk hakları dünde yani 16 Nisanda kaldı.
Herkes özgürlüğün tadını çıkartıyor.
İnsanlar şimdiden tatil için New York, Paris, Maldivler için rezervasyon yaptırıyor.
Vize sorunu kalktı. Herkes istediği yere gidiyor.
Yerli üretim uçaklar şehir içi gibi çalışıyor. Her şehirde 15 dakikada bir uçak kalkıyor.
Hızlı tren ne ki?
Işınlama tekniğiyle insanlar istediği an istediği mekanda oluyorlar.
Daha dün yani 16 Nisan günü sabah simit+çay 2 TL, öğle tavuk döner+ayran 3 TL ile günümüzü geçiriyorduk.
Şimdi en lüks restoranda gidiyor kişi başı 249 TL veriyoruz. 20 TL de bahşiş bırakıyoruz.
Sonra tatlılarımızı yemek için mütevazi bir pastahaneye gidiyoruz. Kişi başı 83 TL tatlımızı yiyor, 15 TL bahşiş bırakıyoruz.
Bitti mi?

Tabi ki hayır,
Sonra kahve içmek için bir kahve mekanına gidiyoruz.
Bir kahveye 45 TL veriyoruz. 5 TL de bahşiş. Eskiden yani 16 Nisana kadar, fakirlikten hep 0,5 TL’lik çay içiyorduk. O da utanarak, sıkılarak.

Ve tabi ki gece yaşantımız var sırada.
Eşimizle, çocuklarımızla bir güzel eğleniyoruz, çıkışta hesap olarak yalnızca 846 TLcik ödüyoruz. Özel arabalarımızla evlerimize geliyoruz.

Evlerimiz akıllı ev.
Bizim geldiğimizi anlıyor ve bütün ışıklar yanıyor.
Bütün odalar 20 Santigrat derecede otomatik ısınıyor.
Daha ne isteyelim ki.
Artık insanlarımız alışveriş yaparken önce fiyata değil, kaliteye bakıyor.
Müslümanlardan Hacca gitmek isteyen herkes hacca gidiyor. 7 Yıldızlı otel odalarından Kabe’yi izleyecek.
İnsanlar çok kültürlendi. Her hafta sonu ayrı bir şehrin tarihi, doğal ve turistik mekanlarını ziyaret ediyorlar.
Bütün halk bir gün içinde bilinçlendik. Her sabah herkes spor kıyafetleriyle parklarda sabah sporunu yapıyor.
O karşı çıkanlar utansın artık. Bak onlarda bu nimetlerden yararlanıyorlar. Hainler, teröristler, sizi gidi Amerika ve Avrupa’nın maşaları sizi.!!!!

17 Nisan 2017