PERDE V
Dekor:Sahnede portatif iki adet yatak yatağın birinde Parti Pehlivan Ağa diğerinde Usturumcalı Halil Efe yatmakta. Usturumcalı Halil Efe’nin yattığı yerde duvara asılı Makbule Hanımnin resmi vardır .Duvarları sıvalı evler ve sokak görüntüsü)
(Anlatıcı –dış ses)Usturumcalı Halil Efe o gece uyuyamadı yatağında bir sağa bir sola döndü azda olsa uyusada uykusunda Makbule Hanım Hanım’a söylediği ‘’Geçmişlerinin canına değsin su gibi aziz ol’’ kelimelerini sayıklıyordu. Sabah Parti Pehlivan Ağa yatağından doğruldu Usturumcalı Halil Efenin uyumadığını gözleri tavanda boş boş baktığını görünce’’
Parti Pehlivan Ağa-Hayırlı sabahlar Efe’m aslında sana hiç sabah olmadıda nedir bu halin.
Usturumcalı Halil Efe-Ağam yok bişeyciğim.Dünkü dağ havası çartı sanırım
Parti Pehlivan Ağa-Belli belli gece boyunca bozuk gramafon gibi tekrar ettin ‘’geçmişlerinin canına değsin su gibi aziz ol’’ kelimelerini
Usturumcalı Halil Efe-yok bişey ağam dünkü yorgunluktan olsa gerek geçer bugün yorgunluğum bu gece normal uykuma dönerim.
Parti Pehlivan Ağa-Pınarın başındaki kız aldı aklını biliyorum. Silahı patlatmanda o dalgınlıktandı bilmiyor sanma.Sana doğru ateş ettim ama havaya sırf kaymakam bey korkmasın kendini güvende hissetsin diye yaptım o atışlarıda üç mermi borcunda var haberin ola.
Usturumcalı Halil Efe-Valla ne yalan söyleyim ağam ne desen haklısın gönlüme bir alev düştü sanki bilmem kendi kuruntumdur ama ne bileyim işte.
Parti Pehlivan Ağa-Mahallede dolaşır yoklarız biraz bakalım hayırlısı ne ise o olsun söndür içindeki koru Efem.
Usturumcalı Halil Efe-Valla deseler ki toroslardan kara bas yüreğini söndüreceğini bilsem yaparım ama sönmez bu içimdeki kor ağam
Anlatıcı-dış ses)Parti Pehlivan Ağa, Usturumcalı Halil Efe’yi de yanına alarak Selim efendinin tarifine göre Makbule Hanımnin evinin bulunduğu yere gelir avludan içeri baktığında Makbule Hanım ve yanında Halime’yi görür Makbule Hanım’de Halime’ye dert yanıyor gece uyuyamadığını pınar başında ismini dahi bilmediği su içen yiğiti bir kez daha görmek için nelerini feda edeceğini söylüyordu Halime’ye
Halime ,Parti Pehlivan Ağa ve Usturumcalı Halil Efe’yi yolda görünce koşup yanlarına giderek
Halime Hanım-Buyrun ağalar bir şey mi arıyorsunuz?
Parti Pehlivan Ağa-(O an aklına bir şey gelmediği için tatlı yalan söylemek zorunda kalarak) Köylünün biri kaymakamlığa başvurdu keçisi dünden beri kayıpmış geceden beri onu arıyoruz bir türlü bulamadık evlerin,damların arasına bakalım dedik son çare olarak kaymakamlığa geçecektik buralar baktıktan sonra bacım
Halime Hanım-Buyurun yorulmuşsunuzdur soğuk bir ayranımızı için öyleyse
Usturumcalı Halil Efe gözleri fal taşı gibi olmuş hemen kabul edecekken
Parti Pehlivan Ağa-Zahmet buyururuz hem müsait değilsinizdir sizlere rahatsızlık vermeyelim
(Parti Pehlivan Ağa’nın yanında pınardan su verdiği Usturumcalı Halil Efe’yi görüp Konuşmaları dinleyen Makbule Hanım koşarak dış kapı ağzına gelerek)
Makbule Hanım Hanım-Zahmette rahmet vardır ağalar bir ayranın lafımı olur.
(Parti Pehlivan Ağa, Usturumcalı Halil Efe ile beraber avludaki yer minderlerine oturdular içerden Zeliha Hanıma da haber verdiler)
Zeliha Hanım-Ağalar hoş geldiniz Makbule Hanım anlattı olanları rabbim kolaylık versin inşallah
Parti Pehlivan Ağa-Saol ana zahmet oldu sizede ayran çok güzel olmuş ellerinize sağlık
Makbule Hanım-Afiyet ve şifalar olsun inşallah.
(Usturumcalı Halil Efe dut yemiş bülbüle dönmüş bir Halime ye bir Halime’ye bir Parti Pehlivan Ağa’ ya bakıyordu.)
(Anlatıcı-dış ses)Laf lafı açtı derken baya bir zaman oturduktan sonra müsaade isteyip ayrıldılar.Parti Pehlivan Ağa Usturumcalı Halil Efe’nin durumunu İbrahim Ethem Bey’e açtı.)
İbrahim Ethem Bey-Allahın emri peygamberin kavli ile isteriz ne güzel işte hayırlısı olsun inşallah dedi
(Anlatıcı-dış ses)Yunanlıların Gördes yakınlarında olduğunu duyan Zeliha Hanım Makbule Hanım ve çocuklarını alarak emniyetli yer olan Demirci’de ikamet etmeye başladı
İbrahim Ethem Bey Parti Pehlivan Ağa, Usturumcalı Halil Efe,Selim efendi ile Demirci’de ikamet eden Zeliha Hanımın evine giderek Makbule Hanım Hanımı Usturumcalı Halil Efe’ye istediler.Zeliha Hanım usuldende olsa Makbule Hanım’a danıştıktan sonra Makbule Hanım razı olmuş nikahları ertesi gün kıyılmış,kısa süre sonra sade bir düğün ile dünya evine girmişlerdi Makbule Hanım ve Usturumcalı Halil Efe.Tarihler Mayıs 1921’i gösteriyordu