- 284 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
TURNALAR ve DAĞLAR SÜRGÜNDE
Bugün Güneş bir b’aşka yakıyor .
Bir sevi masalı gibi geldin dünyama .
Rüyamdaki ak sakallı dedeydin , Hızır’dın ,
belki de yalnız benim Hızırım...
Gözlerinde derin bir hüzün , hüznünü perdeleyen bilge bir anlam vardı .Değdi gözüm bu anlama ve takılı kaldı yüreğim
anlamında gözlerinin ...
Geç oldu tanışıklığımız , nerden bilebilirdik ki kavuşmamız ayrılığımıza gebe , nerden...Evet bugün Güneş bir b’aşka yakıyor ama tenimi değil .
Boş bir çerçeve yüreğim , duvarda anılarını özleyen . Memeden kesilen bir bebek gibi acılı ve yetim...
Gözümden akan her damlanın bir adı var bugün. Çünkü bu yaşlar benim bilgem Şükrü babaya akıyor .
Sen sevimli olmasaydın bu kadar , bu kadar hiçbir şey yapmadan sevdirmeseydin kendini ben öyle âşık olmayacaktım insanlığına ve yüreğimde " baba tahtı " kurmayacaktım sana. Güzel adam , Can adam , modern filozofum...
Gelenek bozulmadı Şükrü baba, yine gidenlerin ardından yakıldı ağıtlar ve sağken bilinmeyen kıymet çıktı pazara . Açıkarttırma gözyaşları...
Barış demiştin kendinle , acılarınla ve affet seni sen olmaktan alıkoyan herkesi , her şeyi . Bak bir yıldır öğütlerini dinliyorum her şeyle barışıyorum da seni kaybetmenin acısıyla barışamıyorum tıpkı senin sürgün yaşamında memleket özlemini hafifletemediğin gibi...
Bir sene oldu , yeryüzünden gökyüzüne bir yıldız havalanalı . Turnalar ve dağlar , memleket kokusu bir de yılların bilgeliği...Hiç incitmeden kimseyi gittin Şükrü baba...
Not : 31.07.2022 de aramızdan ayrılan çok değerli yazar ,baba ,bilge Şükrü Bilgiç anısına yazılmıştır.