Hz. Yusuf günaha girmeyi kabul etmediği için zindana atılmıştı. Artık onu yıllarca sürecek zorlu bir hapis bekliyordu. Böylece mahpusların piri olmuştu.

Zindanda gece ile gündüz fark edilemiyordu. Hz. Yusuf namaz kıldığı için namaz vakitlerini tayin etmek gayesiyle ilk kez saati icat etmiştir. Bu yönüyle saatçilerin de piridir. Saat bu tarihten sonra Mısır’dan dünyanın her tarafına yayılmıştır.

Zindana Hz. Yusuf’la beraber iki genç de atılmıştı. Bunlar hükümdarın ekmekçisi ve şerbetçisiydi. Bir gün bu gençler rüya görmüşler ve çok iyi rüya yorumladığı için bu rüyalarını Hz. Yusuf’a anlatmışlardı. Birisi rüyasında şaraplık üzüm sıktığını görmüştü.
Diğeri, Başının üzerinde, kuşların yediği bir ekmek taşıdığını görmüştü. Hz. Yusuf rüyalarını şöyle yorumladı:

“Ey mahpus arkadaşlarım! Biriniz hapisten kurtulup, efendisine şarap sunacak, diğeri asılacak ve kuşlar başının etini yiyecektir.” (Yusuf,41)

Bir müddet sonra iki genç zindandan çıktı ve Hz. Yusuf’un dediği aynen gerçekleşti. İçecek sunanın suçsuzluğu ortaya çıkmış ve kurtulmuştur. Diğeri suçlu olduğundan cezalandırılmıştır. Bu rüya yorumu ilerde zindandan kurtulmasını sağlayacaktı.

Hz. Yusuf zindanda boş durmuyordu. Peygamberlik görevini de aldıktan sonra İlahi tebliği halka bildirmeye devam etti. Dünyası kararmış insanların ahiretlerinin aydınlanması için onlara yardımcı oluyordu.

Hz. Yusuf’un zindana girmesinin beşinci yıllarında hükümdar bir rüya gördü. Hükümdar:

“Ben, yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yediğini; yedi yeşil başak ve bir o kadar da kurumuş başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumlamasını biliyorsanız rüyamı söyleyiniz” dedi. Etrafındakiler rüyasını yorumlayamayınca, hapisten kurtulmuş olan genç “Bunu yorumlayacak olanı biliyorum, beni zindana götürün” (Yusuf,43-45) dedi.

Hz. Yusuf hükümdarın rüyasını şöyle yorumladı:

“Devamlı yedi yıl ekin ekip, biçtiğiniz ekinin fazlasını biriktirin. Bolluktan sonra yedi yıl kuraklık, kıtlık gelecek biriktirdiğinizden yersiniz. Sonra halkın yağmur göreceği bir yıl gelir, o zaman bolluk bereket gelecek” (Yusuf,47-48-49 ) dedi.

Bu yorum hükümdarın çok hoşuna gitti ve Hz. Yusuf’un zindandan çıkarılmasını emretti. Hz. Yusuf haksız yere zindana atıldığından bu iftira temizlenmeden çıkmak istemiyordu.

Zindana giren, hele haksız yere giren birisi dışarıya çıkma teklifi karşısında fırsatı kaçırmaz. Böyle bir teklife hayır demek imkânsız gibidir. Fakat Hz. Yusuf iftira ile yaşamaktansa zindanda şerefiyle ölmeyi tercih etmiştir.

Bu durum Hükümdarın dikkati çekti. Sonra araştırma yaptırmış ve gerçekleri öğrenmiştir. Bunun üzerine Züleyha;

”Şimdi gerçek ortaya çıktı; onun olmak isteyen benim; doğrusu Yusuf doğrulardandır” (Yusuf,51 ) dedi.

Hükümdar derhal Hz. Yusuf’un zindandan çıkarıp, sarayına aldı. Ölen Kıtfir’in yerine onu Vezir yaptı. Hz. Yusuf’un zekice çalışmaları sonucu kıtlık yılları atlatılmış oldu.

Allah’ın mucize eseri olarak Hz. Eyyup peygamber gibi, Züleyha gençliğine döndürüldü. Kral Hz. Yusuf’u, Züleyha ile evlendirdi. Züleyha nihayet âşık olduğu Hz. Yusuf’a kavuşmuş oldu. Bu evlilikten Efrâim ve Menşa adlı iki oğul, Rahmet adıyla bir kızları oldu.



Ahmet TULGANER