Artık bu asiler için yapılacak hiçbir şey yoktu. Hz. Salih onlara gelecek azabı bildirdi. Üç günü gözleyin, birinci gün yüzünüz sararacak, ikinci gün yüzünüz kızaracak, üçüncü gün yüzünüz siyahlaşacaktır. Dördüncü gün ise azap gelip helâk olacaksınız.

Asilerin yanlıştan dönmeye niyetleri yoktu. Devenin başına gelenlerin önce Hz. Salih ve ailesinin başına, daha sonra inananların başına geleceğini söylüyorlardı. Onlar öldürme planları yaparken, Hz. Salih’in vaat ettiği azabın birinci günü geldi ve yüzleri sarardı. İkinci günü kızardı, üçüncü günü ise yüzleri simsiyah oldu. Bunun üzerine içlerinden bayılan, ölen, delirenler oldu.
Allah, Cebrail (a.s.) vasıtasıyla Hz. Salih’i uyarmış ve inananlarla birlikte o gece şehri terk etmişlerdi. Oysa asiler o gece baskın yapıp, Hz. Salih’i öldüreceklerdi. Fakat hüsrana uğradılar.

Üçüncü gecesinin akşamı şehrin üstünde bir toz bulutu yükselmişti. Korkunç bir gürültüyle ses azabı gelmiş ve dizleri üzerine çöküp kalmışlardı. (Hûd,38; Kamer,31)

Azaptan sonra Hz. Salih ve inananlar Hicr şehrine dönüp ibret tablosunu seyrettiler. Sonra inananlar orayı terk edip, Şam taraflarına gittiler. Kavmiyle yirmi yıl daha yaşayan Hz. Salih yüz elli sekiz yaşında vefat etmiştir.

Hz. Salih’in mucizesinde dağdan kızıl tüylü ve 10 aylık hamile dişi bir deve çıkmasını ve kendisi büyüklüğünde devenin doğması kopyalamaya bir işaret olabilir. Çünkü normal şartlarda bir deve kendisi büyüklüğünde bir deve doğuramaz. Hiçbir varlık doğuramaz. Kendisine benzer özellik ve büyüklükte olması kopyalamaya bir işaret olabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan bu çalışmalar aksaklıklara rağmen başarılı olmuştur. Belki ilmi deneyler için kopyalama yeni ufuklar açabilir. Ancak insan için bu başarılamamıştır. İlim adamları bunun hayvanlar için olabileceği ancak insan için gerçekleşmesinin şimdilik imkânsızlığından bahsetmektedirler. Ahlaki boyutu bir yana, Allah’ın buna müsaadesi olup, olmaması da önemlidir. İzni yoksa zaten bulmaları söz konusu olamaz. İzin varsa inşallah çalışmalar yine de insanlığın yararına olur. Beklide DNA’sı kopyalanır. Sorun yaşandığında DNA’dan yeni organlar oluşturmada kullanılabilir. Hastalık tedavisinde de bu çalışmaların faydası olur. Rabbim hayırlısını keşfetmeyi insanlığa nasip etsin inşallah.





Ahmet TULGANER