Yedi gün yanan hararetli ateşin içinde Hz. İbrahim’i hiçbir şey olmamış gibi otururken gören Nemrut, hayret ve korkuya kapılmış ve bir daha o’nun la uğraşamamıştır.

Hz. İbrahim’in bunca gayretine ve ateşte yanmaması mucizesine rağmen Hz. Lut ve az sayıda insan o’na iman etmiştir. Kavmi bunca hadise karşısında hala iman etmeyince Cenab-ı Hak onlara bu bölgeyi terk edin emrini verdi. Emir üzerine Hz. İbrahim eşi Sâre, kardeşinin oğlu Hz. Lut ve az sayıdaki inananla Şam tarafına gitmek üzere yola çıktılar.

Hz. İbrahim ve inananlar oradan ayrılınca Nemrut ve kavmine belalar gelmeye başladı. Sivrisinek istilasına uğrayıp, birçoğu helâk oldu. Nemrut’un da peşine bir sinek takıldı. Nereye gitse peşinden geliyor o’na çok rahatsızlık veriyordu. Hâşâ ilahım diyen Nemrut’un hayatını bir sivrisinek azap haline getirmişti.

Öldürme çabaları da sonuçsuz kalıyordu. Daha beteri sivrisinek bir gün burnundan içeriye girerek Nemrut’un beynine ulaşmıştı. Dini kaynaklara göre kör ve topal olan bu sivrisinek Allah’ın izniyle Nemrut’a ilah olmadığını bilakis ne kadar aciz olduğunu anlatmak istiyordu. Allah’ın izniyle hareket eden en küçük şeylerde ne kadar büyük bir güç olduğunu ona gösterecekti. Beynindeki vızıltılarla, azap içinde Nemrut işkence çekerek ölüp, gitti.

Kendisini her şeye sahip zanneden insan hele biraz maddi durumu iyi ise veya makam, şan, şöhret sahibi olursa hepten yaratıcısını, her şeyin sahibini unutuyor. Küçük bir sineğe veya mikroba yenik düşünce belki gerçeği anlıyor. Fakat önemli olan eldeki değerleri yitirmeden onların kıymeti anlamak ve Allah’a hakiki kul olmaya gayret etmektir.



Ahmet TULGANER