1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
604
Okunma

Bazen kendimi terk ettiğim zamanlar oluyor
başka bir evrende başka bir kimlikle yaşa(yama)ma hali...
Bu dünyada olumsuzlukları kuşanıp, onlarla herkes herkesi tehdit edebiliyor,kimse ama kimse bir diğerinin yaraları ile ilgilenmiyor. ilgilenir gibi yapıyor...
Sokakta bir kedinin başını okşayan bile verdiği bu sevgi kırıntısının yukardaki ! tarafından kendisine şefkat olarak geri döneceğini umuyor...
Hayattaki tüm tesadüflerin içinden ayıklayabildiğim güzellikleri, bana bahşedilmiş bir armağan olduğunu kabullenmem gerekirse ve ben tesadüflerin planlanmış bir kaos olduğunu düşünürsem ve başıma gelen tüm kötü tesadüflerin de O’nun isteği üzerine olduğunu düşünerek, bak işte bu belki de seni başka bir kötülükten korumuştur diye iyimser bir yaklaşım da bulunmam gerekir...
Toplumun öğreti ile eğreti dürtelemeleri arasında gel gitleri yaşaya yaşaya ömür tükenir gider böylece...
Ve ben hepsini reddediyorum şimdi
iyilik diye bir şey yok...
Denizlerin temiz olması gerektiğini düşünüyorsanız, daha fazla balık yemek düşüncesi de arka planda zula da bekliyordur...
iyilik yoksa kötülük de yoktur, olmaması gerekir ...
Sanki beynimin içinde fiziksel olmayan bir ateş yanıyor ve ben isyan etmek, bağırmak, kızmak öfkelenmek duygularımı onun içinde eritiyorum...
Sessizliğin ve karanlığın ne kadar iyileştirici olduğunu bilseniz iyi olmak için benim en başta dediğimi isterdiniz...
bunun kesin garantisini verebilirim...
Zaten her şey bir rüyadan ibaret, bunu kabul ettiğimizde hiç uyanamayacağız...
yani ...
YILDIZ