Bir kişi "Bir kuş çevre şartlarından dolayı değişime uğradı ve sonunda tavuk oldu" dese, aklı başında hiç kimse ona inanmaz. İddia edilen ve kabul edilmesi mümkün olmayan mantık budur. Maymun zamanla insan oluyor ve sonra insan nesli kendi arasında evlenerek çoğalıyor. Bunu kabul etmek mantık dışıdır.



Gerçekte olan ve kabul edebileceğimiz evrim şu şekildedir:

Bir türden başka bir türün meydana gelmesi değil, tür için yeni melez ırkların meydana gelmesi şeklindedir. Mesela attan eşek,eşekten at olmaz. Fakat at ve eşekten katır olabilir. Katır me- lez bir ırktır, kısırdır.


Yani tür zamanla değişime uğrayıp neslini devam ettir- miyor. Doğru olmayan değişerek evrimleşmedir. Oysa katır yeni bir türdür fakat katır katırla çoğalarak türünü devam ettirme özelliğine sahip değildir.Yüce Yaratıcı ona bu özelliği vermemiş, ka-tırı kısırlaştırmıştır.


Fikir açmak için hadiseyi biraz detaylandırmak istiyorum. Dünya kâinata göre küçük olsa da içersinde birçok canlı barındırmaktadır. Daha önce ifade ettiğimiz gibi, dünyada üç yüz bin bitki çeşidi keşfedildiği gibi, birçok hayvan türü de keşfedilmiştir. Çeşitli türlerde milyonlarca canlı varlık yaşamaktadır.


Bizlere birazda olsa fikir vermesi için bazı örnekler verelim:
Sünger çeşidi üç bin civarı, Selentereler denen vücutları torba biçiminde olan, sabit ve yüzen hayvanlar dokuz bin çeşit. On bin çeşit solucan, örümcek, çekirge, kırkayak gibi hayvanlar. Seksen bin çeşit derisi dikenliler ve kırk bin çeşit omurgalı hayvanlar. Bu rakamlar ilim ilerledikçe yeni keşiflerle her an değişmesi muhtemel rakamlardır. Bunca farklı türde canlı boşuna yaratılmamıştır. Hâşâ Allah abes, boş iş yapmaz. Sanatını en güzel bir şekilde kâinatta icra etmektedir.


Evet, şimdi sıra her şeyiyle bu güzellikleri temaşa edip, hakkını verecek veya verme gayreti içinde bulunacak dünyanın halifesinin yaratılmasına gelmiştir.


Ahmet TULGANER