8
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1330
Okunma

Görseldeki bu yazıyı okuyunca her konuyla bağdaştırıp uzun uzun düşündürür beni.
Gerçekten biz insanlar doyumsuz varlıklarmıyız! herşeyden şikayet edip varonlarla mutlu olmayı bilmiyor muyuz acaba!!
Adamın biri eşine yemek malzemesi götürdü diye bin şükreden kadın da var, ona altın akçelerde alsa memnun olmayan kadın da.
Aynı şey erkekler içinde geçerli tabi.
Hatta gözlemlediğim kadarıyla erkeklerde bu durum daha da fazla evdeki bulgurdan usanıp değişiklik merakı onları hep cezbediyor.
Mesela evde her işini gören bir eşi var adamın diğer kadınlardan daha çirkin değil, daha beceriksiz değil kendine emek vermiş, çocuklar vermiş ama hep gözü bir başkasında, ya eşinin bir tarafını beğenmiyor ya da aşağılıyor, filanın eşine bak böyle mi ama sen hep şöylesin böylesin vs. genele yayarak söylüyorum tabi, birbirinden memnun olanlar vardır az da olsa.
Anne olarak da memnun edemez kadın bazen çocuklarını elinden geleni yapsa da, hep başkasının annesi daha iyi şeyler yapmıştır evlada göre; filanin annesi hiç senin gibi değil çocukları için yaşıyor, herkesin annesi çocuklarına börekler çörekler yaparken sen dağda bayırda korolarda şarkı türkü peşinde diyende oluyor. Sanki kadının annelikten başka bir yaşam hakkı yokmuş kendini mutlu eden şeyler yapması yasakmış gibi.
Anneler de, bak elalemin çocuğuna nasıl derslerini anında yapıyor, ailesine nasıl saygılı, her zaman hürmetli, annesini babasını ne güzel düşünüyor vs.denir bazen.
Ne bileyim bazen de bunu ülke yönetiminde de düşünürüm de, hep başka ülkelerin daha iyi yönetildiğini düşünmezmiyiz, onlarda şu var bizde yok gibi.
Çok şeylere çağrışım yaptıran geniş düşündüren bir yazı bu, galiba biz insanoğlu memnun olmayı bilmiyoruz.
Ya da aldıkça, oldukça daha fazlasını mı istiyoruz acaba!?
Bu insanın dengini yani ruh eşini bulmasına da bağlı sanırım.
Sağlıklı düşünen, kendisiyle barışık, eşini seven bir erkek, bunu ailede gösterince kadın mutlu olur, kadın mutlu olunca çocuklar ailede sevgiye şahit oldukları için onlar da mutlu olur biraz zincirleme bir durum sözkonusu gibi.
Aile toplumun en küçük çekirdeği ise ve gelişim, değişim, başarı bu çekirdekten başlıyor sonra topluma sirayet ediyorsa demek ki seçim çok önemli. Başarısızlıkların kökeni yanlış seçimler belki ama, insanların da kullanma kılavuzu yoktur herkes psikolog değil ki..
Yine işin başı sevgiye dayanıyor sevgi herşeyin ilacı gibi, "doktor eşine sevgi göster demiş adam da gösterdim işe yaramadı deyince o zaman dozunu arttır" demiş ya, keşke herkes sevgisini rahatlıkla özgürce, karşımdaki şımarır diye düşünmeden gösterebilse, zira yerini seven çiçek coşarak yeşerir, gelişir atılan tohumlar güller açtırır bulunduğu ortama baharlar getirir mis kokusuyla cezbeder herkesi bulaşıcı hastalık gibi.
Sevilmek ve biraz şımarmak herkesin hakkı ama bunu suistimal etmemek kimsenin ayarlarıyla da oynamamak kaydıyla..