Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Dilek pınarı
Dilek pınarı

Sesli düşünüyorum

Yorum

Sesli düşünüyorum

8

Yorum

11

Beğeni

0,0

Puan

1330

Okunma

Sesli  düşünüyorum

Sesli düşünüyorum






Görseldeki bu yazıyı okuyunca her konuyla bağdaştırıp uzun uzun düşündürür beni.
Gerçekten biz insanlar doyumsuz varlıklarmıyız! herşeyden şikayet edip varonlarla mutlu olmayı bilmiyor muyuz acaba!!

Adamın biri eşine yemek malzemesi götürdü diye bin şükreden kadın da var, ona altın akçelerde alsa memnun olmayan kadın da.

Aynı şey erkekler içinde geçerli tabi.
Hatta gözlemlediğim kadarıyla erkeklerde bu durum daha da fazla evdeki bulgurdan usanıp değişiklik merakı onları hep cezbediyor.
Mesela evde her işini gören bir eşi var adamın diğer kadınlardan daha çirkin değil, daha beceriksiz değil kendine emek vermiş, çocuklar vermiş ama hep gözü bir başkasında, ya eşinin bir tarafını beğenmiyor ya da aşağılıyor, filanın eşine bak böyle mi ama sen hep şöylesin böylesin vs. genele yayarak söylüyorum tabi, birbirinden memnun olanlar vardır az da olsa.

Anne olarak da memnun edemez kadın bazen çocuklarını elinden geleni yapsa da, hep başkasının annesi daha iyi şeyler yapmıştır evlada göre; filanin annesi hiç senin gibi değil çocukları için yaşıyor, herkesin annesi çocuklarına börekler çörekler yaparken sen dağda bayırda korolarda şarkı türkü peşinde diyende oluyor. Sanki kadının annelikten başka bir yaşam hakkı yokmuş kendini mutlu eden şeyler yapması yasakmış gibi.

Anneler de, bak elalemin çocuğuna nasıl derslerini anında yapıyor, ailesine nasıl saygılı, her zaman hürmetli, annesini babasını ne güzel düşünüyor vs.denir bazen.
Ne bileyim bazen de bunu ülke yönetiminde de düşünürüm de, hep başka ülkelerin daha iyi yönetildiğini düşünmezmiyiz, onlarda şu var bizde yok gibi.

Çok şeylere çağrışım yaptıran geniş düşündüren bir yazı bu, galiba biz insanoğlu memnun olmayı bilmiyoruz.
Ya da aldıkça, oldukça daha fazlasını mı istiyoruz acaba!?

Bu insanın dengini yani ruh eşini bulmasına da bağlı sanırım.
Sağlıklı düşünen, kendisiyle barışık, eşini seven bir erkek, bunu ailede gösterince kadın mutlu olur, kadın mutlu olunca çocuklar ailede sevgiye şahit oldukları için onlar da mutlu olur biraz zincirleme bir durum sözkonusu gibi.

Aile toplumun en küçük çekirdeği ise ve gelişim, değişim, başarı bu çekirdekten başlıyor sonra topluma sirayet ediyorsa demek ki seçim çok önemli. Başarısızlıkların kökeni yanlış seçimler belki ama, insanların da kullanma kılavuzu yoktur herkes psikolog değil ki..

Yine işin başı sevgiye dayanıyor sevgi herşeyin ilacı gibi, "doktor eşine sevgi göster demiş adam da gösterdim işe yaramadı deyince o zaman dozunu arttır" demiş ya, keşke herkes sevgisini rahatlıkla özgürce, karşımdaki şımarır diye düşünmeden gösterebilse, zira yerini seven çiçek coşarak yeşerir, gelişir atılan tohumlar güller açtırır bulunduğu ortama baharlar getirir mis kokusuyla cezbeder herkesi bulaşıcı hastalık gibi.

Sevilmek ve biraz şımarmak herkesin hakkı ama bunu suistimal etmemek kimsenin ayarlarıyla da oynamamak kaydıyla..

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sesli düşünüyorum Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sesli düşünüyorum yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sesli düşünüyorum yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
7.8.2023 19:56:20
Tek söylemek istediğim neden tüm senaryolarda kadın evde bekleyen ve erkekler de işten gelen durumunda. Bu, kadına bakış açısının çarpıcı bir kanıtı. Kadını toplumdan koparan algı operasyonları bitmedikçe eşit insan ilişkileri kurulamaz zaten. Gerisi teferruat.

Sevgilerimle...
Mesut Özünlü
Mesut Özünlü, @mesutozunlu
7.8.2023 19:47:54
Çok hakşinas bir empati kurmuşsunuz Sayın Dilek Pınarı. Bir şey dengeli ve doğal olunca, ona "hık" diyecek kimse kalmıyor. Dengesizler hariç. Selam ve saygıyla.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
15.5.2023 11:25:31
Beğeniyle okudum kutluyorum
Yılmaz Süslü
Yılmaz Süslü, @yilmazsuslu
14.5.2023 18:15:10
Merhaba "Dilek pınarı" .

Böyle bir yazıyı okuyunca o kadar geçen meslek öğrencilik hayatımda, hastane köşelerinde hastalarla olan birebir iletişimlerimde , yaşlı teyzelerin içine atamadığı dertlerde hep bir şeyler vardır .
İnsanın sevgiye muhtaçken sevgiyi yanlış yerde araması.
İçimizdeki derin aile sevgisini dışardan kültürel alenen soy kırımla yavaş yavaş topluma yoksa yaymışlar mıdır küresel efendiler?

İşi küresel boyuta indirgersek çoğu kişinin şaşkınlıktan dili tutulacağı sabittir.

Ama ülkemizde yaşanılanlara bakılırsak tam bir çöküş hali.

Aslına bakarsan eskiden daha güzeldi dünyamız .Hepimiz yoksulduk ama yediğimiz ekmek bir başkaydı.
Hiç annemizi beğenmemezlik yapmazdık.
Ya da annemiz filanın çocuğu şöyle yüksek not almış ,daha akıllı , daha yetenekli demezdi.
Söyler misin ne oldu bizlere?
Ne evliliklerde erkek karısından memnun ne de kadın kocasından.
Akrabalarsa tam felaket.

O kadar insan tanıdım sevgiye bir yudum su kadar muhtaç ama nereden bulacağını bilmiyor.
Bizler sevgimizi yitirdik özünde .

Ufacık bir hediye ile mutlu insanlardan şimdiyse ortaya altın koysan niye elmas getirmedin diyenlerdeniz.
Ben 90'lı yılların neslinden olduğumdan biraz ayrıcalıklı hızlı ,aşırı maceralı olsa da mutlu geçirdim.

Ailede kavga olurdu ama barışırdık hemen akşam.

Şimdi öz ablamı reddetmişken söyler misin ben sevgiyi nerden arayım?

İçimize geçmiş bir kere.

Elimizdekini beğenmeyen hep daha da fazlasını isteyen ,doymak bilmez hep de bir el alemde arayan bir insan topluluğuna evrildik.

Ben o yüzden hep mazilerimi ararım çocukluğumun geçtiği sokaklarda. Şiirler yazmışımdır "KARA LEKE SOKAĞI " diye.

Ama üzgünüm biz sevgiyi ,sevilmeyi unutmuşuz. Toprağa gömmüşüz tüm değerlerimizi.

Her şey sanal alemden , her şey paradan da ibaretken böyle toplumda nasıl yaşanır sizce?

Hepimiz sevgisiz kalmış ayaklı cesetlere dönüşmüşüz.

Böylesi bir yazıya ne söylenir ki bilemiyorum.

Hala evlilikten aile hayatından korkan bizim gibi bir nesil gelişmeye başladı.

Sevgiye doyamamaktan ,sevginin paradan daha önemli olduğunu anlayamamaktan ,o duyguyu tamamen yitirdiğimizden.

Açıkçası yazınızdan ne çıkartılır ki o okuyucuya kalmış. Siz tüm gerekeni söylemişsiniz.

Son olarak da sanki Yeşilçam filmlerinde Tarık Akan'ın "ACI DÜNYA " filmindeki dava sahnesinde hakime sorduğu gibi söyler misin "ŞİMDİ YAŞADIM MI BEN!!"...
Gule
Gule, @gule
14.5.2023 12:56:26
geçenlerde biri paylaşmıştı:
"Evlilik, iki insanın taraflardan biri ölene kadar birbirine "ne yiycez?" diye sorması olarak özetlenebilir." diye:)

en basiti babamdan örnek verim, adamın on parmağında on marifet -bu arada çok güzel yemekler yapar- aslında aklınıza gelen her işi yapıyor...cam siliyor, balkonu sabah akşam silip yıkıyor, yemek yapıyor, evi siliyor...bi çamaşır yıkıyamıyordu, annemin uzun süren köy ve İstanbul ziyaretlerinden sonra onu da öğrenmek zorunda kaldı, bir de ütü yapamıyordu belki onu da ya öğrenmiştir, ya da kırışık giymeye alışmıştır...yani bu adam daha n'apsın ama? Anneme sorsanız "ah! onun yaptığı da iş mi? bezi üstten sallayıp geçiyo, arkasından yine dip köşe ben temizliyorum." diye söylenir durur hala...o yüzden annemle çok takışırız, hani gözümle görmesem inanacağım ama eskiden beri öyleydi babam...evde işleri bölüşür ortaklaşa yapardık...babamın bulaşık deterjanının köpüğüyle kapıyı açtığını bilirim...şimdi diyeceksiniz ki 'kızım sen dururken baban niye bulaşık yıkıyor?'. Bendeniz muhtemelen tv'de güzel bir film seyrediyordur, 'bırak elleme sonra yıkıcam!' demişimdir, bizim peder de sağolsun düzenli, tertipli kaşla göz arası 'beş dakikada yıkim şunları kız rahat etsin' demiştir ve kızına kıyamamıştır yine...geçen sene dört haftalık iznim süresince bulaşıkları ben yıkadım yani gerçi çoğunlukla makinaya attım:) adam sabah akşam dua etti bana sanki ne büyük iş yapmışım...dönüşümün ilk günü, tlf konuşmamız; yine onun günlük rutini haline gelmiş olan bulaşık faslıydı "kızım!" dedi "sen gittin bulaşıklar yine bana kaldı!"...hep söylüyorum makinaya at gitsin hiç uğraşma, 'e' diyo 'biz iki kişiyiz dolması günler sürer' ya da ne bilim 'çok fazla su elektrik gidiyor' bahanesi de var tabi...

ama babam bildim bileli öyle, beş dakika yerinde oturmaz, 6 haber bülteni hariç...

şimdi soruyorum size benim karşımda böyle bir baba rolü ve örneği varken ben hiçbir erkeği beğenir miyim? beğenmem! illa ki bi kulp bulurum yani...

her iş ortaklaşa yapılacak arkadaş, olay bitti...erkeğin elinden her iş gelecek...gelmek zorunda:))

eğlenceli yazıydı bu, anneler gününde babamı anlattım ya daha ne diyim:)
sağolun...

Gule tarafından 14.5.2023 12:58:30 zamanında düzenlenmiştir.
ikiodabisalon
ikiodabisalon, @ikiodabisalon
14.5.2023 11:54:49
Herkesin oluşturduğu kendine ait bir konfor alanı var. Ve cevaplarını bu alan içinden veriyor.

Hiçbirimizin dertleri birbirine benzemiyor. Hatta bazen 'dert ettiği şeye bak' diye cümleler bile kurmuşuzdur. Ama karşımızdakini çok iyi anladığımızı filan düşünürüz.

Kimse kimseyi anlamıyor aslında. Sadece karşılaştığı soru ve sorunları, bulunduğu şartlar içinden cevaplıyor .

Yine herkesin kendine ait bir dramı ve bir hayat hikayesi var.

Hele hele yukarıda bahsettiğiniz konularla ilgili haksız olan kimseyi görmedim. İki tarafı da dinlediğiniz de, herkes haklı... herkes mükemmel... çıkıyor.

Şimdi burada kendi hikayemi anlatsam, 'vah vah' dersiniz, aynı hikayeyi eski eşimden dinleyin ona da, 'vah vah', dersiniz. Bir ipte iki 'vah vah' garip duruyor ama... :)

İlginç konu tartışılabilir bir yazıydı.
Teşekkürler.
Believe-TülA(y)slan
Believe-TülA(y)slan, @believe-t-layslan
14.5.2023 11:07:46
10 puan verdi
İnsanları en kötü gösteren Konuştuklarıyla sergiledikleri arasında dezatlar oluşturması bence. Benim ayarlarım kolay kolay bozulmaz fakat zorlarlarsa bu ayar yerle yeksan olup kalplerinin ta içine hiroşimaya dönüşüp girer. Zira ben bile o yanımdan çekiniyorum ben bile


Bu yüzden kimse kimsenin ayarı ile oynama lüksüne sahip değil. Şayet nezaket kuralı alt ediliyorsa belli Bi süre kendime sakin ol derim. Baktım kuduran su taşımaya devam ediyor o zaman parmaklarımın pençelerini ta kalplerine sokarım. Ve kimsenin gücü yetmez parmaklarımı oradan çıkarmaya. Sadece isterse Tanrı ve onun elçileri çıkarabilirler.

Bu yüzden kimse ne benim nede sevdiklerimin ayarıyla oynamasın.
Uyayan beni zira uyandırmak istemem asla.


Ruh makamınızı bisürü bisürü selamlıyorum sonsuzca
Var olun göz içsel kalp dergah kapılarımızda sonsuzca

🐦🌊🌳🐬🧚‍♂️❣️🌹🌎🧚‍♀️👣🙂
Elif_V_Mim
Elif_V_Mim, @elif-v-mim
14.5.2023 10:54:59
Çok yerinde tesbitler.
Kadınlar evliliği korumak adına( aslında kendi konfor alanını) koruma adına fedakarlıklar yapıp, pek çok şeyi görmezden geliyor. Çünkü bir daha o rahatı bulmayacak. Alan razı veren razı, bize sükut etmek düşer.
Allah daha mutlu etsin ne diyelim.

HüznülVerd tarafından 14.5.2023 10:54:30 zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL